Güvenli limanda rota değişti: Hangi yatırım aracı piyasalarda yükselişte?
- Orta Doğu’da tırmanan jeopolitik gerilim, altın ve diğer emtia piyasalarında beklenen ölçüde bir etki yaratmadı. Altın, ABD-İran saldırı haberleriyle kısa süreli yükselişler yaşasa da bu hareketler kalıcı olamadı. Gümüş ise savaş fiyatlamalarına sınırlı tepki vererek yatırımcıların dikkatini alternatif ürünlere çekti.
- Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Şirin Sarı, gümüşün hem güvenli liman hem de sanayi metali olarak ikili bir rol üstlendiğine dikkat çekti. Gümüşün sığ piyasası nedeniyle küçük yatırımcı hamlelerinin bile sert dalgalanmalara neden olabileceğini vurguladı. Orta ve uzun vadede gümüşün, altına göre hâlâ ucuz kalması sebebiyle ciddi bir fırsat sunduğunu ifade etti.
- Stratejist Zafer Ergezen ve Üzeyir Doğan da gümüş, platin ve paladyum gibi alternatif kıymetli metallere yönelimin arttığına işaret etti. Teknik olarak gümüşte 35 dolar desteği ve 38-40 dolar direnç seviyeleri izlenirken, altındaki satış baskısının sürdüğü belirtiliyor. Uzmanlara göre yatırımcılar, emtia piyasalarında yön belirlerken artık sadece jeopolitik gelişmeleri değil, büyüme verileri ve merkez bankası politikalarını da dikkate alıyor.

Orta Doğu’da yükselen tansiyon, piyasalarda beklenen sarsıntıyı yaratmadı. İsrail-İran hattındaki saldırılar ve son olarak ABD’nin İran’a yönelik askeri hamlesi, emtia piyasalarında sınırlı fiyatlamalara neden oldu. Altın ilk tepkide 3.451 doları test ederken, kalıcılık sağlayamadı. Gümüş, platin ve paladyum gibi alternatif kıymetli metaller ise güvenli liman arayışında öne çıktı. Uzmanlara göre, artık savaş riski kadar faiz indirimleri, merkez bankası politikaları ve büyüme verileri de yatırımcı kararlarında belirleyici rol oynuyor. Emtia piyasasında yön arayışı sürerken, yatırımcılar altına temkinli yaklaşırken gümüş ve platin gibi alternatif ürünlerde fırsat kolluyor.
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Şirin Sarı, Stratejist Zafer Ergezen ve A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, jeopolitik risklerin gölgesinde gümüş, platin, paladyum ve altın piyasalarında teknik görünümü ve yatırım stratejilerini cnbce.com için değerlendirdi.
Sarı: Altın ve gümüşte savaş fiyatlaması sınırlı kaldı”
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Şirin Sarı, piyasaların İsrail-İran arasındaki saldırıları sert fiyatlamadığını, zaman zaman yükselişler yaşandığını hatta bu yükselişlerin de geri verildiğini belirtti. Son olarak ABD’nin İran’a saldırısını da piyasaların sınırlı fiyatladığına dikkat çekti. Saldırıların ilk günlerinde ons altının 3 bin 451 doları test ettiğini ancak sonrasında yönünü aşağıya çevirdiğini, gümüşte ise güvenli liman unsuru olarak savaşa tepki vermediğini belirtti. gümüşün çift yönlü kimliği nedeniyle diğer kıymetli metallere kıyasla daha volatil bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Sarı, gümüşün hem güvenli liman işleviyle hem de sanayi metali olarak işlem gördüğünü, son yıllarda talebe dair oluşan endişelerin fiyat üzerinde baskı yarattığını söyledi. Geçtiğimiz hafta savaş haberlerine altına kıyasla daha sınırlı bir tepki verdiğini dile getiren Sarı, “Altın düşüş eğilimindeyken gümüşte yukarı yönlü bir hareketlenme izledik. Salı günü yüzde 2 artışla 37,25 seviyelerine kadar çıktı fakat bu yükseliş kalıcı olamadı ve yeniden 36 seviyesinin altına geriledi” dedi. Sarı, genel piyasa izlenimlerinde gümüşün hala ucuz kaldığına dikkat çekerek, yatırımcılar açısından bir fırsat sunduğunu belirtti. Altına göre çok daha sığ bir piyasaya sahip olması nedeniyle, küçük yatırımcıların hareketlerinin dahi sert fiyatlamalara neden olabildiğini vurguladı.
Gümüş için kritik seviyeleri açıkladı
Sarı, “Gümüşte yükselişler genelde kısa sürede gerçekleşiyor, fakat bekleyiş uzun sürdüğü için paranın zaman maliyeti ortaya çıkıyor. Bu da piyasadaki diğer fırsatların kaçırılmasına neden olabiliyor” değerlendirmesinde bulundu. Orta ve uzun vadede portföy çeşitlendirmek isteyen yatırımcılar için gümüşün önemli fırsatlar barındırdığını ifade eden Sarı, “Bugün 1 kg gümüş yaklaşık 46.500 TL iken, 1 kg altın 4.327.000 TL civarında. Aradaki fark 93 kat. Oysa 2011 yılında bu fark 30 kata kadar inmişti. Bu oran, gümüşün altına göre hâlâ ucuz olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Sarı, ekonomik şartların iyileşmesi ve yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımların artması halinde gümüşe olan talebin ciddi biçimde artabileceğini söyledi. “Jeopolitik risklerden ziyade, arzın talebe yetişemediği bir ortamda gümüşte daha anlamlı ve güçlü bir yükseliş yaşanabilir. Bu da en değerli yükseliş olur” ifadelerini kullandı. Son günlerde haber akışının çok yönlü olduğunu hatırlatan Sarı, “Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, en beklenmedik haber bile gümüşte sert hareketleri tetikleyebilir” dedi. Teknik seviyelere de değinen Sarı, yukarıda 38,42 ve 45 seviyelerinin direnç, aşağıda ise 35 seviyesinin güçlü destek olarak izleneceğini, özellikle 35’in üzerinde kalıcılığın önemli olduğunu sözlerine ekledi.
"Platin ve paladyumda dalga boyu yükseldi"
Platin ve paladyum fiyatlarında son günlerde dalgalı bir seyir izlendiğini, platin tarafında 13 Haziran'da düşüş yönlü bir tepki gözlendiğini ifade eden Sarı, saldırıların ilk günlerinde platinin yüzde 6.25 değer kaybettiğini ancak bu hafta itibariyle kayıplarını geri aldığını söyledi. Paladyumda da yüzde 3'lük bir düşüş yaşandığını ve bin 027 dolar seviyelerine kadar gerilediğini belirten Sarı, bu hafta ise daha yatay bir seyir izlendiğini vurguladı. Platin ve paladyumun özellikle otomotiv sektöründe kullanılan ve arzı sınırlı metaller olduğunu hatırlatan Sarı, “Bu metaller Çin gibi talep tarafında büyük paya sahip ülkelerin verilerine karşı oldukça hassas. Bu hafta başında açıklanan ve beklentinin altında kalan Çin sanayi üretimi verisi, savaş gündeminden bağımsız şekilde fiyatlara satış baskısı getirdi” değerlendirmesinde bulundu. Sarı, talep azalmasına dair gelişmelerin platin ve paladyum üzerinde, altın ve gümüşe kıyasla daha fazla baskı yarattığını söyledi. “Bu iki ürün, ekonomik aktiviteye daha duyarlı ve özellikle otomotiv üretimindeki daralmalarla çok daha sert etkileniyor” diye ekledi. Teknik seviyelere ilişkin de bilgi veren Sarı, “Platinin 1.240 dolar seviyesinin üzerinde kalıcı olması, yukarı yönlü hareketleri destekleyecektir. Bu seviyenin altında ise temkinli olmakta fayda var. Paladyumda satış baskısı halen güçlü. 1.000 doların üzerinde kalıcılık yükseliş için kritik. Özellikle 950 seviyesinin altına inilmesi durumunda satış baskısının daha da artabileceğini öngörüyoruz” ifadelerini kullandı. Yatırımcılara tavsiyelerde bulunan Sarı, yatırımcılarının portföylerini çeşitlendirme yoluna gitmeleri gerektiğini ve emtia piyasalarındaki fırsatları değerlendirmek üzere kurulmuş fonların alınabileceğini ifade etti.
“Güvenli liman tercihi gümüş oldu”
Stratejist Zafer Ergezen’e göre de yatırımcılar güvenli liman tercihini altından çok gümüş, platin ve paladyum gibi alternatif kıymetli metallere yöneltti. Yılın ilk yarısında güçlü bir performans gösteren altının, yerini daha fazla getiri potansiyeli sunan enstrümanlara bıraktığını belirten Ergezen, “Altın direnç seviyelerinde satışla karşılaştı. Bu da yatırımcının rotasını farklı enstrümanlara çevirdiğini gösteriyor” dedi. ABD’nin İran’a saldırısının da etkisinin piyasalarda sınırlı olduğunu değerlendiren Ergezen, ABD’nin İsrail’in yanında taraf olmasının zaten bilinen bir durum olduğunu ve bu nedenle İran’a yönelik saldırıların varlık fiyatlarında sert etkiler yaratmadığını belirtti. Altına kıyasla alternatif emtialarda daha belirgin hareketlerin gözlendiğine işaret eden Ergezen, “Özellikle gümüş, platin ve paladyum gibi ürünlerde yukarı yönlü eğilim daha net şekilde hissediliyor” dedi. Altın fiyatlarını etkileyen dört temel başlığa dikkat çeken Ergezen, merkez bankalarının alımları, faiz indirimi beklentileri, jeopolitik riskler ve tarife savaşlarının öne çıktığını söyledi. Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başladığını, ABD Merkez Bankası’nın da yıl içinde adım atmasının beklendiğini vurgulayan Ergezen, İsrail-İran savaşının risk algısını artırdığını, ABD-Çin arasındaki ticari gerilimin ise büyüme beklentilerini zayıflattığını ifade etti. Fed’in büyüme tahminini aşağı, enflasyon tahminini ise yukarı yönlü revize ettiğini hatırlatan Ergezen, böyle bir ortamda sanayi metalleri gibi büyüme hassasiyeti yüksek emtiaların baskı altında kalabileceğini ancak gümüşte bunun tersine bir eğilim görüldüğünü belirtti.
“Yatırımcılar gümüş ve platine yöneliyor”
Yatırımcı ilgisinin gümüşe kaymasının altın-gümüş rasyosuna da yansıdığını söyleyen Ergezen, “106 seviyelerine çıkan rasyonun 90’lara kadar gerilediğini gördük. Bu da yatırım tercihlerindeki değişimi net şekilde ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. Gümüşte teknik olarak 37,5 dolar seviyesinin kritik olduğunu, bu seviyenin aşılması halinde yukarı yönlü hareketin devam edebileceğini, 40 doların ise psikolojik direnç seviyesi olduğunu vurguladı. Citibank’ın yayınladığı son analizle birlikte altın tarafında bir miktar daha satış baskısı oluşabileceğini söyleyen Ergezen, bu satışların sürmesinin altın-gümüş rasyosunu daha da düşürebileceğini ya da mevcut seviyelerde dengede tutabileceğini ifade etti. Bu süreçte gümüş için 35-35,5 dolar aralığının kritik destek bölgesi olduğunu hatırlattı. Platin ve paladyumun yatırımcıların dikkatini çekmeye başladığını kaydeden Ergezen, Çin’den gelen yüksek platin talebinin mücevher sektöründen kaynaklandığını, altının değerlenmesiyle alternatif ürünlerin öne çıktığını ve Güney Afrika’daki arz endişelerinin bu talebi desteklediğini belirtti. Elon Musk ile Donald Trump arasında yaşanan gerilimlerin, geleneksel otomobillerde kullanılan bu metallerin değerini artırdığını ifade eden Ergezen, elektrikli araçlara yönelik olumsuz açıklamaların da platin ve paladyumu desteklediğini vurguladı. Çin talebi, Güney Afrika’daki arz sıkıntısı, Brezilya’daki sıcak hava koşulları ve Batı Afrika’daki düşük kakao kalitesinin yatırımcı davranışları üzerinde etkili olduğuna işaret eden Ergezen, Dünya Bankası’nın raporuna atıfla endüstriyel metallerde aşağı yönlü baskının sürdüğünü, bu nedenle emtialarda yatırımcıların temkinli olması gerektiğini söyledi.
“Altında yukarı yönlü potansiyel sınırlı”
A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan da petrol, gümüş ve platin gibi emtialarda sert yükselişler gözlemlenirken, altında bu etkinin daha sınırlı kaldığını belirtti. Altının yakın geçmişte jeopolitik gelişmeler ve özellikle Trump’ın tarife açıklamalarına oldukça sert tepki verdiğini hatırlatan Doğan, bu durumun altında yukarı yönlü potansiyeli sınırlayan temel etkenlerden biri olduğunu söyledi. “Gerilim dönemlerinde yatırımcılar, petrol gibi hem bölgeyi hem de küresel ekonomiyi doğrudan etkileyen ürünlere yöneliyor” diyen Doğan, gümüş ve platinin ise altına kıyasla geride kalmış olmanın avantajını kullandığını ancak bu metallerin sanayi kullanım yoğunluğu nedeniyle küresel büyümeden doğrudan etkilendiğini vurguladı. Gerilimin küresel ekonomi üzerindeki baskıyı artırması hâlinde, bu iki üründe de yükselişin sınırlanabileceğini ifade eden Doğan, "Bölgenin arz gücü dikkate alındığında, gerilimin tırmandığı dönemlerde petrol diğer emtialardan pozitif ayrışabilir" dedi. Yatırımcılara önemli tavsiyelerde bulunan Doğan, kur tarafında yukarı yönlü bir şok beklenmediği sürece TL sabit getirili ürünlerin cazibesini koruduğunu belirtti. Faizlerin düşme potansiyeline işaret eden Doğan, tahvil yatırımlarının öne çıkabileceğini söyledi. Bu alanda tecrübesi olmayan yatırımcılar içinse borçlanma araçları fonlarının, kısa vadeli düşünceye sahip olanlar için ise mevduat ya da para piyasası fonlarının alternatif olarak değerlendirilebileceğini sözlerine ekledi.