S&P 500 dot-com çarpanlarına döndü: Yapay zeka verimliliği ve güçlü marjlar iyimserliği besliyor

Yahoo Finance'nin yaptığı paylaşıma göre yapay zeka yatırımlarında balon tartışmaları, yüksek değerlemeler ve yatırımcı coşkusu gündemde olsa da analistler sadece önümüzdeki çeyrek için değil, daha uzun vadeli bir yükseliş eğilimini destekleyecek nedenler bulmaya devam ediyor. Tarifelerin etkileri hâlâ piyasa üzerinde baskı yaratırken, Fed’in son gevşeme adımı ek riskler ve belirsizliklerle birlikte geldi. Merkez bankacıları fiyat baskıları ve artan işsizlikle aynı anda mücadele ediyor. Ayrıca, bağımsızlıklarına yönelik olası müdahaleler de dikkat çekiyor.
Piyasalardaki iyimserliğin aleyhine gelişen faktörlere rağmen öne çıkmasının ardında analistlerin ve yatırımcıların kullandığı zaman çizelgesi yer alıyor. Yılın geri kalanında beklenen güçlü kurumsal sonuçlar yükselişi desteklerken, 2026 ve 2027 için öngörülen getiriler de büyüme hikayesini besliyor. Yapay zekanın sağladığı verimlilikler ve daha ılımlı bir Fed beklentisi, kurumsal temelleri güçlendiren unsurlar arasında gösteriliyor.
DataTrek’in kurucu ortağı Nicholas Colas’ın analizine göre, S\&P 500 endeksi dot-com dönemindeki seviyelere geri döndü. Endeksin son 10 yıllık kazançlara dayalı fiyat-kazanç oranı 40’a yükselmiş durumda. Bu çarpan, hem ekonomik çalkantıların hem de aşırı genişlemenin yaşandığı bir yılda endeksin kaydettiği güçlü getirileri ortaya koyuyor. Colas, müşterilerine gönderdiği notta, S\&P 500’ün sadece 2026 kazançlarına göre değil, aynı zamanda 2027’ye ilişkin iyimser beklentilere göre de tarihsel olarak pahalı olduğunu ifade etti.
Tahminlere göre, endeksin mevcut kazanç çarpanını koruyabilmesi için şirketlerin 2026’da kazançlarını yüzde 13,4, 2027’de ise yüzde 15 artırması gerekiyor. Colas, yatırımcı güveninin önümüzdeki iki yıl boyunca ortalamanın oldukça üzerinde kalmasının bu senaryonun gerçekleşmesi için şart olduğunu belirtti.
Kurumsal kâr marjlarının güçlü seyri, bu beklentilerin en önemli dayanaklarından biri. Şirketler pandemi şokları, yüksek enflasyon, sıkı para politikası ve tarifelere rağmen yüksek marjlarını koruma konusunda başarılı olduklarını kanıtlamış durumda. Bu yıl özellikle büyük teknoloji şirketlerinin öne çıkardığı marj artışının 2026’da verimlilik, yapay zeka ve iş gücü piyasasındaki gelişmeler sayesinde diğer sektörlere de yayılması bekleniyor. Daha yavaş ücret artışı, şirket maliyetlerini azaltarak marjların güçlenmesini sağlayabilir.
Bununla birlikte, iş gücü piyasasındaki direnç Fed’in uzun vadeli bir faiz indirim döngüsü yerine daha istikrarlı bir politika izlemesine neden olabilir. Fed yetkilileri, fiyat istikrarı ve istihdam hedefleri arasında hangi önceliğin öne çıkarılması gerektiği konusunda tam bir uzlaşı sağlayabilmiş değil. Bu belirsizlikler, şirket maliyetlerinden kâr marjlarına ve hisse senedi fiyatlarına kadar uzanan zincirde belirleyici olmaya devam edecek.