Petrol tüccarları İran krizi nedeniyle arz kesintisi riskine karşı alarmda

Bloomberg'in haberine göre Orta Doğu'da tırmanan gerginlik, enerji piyasalarında sarsıntı yaratıyor. İsrail’in İran’ın enerji altyapısına yönelik düzenlediği son saldırının ardından petrol tüccarları, bölgedeki arzın daha da tehlikeye gireceği ve fiyatların artacağı yönünde pozisyon almaya başladı. Saldırı, İran’ın en büyük sahası olan Güney Pars’a bağlı bir doğal gaz işleme tesisini hedef alırken, yakıt depolama tanklarında da hasar oluştuğu belirtildi.
İsrail’in cumartesi günü gerçekleştirdiği saldırının, doğrudan uluslararası piyasalara yönelik ihracat kapasitesini değil, İran’ın iç enerji sistemini hedef aldığı ifade ediliyor. Ancak yaşananlar, cuma günü petrol fiyatlarının üç yılın en sert günlük artışını kaydetmesinin ardından piyasalarda daha fazla dalgalanma beklentisini güçlendirdi.
ABD'nin uyguladığı yaptırımlara karşın İran, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) içinde üçüncü en büyük üretici konumunu koruyor. Öte yandan İran’ın bölgedeki müttefikleri olan Husi militanlarının son dönemde ticari gemilere yönelik saldırıları ve Tahran’ın zaman zaman Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinde bulunması, jeopolitik riskleri artırıyor. Ancak İran, bugüne kadar bu stratejik geçiş noktasını fiilen ablukaya almaktan kaçındı.
Washington’da Rapidan Energy Advisers LLC’nin başkanı ve eski Beyaz Saray enerji danışmanı Bob McNally, yaşanan gerilimin sürebileceğini ve hedeflerin sivil altyapıya kayması durumunda petrol üzerindeki risk priminin daha da artacağını ifade etti. McNally’e göre, ekonomik hedeflerin çatışma çemberine girmesi, piyasalardaki oynaklığı ciddi biçimde artırabilecek bir gelişme.
Cuma günü Batı Teksas türü ham petrol vadeli işlemleri %14’e kadar yükseldi ve seansı 73 dolar civarında tamamladı. JPMorgan Chase & Co., Hürmüz Boğazı’nın kapanması halinde uluslararası petrol fiyatlarının varil başına 130 dolara kadar tırmanabileceğini öngörüyor. Bu tür bir yükselişin, dünya genelindeki enflasyonist baskılara katkı sunacağı açık.
İran’a yönelik son saldırının, Güney Pars’taki Faz 14 gaz işleme tesisinde güçlü bir patlama ve yangına neden olduğu ve sahadaki bir üretim platformunun kapanmasına yol açtığı bildirildi. Bu bilgi, İran’a yakınlığıyla bilinen yarı resmi Tasnim haber ajansı tarafından duyuruldu.
Energy Aspects Ltd.’de jeopolitik analist olarak görev yapan Richard Bronze, İsrail’in İran enerji altyapısını tekrar hedef alıp almayacağının net olmadığını ve sürecin tırmanma eğilimine girdiğini dile getirdi. Bronze’a göre, artık yeni bir eşiğin geçilmiş olması, her iki taraf için daha geniş çaplı ve derin bir çatışma riskini doğuruyor.
RBC Capital Markets LLC'nin küresel emtia stratejisi başkanı ve eski CIA analisti Helima Croft ise yayınladığı yatırımcı notunda, petrol arzında yaşanabilecek bir aksama karşısında Başkan Donald Trump’ın OPEC+ üyelerini, özellikle Suudi Arabistan’ı yedek üretim kapasitelerini kullanmaya çağırabileceğini belirtti. Ancak İran'ın günlük yaklaşık 3,4 milyon varil olan üretiminde uzun süreli bir kesinti yaşanması halinde, OPEC'in bu boşluğu ne ölçüde doldurabileceği belirsizliğini koruyor.
Bununla birlikte, Riyad ve Abu Dabi yönetimlerinin İran’ı ikame etmesi, bu ülkelerin enerji altyapılarını saldırı tehdidiyle karşı karşıya bırakabilir. 2019’da Husilerin Suudi Arabistan’daki Abqaiq petrol tesisine gerçekleştirdiği saldırı, bu tür bir senaryonun geçmişteki yansıması olmuştu. Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nden kıdemli araştırmacı Clay Seigle, OPEC’in yedek kapasitesinin devreye alınabileceğini ancak bunun politik olarak riskli olduğunu dile getirdi.
Şu ana kadar büyük petrol tesislerinin doğrudan hedef alınmamış olması, piyasalarda bir miktar güvenlik algısı yaratıyor. Ancak Singapur merkezli Vanda Insights’ın kurucusu Vandana Hari, bu algının değişmesi için savaşın daha da yoğunlaşması, geniş çaplı tahribat ve sivil kayıplar gibi daha ağır gelişmelerin yaşanması gerektiğini savunuyor.
Öte yandan Paris merkezli Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel petrol piyasalarının hâlihazırda OPEC+ tarafından artırılan üretimle ve yavaşlayan talep ile iyi düzeyde tedarik edildiğini bildirdi. Ajans, gerektiği takdirde acil durum stoklarının devreye alınabileceğini de duyurdu.
Başkan Trump ise pazar günü Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail ile İran arasında bir barış anlaşması yapılması gerektiğini ve bunun mümkün olduğunu söyledi. Trump, İsrail saldırılarından önce artan petrol fiyatlarından memnun olmadığını da kamuoyuyla paylaşmıştı.
Hari, Hürmüz Boğazı’nın kapatılacağı yönündeki endişelerin abartılı olabileceğini belirtti. Bu tür bir adımın İran’ın kendi petrol ihracatını da keseceğini ve en büyük müşterisi konumundaki Çin’i karşısına alacağını hatırlattı. İran’ın bugüne dek bu tehdidi gerçeğe dönüştürmediğini ve şimdi de böyle bir adım atmasının olası görünmediğini söyledi.