Erden Timur dar gelirlinin erişebileceği konut için kamuya proje sunulduğunu açıkladı

PAYLAŞ
  • NEF Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, bir yandan konut piyasasıyla ilhgili önemli açıklamalar yaparken diğer yandan da Galatasaray'da yöneticilik planı olup olmadığına ilişkin soruya da yanıt verdi.
Erden Timur dar gelirlinin erişebileceği konut için kamuya proje sunulduğunu açıkladı

CNBC-e'de Ekonomi Sohbetleri'nde Elif Saygılıer'in konuğu olan Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, konut piyasasındaki durumdan Galatasaray gündemine kadar birçok soruya yanıt verdi. Enflasyon etkisi ve sonradan ortodoks ekonomi politikasında geçişten sonra kurun belirli seviyede tutulma gayreti sonrasında sadece konut tarafında değil birçok konuda Türkiye'nin pahalı duruma geçtiğini söyledi. Timur, "Reel efektif kru endeksine baktığımızda zaten bu çok rahat okunabiliyor. Konut tarafında şöyle bir durum var. Aslında ilk 5 aylık satış TÜİK'in konut satış rakamlarını açıklamaya başladığı tarihten bu yana tarihi bir rekor. Zaten geçmişte (ondan öncesinde) daha da düşük rakamlar. O yüzden en çok satış yapılan dönem. Yaklaşık geçen sene de satış rakamı 1 milyon 500 bin civarıydı. En yüksek zaten 1 milyon 400 bin küsür olmuştu. Yani 1.5 milyon gibi bir satışla OECD'de dünyada ikinciyiz. Dünyada ikinci olduğumuz tek kalem bu, Amerika'dan sonra. Avrupa'da Avrupa Birliği'nde açık ara birinciyiz. İkinci İngiltere 600-700 bin civarı." dedi.

"Konuttaki talep balon değil, organik talep, çünkü arz azalıyor"

Bunun demografik bir talep olduğunu, yani aslında zaten temelde hep bu rakamlara olumsuz bakılması nedeniyle aslında rekor ama işte "bir düşüş ivmesi var" diye tartışıldığını,sektör olarak da bunu çok doğru anlatamadıklarını söyledi. Timur, bunun en önemli sebeplerinden birinin "konutta balon var" söylemi olduğunu, 7 yıl boyunca "balon var" dendiğini fakat aslından talebin organik olduğunu savundu. Timur, "Çünkü ikamesi olmayan bir ürün konut. Yılda Türkiye'de 700-800 bin yeni konut üretilmesi gerekiyor. Bu neden kaynaklanıyor? Evlenme, boşanma sayısı, toplam aile, hane halkı ortalamasının düşmesi. Dolayısıyla bunun ikamesi yok. Yani ben ev değil de çadırda yaşayacağım diyemiyorsunuz. Hiçbir devlet izin vermiyor. İki aile ortak bir eve taşınalım. Bu sadece ekonomik buhranda olmuş 1929'da, daha sonra dünyada hiç olmamış. Demografinin tersine konut satın alma eğilimi bir defa olmuş. O da o kadar büyük fakruzareti olmuş ki ortak eve taşınmışlar. E ne oluyor? İnsanlar bir sene iki sene boşanmasını erteliyor veya bir sene iki sene evlenmeyi erteleyebiliyor. Evlenip ailesinin yanında oturmuyor normal olarak. Dolayısıyla bu organik bir talep" dedi.

"Dünyada toplam konut maliyetinin yüzde 20-22'si olan arsa Türkiye'de yüzde 50'si"

Timur, ne olursa olsun böyle bir faizle böyle bir ekonomide 1.5 milyon konut satışıyla son 30-40 yılın rekorunun normalde kırılmaması gerektiğini, ama genel olarak büyük konut üreticilerinin konut üretediğini vurguladı. Timur şöyle devam etti: "Daha çok piyasanın %90'ı daha tekil üretim yapan, semt içlerinde, mahalle içlerinde üretim yapan firmalar. Ama zaten genel satışın %90'ını da onlar yapıyor. Oralarda bir satış eğilimi var. Arsa paylarının çok pahalı olduğu mesela en çok konuşulan konulardan birisi. Temel nokta aslında tüketiciye ulaşamıyor konu. New York'ta da proje yaptım ben. Miami'de de projeler, şimdi Arsalarımız var, onlara proje geliştiriyoruz. Dubai'de de var, Almanya'da yapıyoruz, İngiltere'de yaptım, bir sürü farklı yerde. Dünyanın en pahalı yerinde konutun, yani Arsa'nın toplam konut bedeline oranı, yani konutun satış fiyatına oranı %20-22 geçtiği hiçbir yer yok. Türkiye'de %50. Düşünün %50'si arsa bedeli. Onun üzerine inşaatın bedeli, %33 inşaat maliyeti, vergiyi de koyduğunuzda bu sefer konut fiyatı ondan düşemiyor aslında."

Timur, aslında konut kredisiyle alan konut alanların genelde markalı konut endüstrisinin müşterisi olduğunu, krediyle alınan konutun tüm konut alımları içerisinde oranının yüzde 38.2'den geçen sene %10.7'ye geldiğini hatırlatıyor. Bu oranın bu yıl biraz yükseldiğini, zaten konut satışlarından rekor kırılmasının da sebebinin de o olduğunu belirtiyor: "%10'lardan %15'lere geldi. Yani şöyle düşünün o kadar ertelenemeyen bir talep söz konusu ki, çoğu ertelenmesine rağmen yani kalan talep bu faizle kredi kullanıyor."

"Kamuya, dar gelirliye konut için proje sunduk, ulaşılabilir konut için Hazine arazileri kullanılabilir"

Kredi faizlerinin düşmesi senaryosunda neler olabileceğine ve dar gelirliye konut üretimi konusuna yüksek arsa maliyeti varken nasıl çözüm bulunabileceğine de değinen Timur, "Şunu söyleyeyim, ciddi bir bekleyen talep olduğu için faizler düştüğü anda konut maliyetleri de çok yüksek, ulaşılabilirlik çok zor, ama ulaşabilecek kesim için çok hızlı bir alıma dönüşecek ve yine bir fiyat artışına sebebiyet verecek. Ama temel nokta asıl konuta ihtiyacı olan, herkesin tabii ki ihtiyacı var ama dar gelirlinin, orta gelirlinin ulaşabilmesi için aslında işte biz KONUTDER olarak kamuya, bakanlarımıza, bakanlıklara bunu sunduk. Yani devlet belli arsalar ortaya koyabilir. Orada ihalelerde fiyat indirme yani satış fiyatını arttırma değil de arttırım değil de indirimle ihale yapıp satış fiyatı düşürerek bir model. Dünyada farklı modeller var. Arsa arzını arttırmadığımız zaman arsa fiyatı düşmüyor. O yüzden arsa fiyatlarını düşürebilmek için hazine arsa arzlarını koyup tüm konut üreticileri yani küçülü ve büyüklü o ihalelere girip, normalde ihalede ne yapıyorsunuz, vereceğiniz parayı arttırıyorsunuz. Burada müşteriye verilecek son fiyatı yani en uygun fiyatı önerecek firma, o arsada üretim yapacak. Arsalar çok daha uygun fiyatlı olacak. Öyle olduğunda bu, genel piyasanın da fiyatlarını dengelemeye yardımcı olacaktır. Ve asıl o hedef kitle, o projelerden de zaten belli gelir grubu olan, ilk evi olacak insanların alım hakkı olduğunda bir kere zaten satış diye bir risk söz konusu değil. Tam tersi orada çok ciddi bir talep var. Hem doğru kesimi ev sahibi yapmış oluyorsunuz hem de genel olarak arsa fiyatları ve konut fiyatlarını daha dengeli bir hale getireceğiniz bir enstrüman oluşuyor.

Yeni konuşuldu. Geçtiğimiz haftalarda KONUTDER'de Ziya Başkanımızla başkan yardımcıları olarak birlikte gittik. Daha yeni konuşuldu. Olumlu yaklaşılıyor tabii. Sonuçta bu bir temel ihtiyaç olduğu için. Bakanlarımız, yani tüm kurumlar, kamu kurumları da bu işi çözmek istiyor. O yüzden olumlu yaklaşılıyor." dedi.

"3-4 sene için Galatasaray'da yöneticilik düşünmüyorum"

Galatasaray'da yönetim kademelerinde yeniden görev alıp almayacağına ilişkin soruya ise Timur, "Yakın zaman için hiç yok. Yani önümüzdeki 3-4 sene için söyleyebilirim. Galatasaray'la ilgileneirken çok mutluydum tabii. Herkesin tutkusunu yaşaması çok güzel bir şey ama oğlumla aram yeni yeni normalleşiyor. Çünkü büyürken yoktum yani. 10 aya yakın yoktum. Çocuklarımın yanına üç yaz boyunca bir gün gitmişim. Yani hiçbir zaman görmemişler beni. Şu an zaten Galatasaray iyi gidiyor. Böyle de gidecek inşallah. Dolayısıyla daha ileride belki olabilir ama şu an için değil." dedi.