Çalışma Bakanlığı, istihdam ve enflasyon verileri için BLS’ye soruşturma başlattı
ABD Çalışma Bakanlığı’nın iç denetçi kurumu, ülkenin en kritik ekonomik verilerini üreten Çalışma İstatistikleri Bürosu’na (BLS) yönelik bir soruşturma başlattı. Denetim, BLS’nin istihdam ve enflasyon verilerini toplama yöntemlerine odaklanacak.
Başmüfettişlik Ofisi tarafından yürütülen inceleme, Başkan Donald Trump’ın son dönemde BLS’nin yayımladığı verilerin güvenilirliğini sorgulaması ve kuruma yönelik eleştirilerini artırmasının ardından geldi. Trump, Ağustos ayında BLS Komiseri Erika McEntarfer’i zayıf istihdam raporunun açıklanmasından saatler sonra “siyasetle ilgilendiği” gerekçesiyle görevden almıştı. McEntarfer’in yerine kurumun geçici komiseri olarak William Wiatrowski atanmıştı.
Başmüfettişlik Ofisi, Çarşamba sabahı BLS yönetimine gönderdiği mektupta, “yakından izlenen ekonomik verilerin toplanması ve raporlanmasında karşılaşılan zorlukların incelenmesine başlandığını” bildirdi. İncelemenin, tüketici fiyat endeksi (TÜFE), üretici fiyat endeksi (ÜFE) ve aylık istihdam raporları gibi temel göstergelere odaklanacağı belirtildi.
Denetimden sorumlu yardımcı müfettiş Laura Nicolosi, soruşturmanın iki temel başlık altında ilerleyeceğini ifade etti: Enflasyon verilerinin (TÜFE ve ÜFE) toplanma süreçleri ile aylık istihdam verilerinin hazırlanması ve revizyon süreçleri.
Bu adım, BLS’nin geçtiğimiz ay açıkladığı istihdam revizyonlarının ardından geldi. Çalışma Bakanlığı, Mart 2025’e kadar olan döneme ilişkin istihdam verilerini sert bir şekilde aşağı yönlü revize etmişti. İlk tahminlere göre daha yüksek olan istihdam artışı, yapılan düzeltme sonrası 911 bin kişi aşağı çekildi. Bu revizyon, son yirmi yılın en büyük istihdam düzeltmelerinden biri oldu.
Denetim sürecini, şu anda vekaleten Başmüfettiş Yardımcısı olarak görev yapan Michael Mikulka yürütüyor. Bakanlığın internet sitesine göre başmüfettiş, siyasi atamalardan bağımsız bir konumda bulunuyor ve tarafsız personel ile çalışıyor.
Soruşturmanın zamanlaması, Trump yönetiminin BLS’ye yönelik siyasi baskıları artırdığı bir döneme denk geliyor. Bu durum, hem istihdam hem de enflasyon verilerinin nasıl toplandığına ilişkin güven tartışmalarını daha da derinleştiriyor.
