Hibrit çalışma ve yapay zeka kullanımı, şirketler için yeni hukuki riskler doğuruyor

Küresel ölçekte şirketlerin hibrit çalışma modeline yönelmesi ve işe alım süreçleri ile performans değerlendirmelerinde yapay zeka kullanmaya başlaması, işverenler açısından ciddi hukuki riskler yaratıyor.

Avustralya merkezli sigorta şirketi QBE’nin Kuzey Amerika birimi tarafından yapılan araştırmaya göre, hukuk ve insan kaynakları departmanlarında görev yapan yöneticilerin yaklaşık yüzde 70’i, şirketlerinin geçtiğimiz yıl taciz, ayrımcılık veya haksız yaptırım gibi gerekçelerle davalarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Yöneticilerin yüzde 40’ından fazlası ise önümüzdeki yıl bu davaların artmasını bekliyor.

Maaş ve mesai saatleri öne çıkıyor

Araştırmaya göre, şirketlerin dava edilme nedenleri arasında en yaygın konu maaş ve mesai saatleriyle ilgili anlaşmazlıklar oldu. Katılımcıların yüzde 55’i, bu tür uyuşmazlıkların başlıca dava sebebi olduğunu söyledi.

Hibrit çalışma davaları artırıyor

Hibrit çalışma politikaları da davaların artmasına yol açıyor. Ankete katılan şirketlerin yüzde 84’ü, çalışanların haftanın en az üç günü ofiste bulunmasını şart koşuyor. Ancak bu firmaların yüzde 43’ü, söz konusu zorunluluk nedeniyle dava ve tazminat taleplerinde artış yaşandığını ifade etti.

Yapay zeka yeni tartışmaları beraberinde getiriyor

Öte yandan, işe alım ve performans değerlendirmelerinde yapay zeka kullanımı da yeni tartışmaları beraberinde getiriyor. Şirketlerin yüzde 84’ü insan kaynakları süreçlerinde yapay zeka araçlarından yararlandığını belirtirken, bu teknolojilerin ayrımcılıkla ilgili yasal düzenlemeleri ihlal edebileceğine dair endişeler öne çıkıyor.

Hukuki giderler ve itibar kaybı artıyor

Yöneticilerin yüzde 63’ü, sözleşme ihlalleri, maaş uyuşmazlıkları, hibrit çalışma modeli ve yapay zeka kullanımının şirketlerin hukuki giderlerini, uzlaşma masraflarını ve tazminat ödemelerini artırdığını; buna karşılık şirketlerin itibarını ve çalışanların motivasyonunu olumsuz etkilediğini düşünüyor.