Altında kritik seviye! Uzmanlardan yıl sonu ve 2026 tahminleri
- Altının ons fiyatı 3 bin 700 dolar seviyesine yaklaşırken uzmanlardan dikkat çeken tahminler geldi. Yıldırımtürk, yıl sonu için 3 bin 750 doları işaret ederken, Sarı 2027’ye kadar 6 bin dolara yükseliş öngörüyor. Ergezen ise 2026’da altından riskli varlıklara kayış olabileceği noktasında uyarılarda bulundu.
- Altının onsunda 3 bin 700 dolar kritik eşik olarak görülüyor. Portföylerde altın alımlarının payının artırılmasını tavsiye eden uzmanlar, gram altında geri çekilmelerin alım fırsatı yaratabileceğine dikkat çekiyor.
- Diğer emtia fiyatlarını da değerlendiren uzmanlar, Türkiye’de sağlıklı bir fiziki gümüş piyasası olmadığından, kontrat ya da banka üzerinden alınması tavsiye ediyor. Profesyonel yatırımcılar için ise bakır, petrol, platin ve paladyum alternatif seçenekler arasında.
Küresel enflasyon, jeopolitik riskler ve merkez bankalarının alımlarıyla güçlenen altın fiyatları rekor seviyelere yükseldi. Altının onsu 3 bin 500 dolara yaklaşırken, altının gramı 5 bin lirayı test etti. Altın fiyatları ile ilgili hem uluslararası kuruluşlardan hem de uzmanlardan dikkat çeken tahminler de gelmeye devam ediyor. Cnbce.com’a değerlendirmelerde bulunan altın ve para piyasaları uzmanları Mehmet Ali Yıldırımtürk, Şirin Sarı ve Zafer Ergezen, altın fiyatlarına ilişkin tahminlerde bulundu, yatırımcılara önemli tavsiyeler verdi.
Altın için yılsonu tahmini
Altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, küresel gelişmelerin altını desteklediğine işaret etti. İsrail'in Filistin'e saldırıları, Rusya-Ukrayna hattın gerilimin devam etmesi ve birçok ülkede başlayan sokak hareketlerinin, yatırımcıları güvenli liman olarak altına yönelttiğini belirten Yıldırımtürk, ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin başta olmak üzere birçok ülkeye karşı getirdiği ek vergilerin, Trump'ın Fed yönetimine yönelik eleştirileri ve Fed Başkanı Powell'ın yerine yeni bir isim arayışında olmasının altın fiyatlarını destekleyen faktörler arasında yer aldığını vurguladı. Altının onsu için yıl sonu beklentisinin 3 bin 750 dolar, 2026 için ise 4 bin dolar olduğunu dile getiren Yıldırımtürk, "Dolar/TL'de her ay yüzde 1,5 artış öngörüyorum. şuan 41 lira olan kur yıl sonunda 44 liraya çıkabilir. Bu durumda da altının gramı 5 bin 600 lira seviyelerine çıkabilir" dedi.
Altın yatırımcısına önemli tavsiye
Enflasyonun düşmemesi durumunda altına ilginin artacağına işaret eden Yıldırımtürk, yatırımcılara tavsiyelerde bulundu. "Portföylerde altının payı yüzde 40 olmalı. Bunun yanı sıra borsada temelilam, karlılığı yüksek hisselerden alınabilir. Hazinenin döviz cinsi tahvilleri portföylerde bulunabilir, yabancılar da daha çok döviz cinsi tahvilleri tercih ediyor. Bir miktar da TL'de kalınmalı, yüzde 10 civarında nakit pozisyon önemli" diye konuşan Yıldırımtürk, gümüş ve diğer emtialara ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de altın kadar sağlıklı bir gümüş piyasası bulunmadığını belirten Yıldırımtürk, aracı kurum veya bankalar üzerinden kontrat şeklinde alınması gerektiğini, fiziki gümüşü önermediğini vurguladı. Profesyonel yatırımcılar için farklı emtialara da dikkat çeken Yıldırımtürk, “Bakır, petrol, platin, paladyum gibi ürünler finansal okuryazarlığı yüksek yatırımcılar için uygun olabilir” ifadelerini kullandı. Türk yatırımcıların fiziki altına ilgisinin sürdüğünü belirten Yıldırımtürk, bankalardaki alım-satım farklarının yüksek olduğuna dikkat çekti. “Kayıtlı altın fizikiye çevrilemiyor. Borsada işlem gören altın sertifikaları veya fonlar var ama vatandaş güvence gördüğü için hâlâ fiziki altını tercih ediyor” dedi.. Yatırımcıların altını yükseliş trendinde değil, düzeltme dönemlerinde alması gerektiğini vurgulayan Yıldırımtürk, orta ve uzun vadede alım fırsatlarının olduğunu yineledi.
Ons altında 6 bin dolar tahmini
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Şirin Sarı da altının son haftalarda 3 bin 700 dolar seviyesine yaklaştığını hatırlatarak, altının rekor fiyatlara ulaşmasının arkasında özellikle ABD’de enflasyonun yükselmesi olduğuna işaret etti. ABD’de TÜFE verisinin yıllık verisinin yüzde 2,9 seviyesinde olduğunu, Fed’in enflasyon hedefinin ise yüzde 2 olduğuna dikkat çeken Sarı, FED’in faiz kararlarının enflasyon ve istihdam piyasasına bağlı olarak değişebileceğini belirten Sarı, “17 Eylül’deki faiz indirimi sonrası yılın kalan iki toplantısı belirsizliğini koruyor. Bu durum altın fiyatlarında dalgalanmaları beraberinde getirebilir. 3 bin 200 – 3 bin 750 dolar aralığında hareketlenme görebiliriz” ifadelerini kullandı. Jeopolitik risklere de değinen Sarı, İsrail’in Katar’a saldırmasının Körfez’de tedirginlik yarattığını, Rusya-Ukrayna hattında da gerilimini sürdüğünü, bu tablonun yatırımcıların portföylerinin yüzde 5-10’unu altına yönlendirmeye zorladığını, bu durumun da altın fiyatlarını yükselttiğine dikkat çekti. Merkez bankalarının altın alımlarına işaret eden Sarı, Çin’in Kasım ayından bu yana aralıksız alım yaptığını, son altı ayda Hindistan, Polonya, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye’nin de alımlar yaptığını belirtti. “3 bin 700 – 3 bin 750 dolar bandında dinlenme, geri çekilmeler daha sağlıklı bir yükselişin temelini oluşturacaktır” dedi. Sarı, kısa vadede geri çekilmelerin 3 bin 200 dolar desteğine kadar sürebileceğini, uzun vadede ise 2027’ye doğru ons altında 6 bin dolar seviyelerinin görülebileceğini kaydetti.
Yatırımcılara 2026 için uyarı niteliğinde tavsiye
Altın ve para piyasaları uzmanı Zafer Ergezen de altının yükselişini sağlayan tüm dinamiklerin halen geçerliliğini koruduğunu belirtti. “Yeniden fiziksel alımların arttığını görüyoruz, bu da altındaki artışın devam edeceğine işaret ediyor. Altına olan ilgi güçlü, bu da bize fiyatların artmaya devam edeceğini gösteriyor” diye konuşan Ergezen, Kısa vadede ons tarafında 3 bin 700 dolar seviyesinin kritik olduğunu vurguladı. Bu seviyenin aşılması durumunda yukarı yönlü ivmenin devam edebileceğini ifade eden Ergezen, bu seviyenin aşılması durumunda 3 bin 900 dolara doğru bir marj oluşabileceğinin altını çizdi. Faiz indirim beklentileri, jeopolitik riskler ve tarifelerin altını desteklediğini ifade eden Ergezen, merkez bankalarının da alımlarını sürdürdüğünü hatırlattı. Ancak yükselişin kalıcı olmayacağına dikkat çekti. 2026’da tarifelerde anlaşma sağlanacağını, jeopolitik risklerin azalacağını ve risk iştahının artmasını beklediğini belirten Ergezen, bu durumda ibrenin altından riskli varlıklara kayabileceğini, dolayısıyla da 2026’da altındaki yükselişin güçlü olmayacağını dile getirdi. Altın ve gümüş kıyaslamasında güvenli liman özelliği nedeniyle altının öne çıktığını söyleyen Ergezen, “Ekonomide riskler arttığında altın-gümüş rasyosu altının lehine dönüyor. Yılın geri kalanında rasyonun 80’in altına inmesini bekliyorum” dedi. Platin ve paladyum ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Ergezen, son dönemde bu emtiaların altına alternatif olarak tercih edildiğini hatırlattı, ancak yatırımcıların yeniden altına yöneldiğini belirtti. Bu noktada platin ve paladyumdan ziyade gümüşün daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. Platin ve paladyum alıcılı seyredecek ancak iyimser bir ortamda gümüş kadar güçlenmeyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
