İsrail-İran gerginliği tırmanırken petrol devlerinin CEO’ları alarm durumuna geçti

İsrail ile İran arasında tırmanan çatışma, küresel enerji piyasalarında ciddi bir tedirginliğe yol açtı. Petrol sektörünün en büyük oyuncularını temsil eden yöneticiler, jeopolitik gerilimin enerji altyapısına sıçraması halinde küresel arz ve fiyatlar üzerinde sarsıcı etkiler oluşabileceği uyarısında bulundu. Shell, TotalEnergies ve EnQuest gibi küresel enerji devlerinin üst düzey yöneticileri, Malezya’nın Kuala Lumpur kentinde düzenlenen Enerji Asya konferansında CNBC’ye verdikleri demeçlerde bölgedeki gelişmelerin petrol endüstrisi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.
Shell CEO’su Wael Sawan, son dört günü “çok endişe verici” olarak nitelendirerek, mevcut durumda jeopolitik risklerin ve piyasalardaki oynaklığın ciddi boyutlara ulaştığını söyledi. Shell’in Orta Doğu’da hem işletilen varlıklar hem de sevkiyatlar açısından önemli bir pozisyona sahip olduğuna dikkat çeken Sawan, bu nedenle bölgedeki gelişmeleri liderlik ekibiyle birlikte yakından izlediklerini ve olası senaryolar üzerinde çalıştıklarını belirtti.
İsrail’in İran’ın askeri ve nükleer altyapısına yönelik ani saldırısının ardından başlayan dört günlük çatışma sürecinde her iki ülkede de bazı petrol ve doğalgaz tesislerinin hedef alındığı bildirildi. Ancak şu ana kadar kritik enerji altyapısında ya da ham petrol akışlarında büyük çaplı bir aksama yaşanmadı. Yine de uzmanlar, özellikle İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması gibi senaryoların gerçekleşmesi halinde küresel enerji piyasalarının derinden etkilenebileceğine işaret ediyor.
Brent tipi ham petrolün Ağustos vadeli işlemleri Salı günü Londra saatiyle 16:16 itibarıyla %3’lük bir yükselişle varil başına 75,41 dolardan işlem gördü. Aynı saatlerde ABD Batı Teksas türü ham petrolün Temmuz vadeli sözleşmeleri ise %2,7’lik artışla 73,74 dolara ulaştı. Bu fiyat hareketleri, jeopolitik risklerin petrol fiyatlarını yukarı yönlü desteklediğine işaret ediyor.
TotalEnergies CEO’su Patrick Pouyanné ise öncelikli endişelerinin bölgedeki çalışanlarının güvenliği olduğunu vurguladı. Pouyanné, Fransız enerji devinin Irak’ta doğduğunu ve halen Irak, Abu Dabi, Katar ve Suudi Arabistan gibi bölgelerde aktif operasyonlarını sürdürdüğünü belirterek, olası saldırıların petrol tesislerini hedef almaması temennisinde bulundu. Bu tür saldırıların yalnızca fiziksel güvenlik açısından değil, aynı zamanda küresel enerji piyasalarının istikrarı açısından da ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.
Hürmüz Boğazı, dünya petrolünün yaklaşık beşte birinin geçtiği stratejik bir geçit olarak öne çıkıyor. İsrail-İran çatışmasının şiddetlenmesiyle birlikte bazı gemi sahiplerinin bu güzergâhtan uzak durmaya başlaması, enerji tedarik zincirlerinde potansiyel bir kırılganlık yaratıyor. Her ne kadar İran’ın boğazı tamamen kapatabilme kapasitesi konusunda analistler şüphelerini dile getirse de, böyle bir girişim dahi küresel ölçekte fiyat artışlarını ve lojistik sorunları tetikleyebilir.
EnQuest CEO’su Amjad Bseisu, yaşanan gelişmeleri “dalgalanma yılı” olarak tanımladı. CNBC’ye verdiği röportajda Bseisu, her gün farklı bir gelişmenin yaşandığını, ancak İsrail ile İran arasındaki çatışmanın piyasalar açısından kritik yeni bir aşamaya işaret ettiğini söyledi. Buna karşın kısa ve orta vadede piyasaların hâlâ iyi tedarik edildiğini belirten Bseisu, çatışmanın bir an önce sonlanmasının piyasalar açısından hayati önem taşıdığını ifade etti.
Petrol tüccarları, İsrail-İran çatışmasını, Rusya'nın 2022 yılında Ukrayna'ya başlattığı tam kapsamlı işgalden bu yana yaşanan en büyük jeopolitik risk olarak tanımlıyor. Bu tanım, yatırımcıların ve enerji yöneticilerinin yaşanan gelişmelere neden bu denli hassasiyetle yaklaştığını gözler önüne seriyor. Şu an için enerji altyapısında doğrudan bir darbe yaşanmamış olsa da, tansiyonun artması durumunda piyasalarda daha sert dalgalanmalar yaşanabileceği belirtiliyor.