Powell, Trump’a Fed politikasının ekonomik verilere bağlı kalacağını hatırlattı
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, ikinci başkanlık dönemine başlayan Donald Trump ile yaptığı görüşmede, para politikasının yalnızca ekonomik verilere ve bu verilerin geleceğe yönelik görünümüne dayanarak belirleneceğini açıkça ifade etti. Bu görüşme, Trump’ın Fed üzerinde faiz indirimine yönelik baskılarını artırdığı bir dönemde gerçekleşti.
Beyaz Saray’daki görüşmeye ilişkin açıklama, Fed’in Powell’ın politika beklentilerini Trump ile paylaşmadığını, ancak politika yolunun tamamen gelen ekonomik verilere ve bu verilerin görünüm açısından ne anlama geldiğine bağlı olacağını vurguladığını belirtti. Powell’ın davet edilme gerekçesi ise resmi olarak “büyüme, istihdam ve enflasyon gibi ekonomik gelişmeleri görüşmek” olarak açıklandı.
Trump’ın Powell üzerinde uzun süredir devam eden baskısı, ticaret politikalarının ekonomik etkilerini hafifletmek için faizlerin düşürülmesi yönündeydi. Başkan, özellikle faiz indirimi taleplerinde bulunarak merkez bankasının karar süreçlerine siyasi baskı uygulamakla eleştirilmişti.
Görüşme sonrası yapılan Fed açıklamasında, Powell’ın Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) üyeleriyle birlikte yasa gereği maksimum istihdam ve fiyat istikrarını sağlamak için para politikasını oluşturduklarını ifade ettiği kaydedildi. Bu kararların yalnızca dikkatli, nesnel ve siyasetten tamamen bağımsız analizler çerçevesinde alındığını vurguladığı bildirildi.
Trump, başkanlığı süresince Powell’ı görevden almayı zaman zaman gündeme getirmiş, özellikle 2025 yılı içinde Powell’ın koltuğunun risk altında olduğuna dair söylentiler yatırımcılar arasında tedirginliğe neden olmuştu. Ancak geçtiğimiz ay yaptığı açıklamayla bu tartışmalara son veren Trump, Powell’ı görevden alma niyetinde olmadığını belirterek piyasalarda kısmi bir rahatlama sağlamıştı.
Bu görüşme, Fed’in bağımsızlığına yönelik hassasiyetlerin yeniden gündeme gelmesine neden olurken, Powell’ın merkez bankasının kurumsal duruşunu ve yasal çerçevesini koruma kararlılığı dikkat çekti. Özellikle seçimlerin ardından yeni yönetimle ilişkilerin nasıl şekilleneceği ve para politikasının bu dönemde nasıl evrileceği, piyasaların yakından izleyeceği gelişmeler arasında yer alıyor.
