Ekonomist Tim Ash'ten Türkiye yorumu: Ekonomide normalleşmenin bir bedeli vardı ama ödenmedi
- Ekonomist Timothy Ash, CNBC-e'ye verdiği röportajda Türkiye ekonomisine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
- Rezerv birikimi, kur istikrarı, KKM'nin hızlı çözülmesinin erken faiz indirimleri yönünde baskı oluşturduğunu belirten Ash, "Hiçbir normalleşme maliyeti yaşanmadı. Ama gerçekte bence bunun bir maliyeti var. Yeterli normalleşme sağlanmazsa sert iniş kaçınılmaz olabilir” dedi.

CNBC-e/Londra
Londra’daki EBRD Türkiye paneline katılan Ekonomist Timothy Ash, CNBC-e’ye verdiği röportajda Türkiye ekonomisindeki son gelişmeleri değerlendirdi. Ash’e göre, Türkiye’de dezenflasyon süreci hız kazanabilir ancak bu, büyümenin yavaşlaması pahasına olacak. Ash, “Enflasyonla mücadele ciddi şekilde yürütülmeli, faizler uzun süre yüksek kalmalı” dedi.
CNBC-e Londra temsilcisi Berfu Güven‘e konuşan Ash, Cevdet Akçay’ın “Sert inişten korkuldukça, sert iniş ihtimali azalır” yorumuna mesafeli. Enflasyon ne kadar uzun sürerse, duraklama riskinin o kadar artacağını belirten Ash şunları kaydetti:
“Türkiye’de dönüşüm çok hızlı oldu; rezerv birikimi, kurun istikrarı, kur korumalı mevduatın hızlı çözülmesi… Bunlar erken faiz indirimleri yönünde baskı oluşturdu. Yani hiçbir normalleşme maliyeti yaşanmadı. Ama gerçekte bence bunun bir maliyeti var. Cevdet Akçay muhtemelen buna katılmayacaktır ama ben büyüme-enflasyon arasında bir al-ver dengesi olduğunu düşünüyorum. Enflasyon ne kadar uzun süre yüksek kalırsa, sonunda durma riski o kadar artar. Belki de Cevdet Bey’in nihayetinde kastettiği şey de buydu: Yeterli normalleşme sağlanmazsa sert iniş kaçınılmaz olabilir”
Türkiye başa mı döndü?
Tim Ash son aylarda yaşanan siyasi gelişmeler, faiz artırımları ve rezerv kaybıyla ekonomide başa dönüldüğü eleştirilerine katılmıyor. Ash sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakın, enflasyon yüzde 40’ın altında. Başlangıç noktası daha aşağıda. Ben buna katılmıyorum. 19 Mart’ta kurdaki ilk değer kaybı ve ardından gelen rezerv kaybı bazılarına göre makro-finansal bir olaya dönüşüp enflasyonu tekrar tetikleyecek gibiydi. Ama bence bu pek olası değil. Aslında bu olaydan önemli olan çıkarım faizlerin daha da yükselmiş olması. Ben zaten Merkez Bankası faiz indirimine başlamadan önce bile daha uzun süre sıkı kalınması gerektiğini savunuyordum. Ve şimdi doğru politika uygulanıyor. Yani, çok erken faiz indirimine gidilmemeli. Enflasyonla ciddi mücadele etmek istiyorsanız faizler uzun süre yüksek kalmalı.”
“Enflasyon halkın ana gündemi”
Ekonomide önceliğin büyüme değil enflasyon olması gerektiğini belirten Ash “31 Mart yerel seçimleri de gösterdi ki insanlar enflasyonu gerçekten önemsiyor.
Herkes enflasyondan zarar görüyor. Büyüme fark edilmez bile… Yüzde 3 mü yüzde 4 mü büyüdü; halk bunu hissetmez. Ama herkes enflasyonu hisseder.
Bu yüzden uzun vadeli büyümeyi sürdürülebilir kılmak istiyorsanız, enflasyonla mücadele öncelik olmalı. Ve bence Türkiye’de ekonomi yönetimi bu konuda ciddi. Sonuç alacaklarını düşünüyorum.”
Türkiye’de sert iniş riski var mı?
Timothy Ash Türkiye’de büyümenin yavaşlayacağı; bunun da enflasyonda düşüşü destekleyeceği görüşünde:
“Son bir yılda ciddi bir yavaşlama işareti görmedik. Ama artık daha belirgin bir yavaşlama olabilir. Yine de ani bir duruş beklemiyorum. Çok sert bir iniş olacağını sanmıyorum ama büyüme biraz yavaşlayacak. Bu da dezenflasyonu destekler”
“Faizin mevcut seviyesi şimdilik yeterli”
Hem yeni faiz artış ihtimalinin hem de gelecek aylar için faiz indiriminin aynı anda konuşulduğu bir süreçte, Timothy Ash faizlerin uzun süre yüksek kalması gerektiği görüşünde:
“MB bir ay önce beklenenden daha yüksek bir faiz artırımı yaptı. Yani şu anda bu seviye makul. Enflasyonla ciddi mücadele etmek istiyorsanız faizler uzun süre yüksek kalmalı. Enflasyonla mücadele zordur, sancılıdır. Muhtemelen en az 3-4 ay bu duruş korunmalı. Türkiye’de enflasyon hâlâ çok yüksek; yüzde 30’ların üzerinde. Eğer bu mücadele ciddiyse, para politikasının sıkı kalması gerekir. Gerçek bu”
“İhracatçılar sıkıntıda ama 10 yıl kur avantajı yaşadılar”
Reel sektörden gelen faiz indirim çağrılarını değerlendiren Timothy Ash, TL’nin reel olarak değer kazanmasının ihracatçılar üzerinde baskı yarattığını kabul ediyor ancak son 10 yılda şirketlerin zayıf kurdan kar ettiğine de dikkat çekiyor:
“Ben Merkez Bankası’nın şu anda faiz indirimine gitmesini doğru bulmam.
Enflasyon hala çok yüksek. Üstelik çok dalgalı bir makro-finansal dönemden çıktık. Son 10 yılda TL sürekli değer kaybetti. Bu şirketler ne yaptı bu süreçte?
Sadece döviz kuruna güvenmek yerine rekabet gücünü artıracak yatırımlar yapılmalıydı. 10 yıl boyunca kurdan kâr elde ettiler. Bedeli ise yüksek enflasyon oldu. Bu da toplumu olumsuz etkiledi. Yani acı verici olsa da Türkiye’nin rekabet gücünü artırması gerekiyor. Devalüasyon çözüm değil. Yatırımla, verimlilikle rekabet gücü artırılmalı”
“Rezerv kaybı büyük ama hala alan var”
Son dönemde yaşanan 50 milyar doları aşan rezerv kaybının yatırımcıları tedirgin ettiğini söyleyen Ash, buna rağmen Merkez Bankası’nın hala ciddi bir rezerv düzeyine sahip olduğunu belirtti:
“Türkiye son üç ayda 50 milyar doların üzerinde rezerv kaybetti. Bu, yatırımcılar için ciddi bir endişe. Bu hafta bir derecelendirme kuruluşuyla görüştüm, bu konuyu da konuştuk. Onların yorumu şuydu: Geçen yıl 100 milyar dolarlık rezerv birikimi beklemiyorlardı bile. Yani şu anda mevcut rezerv seviyesi, onların beklediğinden daha yüksek. Elbette bu bir hayal kırıklığı, büyük bir rakam. Ama Merkez Bankası’nın hala cephanesi var. Brüt rezervler hala geçmişe göre oldukça yüksek.
Ama hiçbir merkez bankası bu kadar rezerv kaybı yaşamak istemez.”
“Kur kontrol altında, cari açık düşük”
TL’nin şu anda Merkez Bankası müdahalesiyle kısmen kontrol altında olduğunu belirten Ash, cari açığın GSYH’ye oranla %0.5 civarında olmasının endişe verici bir seviye olmadığını söyledi.
Ash, “Nominalde sınırlı değer kaybı olabilir ama dezenflasyon süreci gereği reel değerlenme devam edecektir” dedi.
“Bu bir dönüm noktası olabilir”
Ash, iç siyasi ortamda yeni bir sarsıntı yaşanmazsa ve jeopolitik rüzgarlar Türkiye’nin lehine eser, turizm gelirleri artar ve yabancı yatırımcı ilgisi sürerse, ekonomide istikrarın yeniden sağlanabileceğini söyledi: “Bir ışık var tünelin ucunda. Merkez Bankası sabırlı olursa, ilerde faiz indirimi için alan doğabilir.”