Barış masasına henüz uzaklar: Moskova ile Kiev müzakere yeri üzerinde bile anlaşamıyor

Amerikan Wall Street Journal'e göre Ukrayna ile Rusya arasında üç yılı aşkın süredir devam eden savaşın sona erdirilmesi yönünde yeniden başlatılan barış girişimleri, tarafların müzakereleri nerede ve kimlerle yürütecekleri konusunda bile uzlaşamaması nedeniyle çıkmaza girmiş durumda. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, görüşmelerin İstanbul’da yürütülmesini teklif etti ancak kendisinin şahsen katılıp katılmayacağına ilişkin bir açıklama yapmaktan kaçındı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise müzakerelerin Ankara’da yüz yüze gerçekleşmesini istiyor ve Perşembe günü Türkiye’nin başkentinde Putin’i bekleyeceğini duyurdu. Ancak Kremlin, Putin’in Türkiye’ye gidip gitmeyeceğini açıklamadı.
ABD Başkanı Donald Trump ise, doğrudan görüşmelere katılma ihtimalini tamamen dışlamış değil. Her ne kadar şu anda Ortadoğu turunda olduğu için Ankara’daki buluşmaya katılamayacağını belirtmiş olsa da, yetkililerini Türkiye’ye gönderiyor. Kiminle görüşecekleri ise henüz net değil. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun, Trump’ın Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretini iptal ederek Türkiye’ye geçeceği açıklandı. Ayrıca, Trump’ın uzun süredir diplomatik temsilcisi olan Steve Witkoff ve Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg da görüşmelere katılacak.
Diplomatik zeminde yaşanan bu dağınıklık, tarafların birbirini oyalamakla suçladığı ve kamuoyu önünde karşı tarafı barışı engelleyen aktör olarak gösterme çabası içine girdiği bir sürece dönüşmüş durumda. Her iki taraf da nihai hedeflerinden geri adım atmadan müzakere etmeye hazır olduklarını iddia etse de, öncelikler arasındaki uçurum, bir barış anlaşmasını uzak bir olasılık haline getiriyor.
Putin, Ukrayna’nın sahada güçlü direnişine rağmen, hala Kiev yönetiminden teslimiyet bekliyor. Geçtiğimiz hafta sonunda İstanbul’da görüşmelere yeniden başlanmasını önermişti. Ancak bu önerinin, Mart 2022’de yine İstanbul’da yapılan ve Ukrayna’nın tarafsız bir ülke haline gelmesini hedefleyen taslak belgelerle sonuçlanan görüşmelerin devamı niteliğinde olduğu görülüyor. Buna karşın Zelenski, müzakerelere başlamadan önce acil bir ateşkesin sağlanması gerektiğini vurguluyor. Mart ayında ABD’nin önerdiği 30 günlük koşulsuz ateşkesi kabul ettiklerini hatırlatan Zelenski, bu konuyu Putin’le doğrudan konuşmak istediğini ancak Moskova’dan hala net bir yanıt alamadıklarını ifade etti.
Kiev’de Salı günü düzenlediği basın toplantısında konuşan Zelenski, "Trump’ın Putin’in gerçekten yalan söylediğine inanması gerekiyor," diyerek ABD tarafının sürece daha açık ve kararlı bir yaklaşımla müdahil olmasını istedi. Ukrayna lideri, barış sürecini yavaşlatan tarafın kendileri olmadığını dünya kamuoyuna göstermek için çaba harcadıklarını da sözlerine ekledi. Trump’ı Ankara’daki görüşmelere davet ettiğini açıkladı ancak ABD Başkanı, yoğun programı nedeniyle bu hafta böyle bir adım atamayacağını ifade etti.
Çarşamba günü Air Force One uçağında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, “Yarın tamamen doluyuz. Bu, hayat kurtarmak için böyle bir adımı atmayacağım anlamına gelmiyor,” dedi. Trump, başkanlığının ikinci dönemine neredeyse dört ay önce başlamış olmasına rağmen, Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik yürüttüğü diplomatik çabalardan şu ana kadar somut bir sonuç alamadı. Ancak yakın çevresine, tarafları doğrudan ve ciddi bir görüşmeye ikna etmeyi tekrar değerlendireceğini söylediği öğrenildi. Beyaz Saray, böyle bir diplomatik başarıyı, ABD’nin bu süreçten çekilerek diğer önceliklerine odaklanmasını sağlayacak stratejik bir kazanım olarak değerlendiriyor.
Trump yönetimi son dönemde birçok sıcak diplomatik dosyayı aynı anda yürütmeye çalışıyor. İran ile nükleer müzakereler, Çin ile yürütülen ticaret görüşmeleri, Yemen’deki Husi isyancılarla olası bir ateşkes, İsrail ile Hamas arasında ateşkes ve rehine değişimi gibi konular bu başlıklar arasında yer alıyor. ABD, ayrıca Hamas ile ayrı yürütülen görüşmeler sonucunda Gazze’de tutulan son Amerikalı rehinenin serbest bırakılmasını sağladı.
Tüm bu diplomatik girişimlerin yanında, Avrupa Birliği de Rusya üzerindeki ekonomik baskıyı artırmaya devam ediyor. AB yetkilileri Çarşamba günü, Moskova’ya karşı uygulanacak 17. yaptırım paketini onayladı. Yeni yaptırımlar, Rusya'nın yasa dışı petrol ihracatında kullandığı düşünülen ve “gölge filo” olarak adlandırılan yaklaşık 200 gemiyi hedef alıyor. İlerleyen dönemde daha fazla yaptırımın gündeme gelmesi bekleniyor. Ancak bazı AB yetkilileri, şimdiye kadar uygulanan ekonomik yaptırımların Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme konusundaki kararlılığını kırmakta yeterli olmadığını itiraf ediyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, "Bu savaş sona ermeli. Kremlin üzerindeki baskıyı yüksek tutacağız" mesajını paylaştı.