TCMB’den kredi kartı kullanımına ilişkin analiz
- TCMB’nin yayımladığı çalışmaya göre kredi kartı bakiyesi ile gelir ve kart limitleri arasında pozitif ilişki bulunuyor. Gelirine kıyasla aşırı limite sahip bireylerin limit doluluk oranı daha düşük, kart borçluluğu ise daha yüksek seviyede gerçekleşiyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), “Kredi Kartı Kullanım Eğilimleri: Gelir Düzeyi ve Limitlerin Rolü” başlıklı çalışmasını yayımladı.
Çalışmada, bireysel kredi kartı kullanımının gelir düzeyi ve kart limitleriyle olan ilişkisi kapsamlı mikro veriler kullanılarak incelendi.
Çalışmanın özet bölümünde, kredi kartlarının Türkiye’de hem ödeme hem de finansman aracı olarak tüm gelir gruplarında yaygın biçimde kullanıldığı vurgulandı. Yaklaşık 7 milyon kişiyi kapsayan mikro veri setiyle yapılan analizlerde, bireysel kredi kartı bakiyesi ile gelir ve kart limitleri arasında pozitif bir ilişki olduğu tespit edildi. Bu ilişkinin, kart limitlerindeki artış hızına göre farklılaştığı belirtildi.
Analiz sonuçlarına göre, gelir seviyesi yükseldikçe kredi kartı bakiyeleri de artış gösteriyor. Limit/gelir oranı daha yüksek olan bireylerin ise ortalama kredi kartı borçluluğunun daha yüksek olduğu ifade edildi. Ayrıca, limit artışı yüksek olan bireylerde gelir ile kredi kartı bakiyesi arasındaki ilişkinin daha güçlü olduğu kaydedildi.
Genel değerlendirme bölümünde, gelir seviyesinden bağımsız olarak gelirine göre aşırı limite sahip bireylerin, diğer bireylere kıyasla daha düşük limit doluluk oranına sahip olduğu, buna karşın bakiye/gelir oranlarının daha yüksek gerçekleştiği belirtildi. Bu bulguların, kredi kartı limit seviyelerinin bakiye ve borçluluk üzerinde önemli bir etken olduğuna işaret ettiği vurgulandı.
TCMB, çalışmada elde edilen ilişkilerin korelasyon niteliği taşıdığına dikkat çekerek, gelir ve limit artışları ile bireylerin geçmiş finansal davranışları arasındaki ilişkinin, sonuçların nedensel olarak yorumlanmasını zorlaştırdığını belirtti. Gelecek çalışmaların, kredi kartı kullanım davranışları ile gelir ve limit göstergeleri arasındaki ilişkinin nedenselliğini ortaya koymaya yönelik yöntemlere odaklanmasının, politika yapıcılar açısından önemli olacağı ifade edildi.


