“5 yıl sonra bankanız buzdolabınızda olabilir”

Berfu Güven/Londra

Bankacılık alışkanlıklarımız kökten değişiyor. Beş yıl sonra banka şubesi yerine buzdolabınızla konuşabilir, kişisel finans danışmanınız olarak yapay zekadan destek alabilirsiniz.

Finansal hizmetlere yönelik teknoloji çözümleri geliştiren Mphasis’in Finansal Hizmetlerden Sorumlu Küresel Başkanı Rohit Jayachandran, yapay zekanın bankacılık sektörünü nasıl dönüştürdüğünü ve bizi nelerin beklediğini anlattı. Jayachandran’a göre bankacılık artık sadece uygulamada değil hayatın her anında olacak.

Londra Teknoloji Haftası’nda konuştuğumuz Rohit Jayachandran finansal hizmetlerin günlük yaşantımıza entegre olacağını ve restoran masalarından akıllı cihazlara kadar her yerde “gömülü finans”ın bizi beklediğini vurguladı.

Jayachandran “Bankacılık hayatın her alanına daha fazla dokunacak. Restorana gittiğinizde, televizyon alırken ya da buzdolabı kullanırken bile bankacılık hizmetleriyle karşılaşacaksınız. Akıllı TV’niz, hatta buzdolabınız bile bir bankacılık arayüzü barındırabilir” ifadelerini kullandı.

“Bankacılık yeniden tanımlanıyor”

Jayachandran’a göre geleceğin bankacılığında iki büyük değişim yaşanacak; bankalar daha kişisel ve daha yaygın olacak:

“Artık herkesin ihtiyacına özel finansal ürünler geliştirilecek. Yapay zeka sayesinde bankalar kişisel gelir, harcama ve hedeflere uygun öneriler sunabilecek ve bankacılık sadece uygulamalarda ya da şubelerde sınırlı kalmayacak. Restoran menüsünde ya da akıllı televizyonda karşınıza çıkacak bir banka görmeye hazır olun”

“Bankada sadece işlem yapmayacak paranızı büyüteceksiniz”

Gelecekte bankacılıktaki en büyük dönüşüm, sadece işlem yapmakla sınırlı kalmayıp parayı yönetmeye ve büyütmeye odaklanan bir modele geçiş olacağını belirten Jayachandran, "Şu anda bankalar çoğunlukla sadece işlem yapmak için kullanılıyor. Para yatırmak, çekmek, kartla ödeme yapmak gibi. Ancak parayı büyütmek, yönetmek, yatırım yapmak gibi hizmetleri çok az kişi kullanıyor. Gelecekte bu hizmetler çok daha yaygın hale gelecek ve bunu mümkün kılacak olan en büyük etken yapay zeka olacak” diye konuştu.

“Yapay zeka artık her yerde”

Jayachandran’a göre bu yılki Londra teknoloji haftasının en dikkat çekici farkı, yapay zekanın yalnızca konsept olmaktan çıkıp gerçek üretim süreçlerinde yaygın olarak kullanılmaya başlaması.

“Bu yıl birçok sektörde üretime geçmiş yapay zeka uygulamaları görüyoruz. AI artık sadece teknoloji sektörüne ait değil. Artık öğrenci, çalışan ya da ebeveyn olmanız fark etmiyor; AI hayatınızın her alanına dokunuyor”

“Dijital çalışanlar 7/24 görevde olacak”

Jayachandran, yapay zekayı bankacılıktaki “dijital çalışanlar” olarak tanımlıyor: “AI uyumaz, mola vermez. 24 saat çalışır. Özellikle çağrı merkezi, kredi değerlendirme, uyum kontrolleri gibi alanlarda büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Artık işlemlerin sadece %10’u değil, %100’ü yapay zeka ile analiz edilebiliyor.”

Bankacılığın en büyük sınavı: “Geçmişin mirasıyla geleceği inşa etmek”

Rohit Jayachandran’a göre, bankacılık sektörünün şu anki en büyük zorluğu, onlarca yıllık geçmişten gelen eski sistemler ve süreçler. Ancak bu aynı zamanda büyük bir fırsat anlamına da geliyor. Jayachandran,“Yapay zekayı kullanarak geçmiş sistemleri öğrenip dönüştürmek mümkün. AI sayesinde eskiyle yeniyi buluşturan bir modernleşme sürecine giriyoruz” dedi.

Yapay zekanın etkin biçimde kullanılabilmesi için altyapının da modernleşmesi gerektiğini vurgulayan Jayachandran, bu dönüşümün bankacılıkta şu anda en heyecan verici gelişmelerden biri olduğunu söyledi.

“Dolandırıcılığı da yapay zeka tespit edecek”

Ses ve görüntülerin kolayca taklit edilebildiği bu yeni çağda, dolandırıcılıkla mücadele de AI’nın görev alanına giriyor. Jayachandran’a göre en başarılı bankalar, AI tabanlı dolandırıcılık tespiti ve çok faktörlü kimlik doğrulama sistemleriyle öncü olacak.

Yapay zeka işsiz bırakır mı?

Rohit Jayachandran orta ölçekli bankalar için ne kadar “AI çalışan” gerektiği sorusuna şöyle cevap verdi:

“Bu insanla kıyaslanamaz. AI ölçeklenebilir. Ama şundan eminiz AI kullanan kazanacak, kullanmayan geride kalacak. İnsan-AI iş birliğiyle üretkenlik artacak, istihdam dönüşecek ama yok olmayacak”