Petrol fiyatları, İran’ın Katar’daki ABD üssünü hedef almasının ardından sert düştü

PAYLAŞ
Petrol fiyatları, İran’ın Katar’daki ABD üssünü hedef almasının ardından sert düştü
İlgili Hisseler

Petrol fiyatları sert bir düşüş yaşadı. İran’ın Katar’daki ABD hava üssüne yönelik gerçekleştirdiği füze saldırısı, enerji piyasalarında ilk anda yükselişe neden olsa da, yatırımcılar saldırının bölgedeki enerji altyapısını hedef almamış olmasını, İran’ın tansiyonu sınırlı tutma arzusuna işaret olarak değerlendirdi. Bu algı, fiyatlarda keskin bir düzeltme yarattı.

Uluslararası gösterge Brent ham petrolünün varil fiyatı yaklaşık yüzde 6 gerileyerek 71,11 dolara kadar indi. Düşüş, İran’ın, Doha yakınlarındaki El Udeid hava üssüne yönelik gerçekleştirdiği ve yaklaşık 10 bin ABD askerinin konuşlandığı üsse isabet eden saldırıların ardından geldi. Katar yönetimi, saldırının başarıyla püskürtüldüğünü ve ciddi bir hasar meydana gelmediğini duyurdu.

Ham petrol, pazartesi gününün erken saatlerinde, İran’ın hafta sonu ABD’nin nükleer tesislerine gerçekleştirdiği saldırılara misilleme olarak enerji altyapısını hedef alabileceği ya da Hürmüz Boğazı’nı kapatmaya çalışabileceği yönündeki endişelerle birlikte 81,40 dolara kadar yükselmişti. Ancak saldırıların yalnızca askeri unsurlara yönelmesi, arz yönlü bir kesinti riskinin azaldığına işaret etti ve fiyatlar hızla geriledi.

ABD endeksi olan West Texas Intermediate (WTI) ham petrolü de benzer bir seyir izledi. Pazartesi günü 70 doların altına inen fiyat, İsrail’in yaklaşık 10 gün önce İran’ın nükleer tesislerine ve hava savunma sistemlerine yönelik sürpriz saldırısının ardından görülen kazanımların önemli bir kısmının geri verildiğini ortaya koydu.

Gallo Partners’ın baş yatırım sorumlusu Michael Alfaro, İran’ın füze saldırılarını yalnızca ABD üsleriyle sınırlı tutmasının, Tahran yönetiminin petrolü doğrudan bir silah olarak kullanmaktan uzak durduğuna işaret ettiğini söyledi. Alfaro’ya göre bu durum, piyasalarda İran’ın enerji altyapılarına yönelik geniş çaplı saldırılardan kaçınacağı beklentisini güçlendirdi. Alfaro ayrıca fiyatların kısa vadede jeopolitik riskler nedeniyle yüksek seyretmeye devam etse de, temel arz göstergelerinin küresel petrol piyasasının hâlâ yeterli derecede beslenmeye devam ettiğini ortaya koyduğunu ifade etti.

Petrol piyasası araştırmaları yapan Commodity Context’ten Rory Johnston da satış dalgasının, piyasaların İran’ın bu hamlesini gerilimi azaltıcı bir adım olarak algıladığını gösterdiğini söyledi. Johnston’a göre bu saldırı, İran’ın 2020 yılında ABD’nin en üst düzey askeri yetkilisini öldürmesine misilleme olarak gerçekleştirdiği ve Irak’taki ABD üslerini hedef aldığı saldırılara benziyor. O dönem, Tahran saldırıdan önce bazı mesajları arka kanallardan Trump yönetimine iletmişti. Johnston, son saldırının da benzer bir biçimde kontrollü ve sınırlı gerçekleştiğini belirtti.

Tahran’daki bazı muhafazakâr siyasi aktörler, İran yönetiminin ABD saldırılarına yanıt olarak Hürmüz Boğazı’ndan geçen petrol trafiğini engellemesi gerektiğini savunuyordu. Ancak son gelişmeler, bu yönde bir adımın en azından kısa vadede düşünülmediğini gösterdi. Şu an itibarıyla Orta Doğu’dan yapılan ham petrol arzında herhangi bir kesinti yaşanmış değil.

Fiyatların son haftalarda yükselmesi Washington’da ise farklı bir baskı yarattı. Eski ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü yaptığı açıklamalarda Amerikan petrol üreticilerini daha fazla üretim yapmaya çağırdı. Petrol fiyatlarının artmasının İran gibi ülkeleri ekonomik olarak güçlendirdiğini söyleyen Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“HERKES, PETROL FİYATLARINI AŞAĞIDA TUTUN. İZLİYORUM! DÜŞMANIN ELİNE DOĞRUDAN KOZ VERİYORSUNUZ. YAPMAYIN!”

ABD'de petrol üretiminin küçük bir kısmı federal topraklarda gerçekleştirilse de, sektördeki üretimin büyük çoğunluğu özel sektör tarafından yönetiliyor. Bu durum, hükümetin üretim hacmini doğrudan kontrol etme kapasitesini ciddi biçimde sınırlandırıyor. Eski Başkan George W. Bush’un enerji danışmanı olan ve şu anda Rapidan Energy’nin başkanlığını yürüten Bob McNally de bu sınırlamaya dikkat çekti. McNally’ye göre herhangi bir ABD başkanının ham petrol fiyatlarını doğrudan etkileme yetisi son derece sınırlı. McNally, petrol fiyatlarının daha fazla artmasını önlemek için uygulanabilecek en etkili politikanın, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun önerdiği gibi İran’ı enerji altyapılarını hedef almaktan caydırmak olduğunu söyledi.

Trump’ın selefi Joe Biden da, 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı geniş çaplı işgalin ardından artan fiyatları düşürmek amacıyla Stratejik Petrol Rezervi’nden ciddi miktarda ham petrol çekilmesine onay vermişti. Ancak o adımın fiyatlara olan etkisi sınırlı kalmış ve ancak zamanla hissedilebilmişti.

Piyasalarda tansiyonun düşmesine rağmen jeopolitik gelişmelerin önümüzdeki günlerde volatilite yaratmaya devam etmesi bekleniyor. İran’ın bölgede hangi adımları atacağı, enerji arzında kesintilere yol açıp açmayacağı, fiyatların yönü açısından belirleyici olacak. Şu ana kadar yapılan hamlelerin ise kontrollü ve ölçülü olduğu yönünde piyasa katılımcılarında oluşan algı, fiyatlarda aşağı yönlü bir baskı yarattı.