Japonya’nın tahvil faizi 26 yılın zirvesine çıktı: Küresel piyasalarda 'carry trade' endişesi
- Japonya’nın 30 yıllık tahvil faizi yüzde 3,41’e yükselerek 1999’dan bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı.
- Ülkenin devasa borç yükü ve artan enflasyon, Japonya Merkez Bankası’nı zor bir faiz kararıyla karşı karşıya bırakıyor.
- Uzmanlar, faizlerdeki artışın küresel piyasalarda trilyon dolarlık carry trade pozisyonlarını bozabileceğini ve ani satış baskısı yaratabileceğini belirtiyor.
- Aralık toplantısında alınacak kararların küresel finans dengelerinin yönünü belirlemesi bekleniyor.
Japonya’da devlet tahvili faizlerindeki hızlı yükseliş, küresel piyasalarda risk iştahını etkileyebilecek yeni bir belirsizlik yarattı. Ülkenin 30 yıllık devlet tahvili getirisi bugün yüzde 3,41 seviyesine çıkarak 26 yıl sonra ilk kez bu eşiği aştı. Faizlerdeki bu artış, hem Japonya’nın kamu borçlanma maliyetlerini yükseltiyor hem de küresel finans sisteminin uzun yıllardır dayandığı düşük faizli yen likiditesini tehdit ediyor.
Dünyanın en borçlu ülkesi: GSYH’nin yüzde 230’u
Japonya’nın kamu borcu, GSYH’nin yaklaşık yüzde 230’una eşit. Yıllardır neredeyse sıfıra yakın faizle borçlanan ülke, son dönemde yükselen enflasyon ve artan bütçe yükü nedeniyle daha yüksek faiz ortamına sürükleniyor. Çekirdek enflasyonun yüzde 3 seviyesinde kalması ve tahvil getirilerinin hızlanması, Japonya Merkez Bankası’nı faiz artırımı ve fiyat istikrarı arasında zorlu bir tercihe zorluyor.
Sadece Japonya için değil küresel piyasalar için risk
Faizlerin yükselmesi, yalnızca Japonya için değil küresel piyasalar için de kritik bir risk unsuru taşıyor. Uluslararası yatırımcılar yaklaşık 30 yıldır düşük faizli yen kredileri kullanarak başka ülke varlıklarına yatırım yapıyor. 'Carry trade' (faiz farkı üzerinden getiri stratejisi) olarak bilinen bu pozisyonların toplam büyüklüğünün yüz milyarlarca dolardan birkaç trilyon dolara kadar çıkabileceği tahmin ediliyor. Faizlerdeki artışla birlikte bu pozisyonların çözülmesi durumunda gelişmekte olan ülke para birimleri ve küresel borsalar üzerinde baskı oluşabileceği değerlendiriliyor.
Yenin dolar karşısında 157 seviyesine zayıflaması da riskleri artırıyor. Analistler, yenin belirli eşiklerin altına gelmesi halinde carry trade pozisyonlarının kârlılığını kaybedeceğini ve fonların hızla pozisyon kapatabileceğini ifade ediyor.
Gözler aralıktaki merkez bankası toplantısında
Piyasalarda gözler 18–19 Aralık tarihlerinde yapılacak Japonya Merkez Bankası toplantısına çevrilmiş durumda. Piyasalar, çeyrek puanlık bir faiz artışının yaklaşık yüzde 50 olasılıkla masada olduğunu fiyatlıyor. Bankanın nasıl bir adım atacağı, hem Japonya’nın borç dinamikleri hem de küresel likidite akışları üzerinde belirleyici olacak.
Ekonomistler, düşük yen faizi döneminin zayıflamasıyla birlikte dünya genelinde borçlanma maliyetlerinin kalıcı olarak yukarı yönlü seyredebileceğini ve finansal koşulların sıkılaşabileceğini belirtiyor.
Carry trade nedir?
Yatırımcıların iki ülke para birimi arasındaki faiz oranları farkından yararlanarak düşük faizle borçlanıp, yüksek faize yatırım yapmasına carry trade deniyor.

