FedEx’in Çin-ABD rotasındaki talep çöküşü, Trump’ın ticaret savaşının yeni etkilerini gözler önüne serdi

ABD merkezli uluslararası taşımacılık şirketi FedEx, Çin’den ABD’ye yönelik kargo hacminde Mayıs ayında “keskin bir kötüleşme” yaşandığını bildirdi. Şirket, bu düşüşün Başkan Donald Trump’ın başlattığı ticaret savaşının doğrudan sonucu olduğunu vurguladı. FedEx’in en kârlı kıtalararası hattı olarak öne çıkan Çin-ABD rotasındaki zayıflamanın, özellikle bireysel tüketici gönderilerinde kendini gösterdiği belirtiliyor.
FedEx’in yatırımcılara yaptığı sunumda konuşan Müşteri Temsilcisi Brie Carere, bu rotanın şirketin toplam gelirinin yaklaşık %2,5’ini oluşturduğunu ve bu hattaki bozulmanın önemli sonuçlar doğurabileceğini ifade etti. Carere, “Bunun nasıl sonuçlanacağını tahmin edemiyoruz” dedi. Şirketin en kârlı rotası konumundaki bu hatta yaşanan daralmanın temel nedenlerinden biri olarak, Trump yönetiminin kaldırdığı “de minimis” muafiyetleri gösterdi. Bu muafiyet, değeri 800 doların altındaki ürünlerin tarifelerden muaf tutulmasına olanak tanıyor ve özellikle Çin merkezli e-ticaret platformları Temu ve Shein tarafından yaygın şekilde kullanılıyordu. Söz konusu düzenlemenin ortadan kalkmasıyla birlikte bu firmaların ABD’ye gönderdiği bireysel paket hacminde ciddi azalma meydana geldi.
FedEx, yalnızca cari çeyrek için beklentilerini açıklamakla yetinerek, şirketin küresel ticaretteki belirsizlikler karşısında uzun vadeli bir öngörüde bulunmaktan kaçındığını ortaya koydu. Bu yaklaşım, Trump’ın dengesiz olarak tanımlanan ticaret politikalarının küresel ölçekteki etkisinin ulaştığı boyutu gözler önüne seriyor. Şirketin açıklamaları sonrası hisse senetleri Çarşamba günü yaklaşık %6 geriledi.
Nisan ayında Trump yönetimi, Çin’den ithal edilen bazı mallara %145’e varan oranlarda tarife uygulanacağını duyurmuştu. Her ne kadar iki taraf arasında bazı tarife indirimleri üzerinde mutabakat sağlanmış olsa da, Çin ve ABD arasındaki ticaret vergilerine ilişkin genel görünüm belirsizliğini koruyor. FedEx CEO’su Rajesh Subramaniam, yatırımcılara yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki 30 ila 60 günün nasıl geçeceğini tahmin etmek çok, çok zor” dedi. Ticaret savaşının dinamik bir süreç olduğuna dikkat çeken Subramaniam, gelişmelerin seyri netleştikçe daha sağlıklı bir pozisyon alınabileceğini belirtti.
FedEx, Mart-Mayıs aylarını kapsayan mali yılın dördüncü çeyreğinde net gelirini %13 artırarak 1,65 milyar dolara çıkardı. Gelir kaleminde ise bir önceki yılın 22,1 milyar dolarlık seviyesine kıyasla çok sınırlı bir artışla 22,2 milyar dolara ulaşıldı. Şirket ayrıca Haziran-Ağustos dönemine ilişkin gelir artışının %0 ile %2 arasında sınırlı kalacağını öngördü. Yeniden yapılanma maliyetleri hariç tutulduğunda hisse başına kazancın 3,40 ila 4,00 dolar aralığında olacağı tahmin ediliyor. Bu seviye, piyasa beklentilerinin altında kalıyor.
FedEx yalnızca ekspres paket taşımacılığı değil, aynı zamanda farklı segmentlerde lojistik ve yük taşımacılığı hizmetleri de sunuyor. Şirketin zayıf görünüme rağmen net kârda artış sağlamış olması, yapısal verimlilik arayışlarının meyvesini verdiğini gösterse de, ticaret savaşlarının lojistik sektörü üzerindeki etkileri çok daha karmaşık bir tablo çiziyor. FedEx’in açıklamaları, aynı zamanda şirketin kurucusu ve yönetici başkanı Fred Smith’in ölümünden yalnızca dört gün sonra geldi ve bu durum, hem finansal hem de kurumsal anlamda dikkatle izlenen bir sürece işaret ediyor.