Finans ekosisteminde FinTech'in rolü
- Finansal sistem içindeki tüm teknolojik yeniliklerin dahil olduğu FinTech ekosistemi hem dünyada hem Türkiye'de büyüyor.
- KPMG’den FinTech ve Finans Lideri Sinem Cantürk, Türkiye Fintech sektörünün ilk olarak ödeme hizmetleri ile ilgi çekmeye başladığına ancak artık neredeyse tüm dikeylerde markalar yaratıldığına dikkat çekti.
- Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin verilerine göre, 2023 yılında 29 FinTech şirketine 17 milyon dolar yatırım yapıldı.
Son yıllarda FinTech girişimlerinin ve yatırımlarının sayısı arttı. Finans (Finance) ve teknoloji (Technology) kelimelerinin birleşiminden oluşan FinTech kavramı, geleneksel finans sistemine yeni nesil teknolojilerle entegre oluyor. Bankacılık ve finansta son yıllarda yaşanan teknolojik yeniliklerin hepsinin birer FinTech ürünü olduğunu söyleyebiliriz. İlk zamanlarında geleneksel bankacılık sisteminin bir rakibi olarak görülse de FinTech ve geleneksel sistem, birbirine entegre olarak, birbirinin en iyi özelliklerini alarak, tüketicilerin hayatını kolaylaştırıyor.
FinTech neleri kapsıyor?
FinTech dediğimizde aslında finansal sistem içindeki tüm teknolojik yenilikleri saymak mümkün.
Mobil ödeme teknolojisinden sohbet botlarına, temassız ödeme sistemlerinden blokzincir teknolojisine kadar birçok teknoloji ürünü finansal sistemler içinde yer alıyor.
FinTech girişimlerinin temel motivasyonu, finans ve bankacılıktaki hizmetleri daha düşük maliyetli hale getirirken, yüksek verimlilik alınmasını da sağlamak. Bu girişimler geleneksel sistemlerin süreçlerine farklı bir bakış açısı getirmiş oluyor.
Mobilite, günümüz finansal teknolojilerinin en önde gelen konusu.
Kullanıcıların akıllı telefonlarıyla banka hesaplarına istedikleri zaman erişebilmeleri, bu hesaplar üzerinden birçok finansal işlemlerini yapabiliyor olması da bir başka FinTech ürünü.
Ekosistemin oyuncuları
Bu kadar fazla ve çeşitli ürünün olduğu yerde bir ekosistem de var demektir.
FinTech ekosistemi dediğimizde akla 4 ana oyuncu geliyor. Bunlar; Tüketiciler, finans kurumları, veri ağları ve FinTech şirketleri.
Çıkan her ürün ağırlıklı olarak tüketiciler için üretiliyor. Dolayısıyla tüketiciler, bu ekosisteminin en önemli oyuncusu.
Şirketlerin pazardaki boşlukları doldurabilmesi için tüketicilerin tercihlerini doğru takip edebilmesi, iyi okuyabilmesi şart. İstatistikler gösteriyor ki tüketicilerin yüzde 70’inden fazlası banka hesaplarını finans uygulamalara bağlama konusunda istekli. Bu da pazarın potansiyelini gösteriyor.
Finans kurumları, yani diğer bir deyişle ağırlıklı olarak bankalar olmadan operasyonu tamamlamak mümkün değil. Çünkü hizmetler çoğunlukla bankaların sağladığı temel bankacılık hesapları üzerinden sunuluyor.
FinTech şirketleri de bir bakıma müşteriler ile finans kurumları arasındaki ilişkiyi yeniden düzenliyor. Dolayısıyla finans ekosisteminde her geçen gün daha sağlam bir yere yerleşiyor.
Avantajlı teklifler sunarak rekabet ortamı oluşturabilen FinTech şirketleri, kişiye özel çözüm uygulamalar geliştiriyor. Bu şirketler, sahip oldukları dijital ürünleriyle geleneksel ürünlerin verimli birer alternatifi olabiliyor.
Türkiye'de FinTech ekosistemi
Türkiye’de girişimcilik ekosistemi hızla büyüyor. Girişimcilik çatısı altında kurulan FinTech şirketlerinin sayısının da arttığını görüyoruz. Dünyaya baktığımızda da Türkiye, FinTech konusunda hızlı gelişmelerin yaşandığı bir ülke.
CNBC-e’nin sorularını yanıtlayan KPMG’den FinTech ve Finans Lideri Sinem Cantürk, Türkiye Fintech sektörünün ilk olarak ödeme hizmetleri ile ilgi çekmeye başladığını ama artık neredeyse tüm dikeylerde markalar yaratıldığını belirtti. “Dijital bankaların ve Servis Modeli bankacılığın ekosistemde yeni bir heyecan yaratacağına inanıyorum.” Diyen Cantürk, “Ekonomik koşullar nedeniyle satın alma ve/veya birleşmeleri göreceğimiz bir döneme girdik diyebiliriz” Dedi.
Cantürk, önümüzdeki dönemde özellikle Türkiye’deki FinTech’lere yön verecek stratejileri dört başlıkta topladı:
Müşteri Odaklılık: Müşteri deneyimini iyileştirmek, müşteri beklentilerini odakta tutmak her zaman olduğu gibi gene bir numaralı önceliklerden olmaya devam edecek.
Stratejik Ortaklıklar: Finansal ekosistem artık sadece finansal sistem oyuncuları ile oynanan bir oyun olmaktan çıkıyor. Fintech çözümleri ile entegre edilmiş tüketici markaları yeni bir oyun alanı yaratıyor tüm sektörler için. bu da yeni normalin stratejik ortaklıklar kurmak olduğu anlamına geliyor.
Merkezi Olmayan Finansal Ekosistem: Merkezi olmayan finansal çözümleri önümüzdeki dönemde çok daha fazla duyacağız. Bu ürünler Fintech ekosistemini temelden değiştirebilme potansiyeline sahip gibi duruyor.
Mevzuata Uyumun Önemi: FinTech’lerin sayısının ve potansiyellerinin artması sonucunda düzenleyiciler radarlarını fintechlere doğru çevirmeye başladı. Mevzuata uyum çözümleri hem yeni bir iş alanı, hem de yeni bir uyum yükümlülüğü olarak fintechlerin kapısında artık.
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin verilerine göre, 2023 yılında 29 FinTech şirketine 17 milyon dolar yatırım yapıldı. 5 FinTech şirketinin 86 milyon dolarına çıkış gerçekleştirildi. FinTech’ler, 5 ayrı yatırıma 4 milyon dolar yatırım yaptı. Satın almalar açısından ise 8 şirket, 59 milyon dolara satın alındı. Türkiye’deki toplamda 803 FinTech girişiminin 677’si aktif olarak faaliyet gösteriyor.
Ekosistemde Ödemeler, Bankacılık Teknolojileri ve Blokzincir/Kripto Varlık dikeyleri öne çıkıyor.
Yine Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, Türkiye’nin neden FinTech alanında öne çıktığını aşağıdaki verilerle açıklıyor:
99,3 milyon kredi kartı,
71,6 milyon ön ödemeli kart,
Kredi kartı sahipliğinde dünyada 7. sırada,
Kredi kartı işlem sayısında dünyada 9. sırada,
1 iş gününde şirket kuruluş olayı alınabiliyor,
2 milyon POS, 52 binden fazla ATM var,
90 milyondan fazla aktif dijital bankacılık kullanıcısı var,
Mağazada temassız ödeme oranı yüzde 66,
Dünya FinTech ekosisteminde öne çıkan 3 trend
FinTech girişimleri arttıkça bu ekosistem içinde takip edilmesi gereken trendler de her yıl değişiklik gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda FinTech ekosistemini açık finansa doğru genişletmek, önemli bir trend olarak karşımıza çıkıyor.
Açık finansı, finansal hesap verilerini üçüncü taraf FinTech uygulamalarına açmak şeklinde tanımlayabiliriz. FinTech şirketleriyle API’lerini paylaşan finans şirketlerinin sayısı giderek daha da artacak.
Tabii açık bankacılık denince sadece banka hesaplarını FinTech uygulamalarına bağlamayı anlamamak gerekiyor. Buraya yatırım, kredi, emeklilik ve sigorta hesaplarını da dahil edilebilir.
Finansal sistemi daha bağlantılı hale getirmek de önümüzdeki trendlerden biri. Açık finans ile uygulamalar ve hesaplar arasındaki bağlantının da kusursuz olması gerekiyor. Bağlantılı finans sistemi, finans konusunda dijital dönüşümün de önemli bir adımı.
Son olarak tabii ki yapay zeka.
Hemen her sektörde olduğu gibi finans ekosisteminde de yapay zekanın gücü gitgide hissediliyor. Yapay zeka endüstrisi olgunlaşmaya devam ettikçe, tüketicilere finansal tavsiyeler verebilecek, çok daha iyi müşteri hizmetleri sunabilecek hale gelecek.