ABD’li bankacılardan şirketlere çağrı: Trump’ın gümrük gerginliği öncesi borçlanma fırsatını kaçırmayın

PAYLAŞ
ABD’li bankacılardan şirketlere çağrı: Trump’ın gümrük gerginliği öncesi borçlanma fırsatını kaçırmayın

ABD şirketlerinin kredi piyasalarına giriş yapmak için sınırlı bir zaman penceresi olabilir. Bankacılar, Donald Trump’ın yeniden alevlenen gümrük tarifesi söylemlerinin piyasada yeni bir türbülans yaratma riski taşıdığına işaret ederek, firmaların bu geçici istikrardan faydalanarak borçlanmalarını hızlandırmalarını tavsiye ediyor.

Trump’ın 2 Nisan’da başta Çin olmak üzere ticaret ortaklarına dönük büyük çaplı tarifeler duyurması, varlık fiyatlarında ani ve sert dalgalanmalara yol açmış, ancak takip eden günlerde hem piyasa hem de yatırımcı beklentilerinde kısmi bir toparlanma yaşanmıştı.

Ice Data Services verilerine göre, spekülatif seviyedeki ABD tahvillerinin getirisi 7 Nisan’daki yüzde 8,65 seviyesinden yüzde 7,84’e kadar geriledi. Bu düşüş, hem Trump’ın gümrük tarifelerinin büyük kısmını durdurması hem de ABD ekonomisine dair gelen olumlu verilerin etkisiyle mümkün oldu.

Bank of America kredi stratejisti Yuri Seliger’e göre şirketlerin, yılın ilerleyen dönemlerinde yeniden yükselmesi muhtemel oynaklıktan önce, 90 günlük bu “tarife duraklaması” sürecini değerlendirerek daha elverişli borçlanma koşullarını kaçırmaması gerekiyor. Seliger, mevcut ortamı şirketler için “avantajlı” olarak nitelendirirken, kaldıraçlı finans tarafında görev yapan başka bir bankacı ise “Yılın geri kalanı oldukça karmaşık geçebilir, şimdi harekete geçmek için doğru zaman” yorumunda bulundu.

JPMorgan verileri, çöp tahvil seviyesindeki şirketlerin geçen ay Temmuz 2023’ten bu yana en düşük tahvil ihracını gerçekleştirdiğini gösterdi. Nisan ayı, 2008 finansal krizinden bu yana en sakin geçen nisan ayı oldu.

Benzer şekilde, yatırım yapılabilir nota sahip şirketler de yeni borç anlaşmalarında beklentilerin gerisinde kaldı. Bank of America, Nisan ayında yatırım yapılabilir seviyede yalnızca 104 milyar dolarlık yeni borç ihracı gerçekleştiğini; bu rakamın bankanın 120 ila 130 milyar dolarlık beklentisinin en az 15 milyar dolar altında kaldığını açıkladı.

Banka, Mayıs ayında 130 ila 150 milyar dolarlık arzla daha canlı bir piyasaya işaret edileceğini öngörüyor. Tahvil ihraçlarında yatırımcılara devlet tahvillerine kıyasla ödenen risk primi olan spread’ler, yıl başındaki tarihsel düşük seviyelerinden Nisan’da yükselmiş olsa da, daha sonra yeniden düşüşe geçerek kısmi bir normalleşme sinyali verdi.

Ancak bazı bankacılar, yatırım yapılabilir nota sahip şirketlerin daha yüksek maliyetlerle karşılaşmadan önce yeniden finansman süreçlerini tamamlamaları gerektiği görüşünde. Bu alanda faaliyet gösteren bir başka banka yöneticisi, “Piyasa koşulları şu anda oldukça yapıcı, müşterilerimize borçlanma işlemlerini ertelemeden hayata geçirmelerini öneriyoruz” dedi.

AllianceBernstein’da ABD yüksek getirili tahviller direktörü olan Will Smith ise şirketlerin, ekonomik görünümün iyileşeceğine dair güçlü bir inancı yoksa, bugünkü koşulları değerlendirmesinin daha rasyonel olacağı görüşünde. Smith, şirketlerin sermaye piyasalarına yalnızca ihtiyaç duyduklarında değil, fırsat varken başvurmaları gerektiğini söyledi.

Mayıs ayında beklenen yeni kurumsal borçlanma dalgası, yatırımcıların ABD fonlarından çıkışlarının tarihi seviyelerden yavaşlamaya başladığı bir döneme denk geliyor. State Street Global Advisors’ın verilerine göre, nisan ayında borç odaklı borsa yatırım fonlarından 15 milyar dolarlık rekor bir çıkış yaşandı. Bu fonlar, hem çöp tahvilleri hem de kaldıraçlı kredileri birlikte barındırıyor.

Ay sonuna doğru fon hareketlerinin yeniden pozitife döndüğü gözlemlendi. Bu da yatırımcıların yeniden risk almaya istekli olabileceğine işaret ediyor. Ancak piyasa katılımcıları, Trump’ın 90 günlük tarife duraklamasının Temmuz başında sona ermesiyle birlikte belirsizliklerin yeniden tırmanabileceğini dikkate alarak temkinli davranıyor.

Wellington Management’ta sabit getirili menkul kıymetler tüccarı olarak görev yapan Masaya Okoshi, piyasalardaki bu geçici rahatlamaya karşı ihtiyatlı bir uyarıda bulundu. Okoshi, mevcut durumu “bir fırtınanın gözü”ne benzeterek şirketlerin söz konusu sükuneti yanıltıcı bir istikrar işareti olarak değerlendirmemesi gerektiğini ifade etti.