Blackstone, Avrupa'ya 500 milyar dolarlık yatırım planlıyor
Bloomberg tarafından aktarılan bilgiye göre dünyanın en büyük alternatif varlık yöneticisi Blackstone Inc., önümüzdeki on yıl içinde Avrupa'ya 500 milyar dolara kadar yatırım yapmayı planlıyor.
Schwarzman, “Bunu bizim için büyük bir fırsat olarak görüyoruz,” dedi. Avrupa’daki yaklaşımın değişmeye başladığını ve bunun daha yüksek büyüme oranlarıyla sonuçlanacağını düşündüklerini belirtti. Bu sürecin Blackstone açısından şimdiye kadar oldukça olumlu sonuçlar doğurduğunu da ekledi.
Schwarzman’ın açıklamaları, büyük yatırım şirketlerinin Avrupa’nın yatırım cazibesine dikkat çektiği son gelişmelerle örtüşüyor. Geçtiğimiz hafta Berlin’de düzenlenen SuperReturn International konferansında BC Partners, Permira ve Brookfield Asset Management gibi küresel oyuncular, ekonomik belirsizliklerin arttığı bir dönemde Avrupa’nın öne çıkan bir yatırım destinasyonu olduğunu savundu.
Blackstone, Avrupa’daki varlığını 2000 yılında Londra ofisini açarak başlattı. O dönemde firmanın New York dışında yalnızca bu ofisi bulunuyordu ve 13 milyar dolardan fazla sermaye toplamıştı. Bugün ise şirketin 27 şehirde ofisi bulunuyor ve yönetimi altındaki varlıkların toplam değeri 1 trilyon doları aşıyor.
Şirketin internet sitesindeki bilgilere göre, Blackstone şu anda İngiltere’de yaklaşık 100 milyar dolarlık yatırım yapmış durumda. Bu büyüklük, firmayı ülkedeki en büyük yabancı yatırımcılardan biri haline getiriyor. Londra’da Mayfair’de yer alan Berkeley Meydanı’ndaki yeni genel merkez inşaatının sürdüğünü belirten Schwarzman, burada 650 kişinin istihdam edildiğini söyledi.
Blackstone’un İngiltere’deki yatırımları arasında gayrimenkul projeleri öne çıkıyor. Bu yatırımlar içinde, ülkenin kuzeyinde kurulması planlanan ve tamamlandığında Avrupa'nın en büyüklerinden biri olma potansiyeline sahip bir veri merkezi projesi de yer alıyor. Schwarzman, “İngiltere hükümeti gerçekten yardımcı oldu ve bu projeyi hayata geçirmek için ciddi şekilde odaklandı,” ifadesini kullandı.
Öte yandan Blackstone’un Orta Doğu’ya bakışı da değişiyor. Schwarzman’a göre şirket bu bölgeyi artık yalnızca büyük miktarda sermaye topladığı bir yer olarak değil, aynı zamanda doğrudan yatırım yapılabilecek bir destinasyon olarak değerlendiriyor. Riyad ve Dubai gibi şehirlerin uluslararası finans merkezlerine dönüşme süreci, bölgenin yatırım açısından sunduğu fırsatları artırıyor.
