Fed faiz indirdi ancak 10 yıllık ABD tahvili getirisi yükseliyor: Neler oluyor?
ABD Merkez Bankası (Fed), geçtiğimiz hafta yaptığı yarım puanlık faiz indirimiyle finansal piyasalara güçlü bir mesaj gönderdi. Fed, faiz oranları önümüzdeki dönemde önemli ölçüde düşebileceğine işaret etti ancak, Hazine tahvili piyasası bu sinyale beklenenin aksine tepki verdi.
Fed'in kısa vadeli borçlanma faiz oranında yaptığı indirime rağmen, Hazine tahvili getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum, özellikle getiri eğrisinin uzun ucunda belirginleşiyor. 10 yıllık Hazine tahvili getirisi, Fed Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) 17-18 Eylül tarihlerindeki toplantısından bu yana 17 baz puan artış gösterdi. Bu artış, Eylül ayı boyunca yaşanan keskin düşüşün ardından yön değiştiren bir hareket olarak dikkat çekiyor.
Piyasanın beklentileri ve uzmanların görüşleri
Bu beklenmedik yükseliş, piyasa profesyonelleri arasında farklı yorumlara yol açtı. Birçok uzman, bu hareketin büyük bir kısmını Fed toplantısından önce piyasanın fazla gevşeme beklentisi içine girmesine bağlayarak geçici bir toparlanma olarak değerlendiriyor. Amundi ABD’nin sabit getirili menkul kıymetler başkanı Jonathan Duensing, bu durumu "piyasanın söylentiyi satın alıp, gerçekle karşılaştığında satışa geçtiği" şeklinde tanımladı. Duensing, piyasanın Fed’in faiz oranlarını çok agresif bir şekilde düşüreceğine dair beklentileri önceden fiyatladığını belirtti.
Ancak bazı uzmanlar, tahvil getirilerindeki bu yükselişin ardında daha derin endişeler yattığını düşünüyor. PGIM Sabit Getirili Menkul Kıymetler’in baş yatırım stratejisti Robert Tipp, Fed’in iş gücü piyasasına verdiği önemi artırmasının, enflasyonun normalden biraz daha yüksek olmasına göz yummaya hazır oldukları anlamına gelebileceğini belirtti. Tipp, uzun vadeli tahvil getirilerindeki artışın, piyasanın enflasyonun daha yüksek olabileceği ve Fed’in bu durumu fazla önemsemeyeceği riskini gördüğünün açık bir göstergesi olduğunu söyledi.
Getiri eğrisindeki değişimler ve enflasyon beklentileri
Hazine tahvili piyasasında dikkat çeken bir diğer nokta ise, getiri eğrisinin farklı uçlarındaki hareketler oldu. Uzun vadeli tahvillerdeki getiriler hızla yükselirken, kısa vadeli tahvillerde böyle bir hareket gözlemlenmedi. Özellikle 10 ve 2 yıllık tahviller arasındaki getiri farkı, Fed toplantısından bu yana 12 baz puan arttı. Piyasa jargonunda "bear steepener" olarak adlandırılan bu hareket, genellikle tahvil piyasasının gelecekte daha yüksek enflasyon beklediği zamanlarda ortaya çıkıyor.
Bu durumu daha da anlamlı kılan bir diğer veri, "breakeven" enflasyon oranlarındaki değişim oldu. Özellikle 5 yıllık breakeven enflasyon oranı, Fed toplantısından bu yana 8 baz puan artış gösterdi ve 11 Eylül'den bu yana 20 baz puan yükseldi. Bu gelişmeler, piyasanın enflasyon beklentilerinde bir artış olduğuna işaret ediyor.
Fed’in gelecekteki faiz indirimleri ve ekonomik riskler
Fed yetkilileri, enflasyonu yüzde 2 seviyesinde tutma hedeflerini vurgulamaya devam etseler de, piyasa aktörleri Fed’in bu hedefe ne kadar bağlı kalacağı konusunda şüphe taşıyor. Özellikle iş gücü piyasasına verilen önemin artması, enflasyonun bir süreliğine daha yüksek seviyelerde kalabileceği endişelerini artırıyor. Fed’in favori enflasyon göstergesi olan kişisel tüketim harcamaları (PCE) fiyat endeksi, Temmuz ayında yüzde 2,5 olarak gerçekleşmişti ve Ağustos ayında yüzde 2,2 seviyesinde olması bekleniyor. Bu rakamlar, Fed’in hedefinin üzerinde seyrediyor.
RBC Wealth Management sabit getirili menkul kıymetler kıdemli portföy stratejisti Tom Garretson, getiri eğrisindeki dikleşmenin resesyon risklerini artırabileceğini belirtti. Garretson, “Getiri eğrisi daha da dikleşmeye başlarsa, resesyon risklerinin alarm vermeye başlayacağını görebiliriz" diyerek Fed’in bu yıl içinde en az bir kez daha 50 baz puanlık bir faiz indirimi yapmayı planladığını ifade etti.
Fed’in gelecekteki faiz indirimlerinin yanı sıra, ABD'nin mali durumu da piyasa aktörleri tarafından yakından izleniyor. Borçlanma maliyetlerindeki artış, bu yıl bütçe açığı için finansman maliyetlerini 1 trilyon doların üzerine çıkardı. Düşük faiz oranları bu yükü hafifletmeye yardımcı olabilse de, uzun vadeli Hazine tahvili alıcıları, ABD’nin mali durumu ve artan bütçe açığı nedeniyle endişe duyuyor. Bu endişeler, piyasa oyuncularını tahvil yatırımlarını yeniden değerlendirmeye zorluyor.