Japon tahvil piyasasında arzın azalabileceği umudu alımları tetikledi

Japonya’nın uzun vadeli devlet tahvilleri, Hazine’nin alışılmadık bir şekilde birincil aracı kurumların ve diğer piyasa katılımcılarının görüşlerini sorması üzerine Salı günü yükselişe geçti. Japon Maliye Bakanlığı’nın bu adımı, son dönemde yüksek oynaklıkla karşı karşıya kalan tahvil piyasalarında istikrarı yeniden tesis etme çabasının bir parçası olarak görülüyor. Piyasa oyuncuları, hükümetin bu yolla süper uzun vadeli tahvil arzını azaltabileceği ihtimalini değerlendirmeye başladı.
Geçtiğimiz hafta %3,2 seviyesini gören 30 yıllık Japon devlet tahvilinin getirisi, Salı günü 0,18 puan gerileyerek %2,85’e indi. 10 yıllık tahvil getirisi de 0,05 puan azalarak %1,46’ya düştü. Tahvil fiyatları ile getiriler ters yönde hareket ediyor. Bu gelişme, Japon tahvil piyasasında oynaklığın arttığı, yatırımcı talebinin zayıfladığı bir dönemde yaşandı.
Konuya yakın iki kaynağa göre, Hazine Bakanlığı çok sayıda birincil aracı kuruma gönderdiği bir anket aracılığıyla piyasa koşullarına ilişkin değerlendirme istedi. Bu anketin, hükümetin özellikle süper uzun vadeli tahvillere yönelik arzı geri çekmeyi değerlendirdiğine işaret eden dolaylı bir iletişim yöntemi olduğu düşünülüyor. Kaynaklar, söz konusu adımın bu tahvillere olan yapısal talep zayıflığını teyit etmeyi hedeflediğini söyledi.
Tahvil piyasasındaki baskılar son aylarda artış gösterdi. Özellikle bu ay gerçekleşen zayıf tahvil ihaleleri, uzun vadeli Japon devlet tahvillerine (JGB) yönelik düşük talep endişesini büyüttü. Küresel tahvil satış dalgasıyla eşzamanlı yaşanan bu baskı, Japonya’ya özgü bazı dinamiklerle birleşince piyasalarda ek stres oluşturdu.
Bunların başında Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) geçen yıl uygulamaya koyduğu geniş ölçekli tahvil alım programını azaltması geliyor. Bankanın deflasyonla mücadele politikaları kapsamında uzun süredir yürüttüğü alımların yavaşlatılması, piyasada oluşan açığın özel sektör tarafından yeterince doldurulamamasıyla sonuçlandı. Özellikle Japon hayat sigortası şirketlerinden gelen talep düşük kaldı.
Bu ortamda, piyasa oyuncularının tanımıyla “alıcı grevi” netleşti. Geçtiğimiz hafta düzenlenen 20 yıllık tahvil ihalesi, son on yılın en zayıf talebiyle sonuçlandı. Bunun yanında Japonya’nın kamu borcunun GSYH’ye oranla %200’ü aşması da yatırımcı güvenini törpüleyen diğer bir unsur olarak öne çıkıyor.
Analistler, süper uzun vadeli JGB’lerde yılın bu dönemine denk gelen alışılmadık derecede yoğun açık artırma takviminin kısa vadede arz fazlası yarattığına dikkat çekiyor. MUFG analistleri, Maliye Bakanlığı’nın anket kararının geçen haftaki zayıf 20 yıllık ihalenin hemen ardından ve yarın düzenlenecek 40 yıllık tahvil ihalesi öncesinde getirilerle ilgili artan endişeleri yansıttığını belirtti.
Ankete yakın bir kaynak, bu girişimin Japon hükümetinin süper uzun vadeli ihraçları geçici olarak azaltmaya yönelik stratejisinin bir parçası gibi göründüğünü söyledi. Aynı kaynak, Japonya’nın politika iletişiminde doğrudan açıklamalar yerine piyasa konsensüsüne önem veren bir yaklaşım benimsediğini ifade etti.
JPMorgan kıdemli ekonomisti Benjamin Shatil ise, “Piyasalar Maliye Bakanlığı’nın süper uzun vadeli arzı azaltabileceği yönündeki örtük mesajından bir miktar rahatlama sağlıyor,” değerlendirmesinde bulundu. Ancak Shatil’e göre, denklemin talep tarafında hâlâ sorunlar var. Kalıcı enflasyon, iç piyasada sıkılaşan likidite ve Japonya Merkez Bankası’nın para politikalarında normalleşmeye kararlı duruşu, uzun vadeli JGB getirilerinin yukarı yönlü kalmasına neden oluyor.
Japon piyasalarındaki bu gelişmelere paralel olarak, ABD devlet tahvilleri de Salı günü yükseliş yaşadı. 30 yıllık ABD Hazine tahvillerinin getirisi 0,06 puan düşüşle %4,98 seviyesine indi. Global yatırımcıların risk algılarını yeniden değerlendirdiği bu dönemde, gelişmiş ekonomilerin tahvil piyasaları arz-talep dengesi ve merkez bankalarının duruşları doğrultusunda yeniden şekilleniyor.