Friedrich Merz, Almanya'nın yeni şansölyesi oldu
Almanya’da savaş sonrası dönemin 10. şansölyesi olarak seçilen Friedrich Merz, göreve resmen başlasa da, mecliste yaşadığı ilk güven oylaması başarısızlığı nedeniyle zayıf bir başlangıç yapıyor. Ülkede II. Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez bir şansölye adayı, parlamentodan onay alabilmek için ikinci kez oylamaya gitmek zorunda kaldı.
Merz’in liderliğinde kurulan yeni koalisyon hükümeti, Almanya Federal Meclisi'nde 12 sandalye ile göreceli bir çoğunluğa sahip. Ancak bu avantaj, ilk oylamada yeterli görülmedi. Oylamanın gizli yapılması ve muhalefet tarafından herhangi bir alternatif aday sunulmaması, Merz’e destek vermeyen koalisyon üyelerinin kimliklerini ve gerekçelerini belirsiz kılıyor. Bu durum, iktidar bloğunda ciddi bir iç çatlağın habercisi olarak değerlendiriliyor.
İlk oylamada yaşanan başarısızlık, Merz’in göreve gelişini sadece birkaç saat ertelemiş olsa da, siyasi etkileri daha derin olabilir. Alman kamuoyunda ve siyasi analiz çevrelerinde, bu durumun yeni hükümetin otoritesini ve istikrar beklentilerini zedelediği yorumları yapılıyor.
Ülkede uzun süredir yapılan anket çalışmalarıyla tanınan Forsa grubunun yöneticisi Manfred Güllner, gelişmeleri "Bu dramatik" sözleriyle yorumladı. Güllner, Merz’in ikinci turda galip gelmesinin, ilk oylamada yaşanan kaybın etkilerini tamamen ortadan kaldırmadığını vurgulayarak, oluşan siyasi hasarın süreceğini ifade etti.
Parlamentoda yaşanan bu nadir durum, Almanya’nın parlamenter sistemi açısından da yeni bir örnek teşkil ediyor. Friedrich Merz’in, lideri olduğu Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve koalisyon ortaklarının oy birliğini ilk denemede sağlayamaması, hem parti içindeki güç dengeleri hem de hükümetin ilerleyen dönemde karşılaşacağı zorluklar açısından dikkatle izlenecek bir süreç başlattı.
Yeni şansölyenin gündeminde, ekonomik büyümenin hızlandırılması, dijitalleşmenin ilerletilmesi ve enerji dönüşümünün tamamlanması gibi Almanya'nın uzun vadeli stratejik hedefleri bulunuyor. Ancak parlamentodaki ilk sınavda yaşanan fire, bu hedeflere ulaşma yolunda siyasi manevra alanını şimdiden daraltmış görünüyor.
