McKinsey, personelinin yüzde 10’undan fazlasını işten çıkardı

Dünyanın en büyük yönetim danışmanlığı firmalarından McKinsey & Company, pandeminin getirdiği genişleme döneminin ardından başlattığı iki yıllık maliyet azaltma ve kârlılık artırma stratejisi doğrultusunda personelinin yüzde 10’undan fazlasını işten çıkardı. Bu sayı, şirketin 100 yıla yaklaşan tarihinde gerçekleştirilen en büyük işten çıkarma dalgalarından biri olarak dikkat çekiyor.
Konuya yakın kaynakların verdiği bilgiye göre, McKinsey’nin toplam çalışan sayısı yaklaşık 40 bin seviyesine gerilemiş durumda. Oysa şirketin en son yayımlanan yıllık raporunda, 2023 sonunda bu sayının 45.100 olduğu belirtilmişti. Bu da 18 ay içinde yaklaşık 5.000 kişilik bir azalmayı işaret ediyor.
Pandemi döneminde artan danışmanlık talebine paralel olarak iş gücünü beş yıl içinde üçte iki oranında büyüten McKinsey, şimdi bu stratejiyi tersine çeviriyor. Özellikle danışmanlık sektöründe gelir artışının yavaşlaması, şirketleri yeniden yapılanmaya zorluyor. McKinsey de bu süreçte sadece arka ofis değil, teknik ve danışman kadrolarında da önemli daralmaya gitti. 2023 yılı içinde 1.400 arka ofis çalışanı ile birlikte, veri bilimi ve yazılım mühendisliği gibi alanlarda görev yapan 400’e yakın uzman da işten çıkarıldı. Ayrıca, şirketin geçen yıl uyguladığı olağan dışı performans değerlendirme süreciyle düşük performans gösterdiği değerlendirilen danışmanlara istifa etmeleri yönünde baskı yapıldığı belirtiliyor.
McKinsey’nin bu adımları yalnızca sektördeki genel daralmayla açıklanmıyor. Şirket ayrıca, ABD’de opioid üreticileriyle yaptığı çalışmalar nedeniyle karşı karşıya kaldığı 1,6 milyar dolarlık yasal uzlaşmanın da etkisi altında. Bu cezanın, şirketin bilançosu üzerindeki yükü artırdığı tahmin ediliyor.
Şirketin küresel yönetici ortağı Bob Sternfels, geçtiğimiz yıl çalışanlara yaptığı açıklamada McKinsey’nin 2024 sonuna kadar "dengeye ulaşmayı" hedeflediğini belirtmişti. Ancak bu hedef doğrultusunda yürütülen tasarruf hamleleri, pandemi sonrasında sektörde yaşanan yapısal değişikliklerle birleşince, firma içinde ciddi küçülmeleri beraberinde getirdi.
Öte yandan sektördeki tüm oyuncular benzer bir tablo çizmiyor. McKinsey’nin en büyük rakiplerinden Boston Consulting Group (BCG), geçtiğimiz ay 2024 yılı için gelirlerini yüzde 10 artırarak 13,5 milyar dolara çıkardığını ve çalışan sayısını da 1.000 kişi artırarak 33 bine yükselttiğini duyurdu. Bu da McKinsey’nin tersine, BCG’nin hem büyümeyi hem de istihdam artışını sürdürdüğünü gösteriyor.
McKinsey ise son yayımlanan 2024 raporunda, önceki yılların aksine toplam gelir ve çalışan sayısına dair bilgiye yer vermedi. 2023 gelirinin 16 milyar dolar olduğu açıklanmıştı ancak 2024 için herhangi bir rakam paylaşılmadı. Buna rağmen şirket, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda büyümenin sürdüğünü ve bu yıl binlerce yeni danışmanın firmaya katılmasının beklendiğini belirtti.
Sektörde yaşanan bu gelişmeler yalnızca ekonomik döngüyle değil, teknolojik dönüşümle de ilişkili. Danışmanlık şirketleri, üretken yapay zekânın sunduğu verimlilik artışlarını değerlendirmeye çalışırken, bazı görevlerin otomatikleşmesiyle birlikte insan kaynağı ihtiyacında yeniden yapılandırmalara gidiyor. EY'nin küresel CEO’su Janet Truncale, Milken Enstitüsü’nün düzenlediği bir etkinlikte yaptığı açıklamada, yapay zekâ nedeniyle işten çıkarmaya gitmeyeceklerini ancak mevcut çalışanlarla daha fazlasını başarmayı hedeflediklerini söyledi. Truncale, “Bugün sahip olduğumuz iş gücüyle iki katına çıkabileceğimizi düşünüyorum” ifadesini kullandı.
McKinsey de bu teknolojik dönüşümü benimsediğini vurguluyor. Şirket açıklamasında, “Üretken yapay zekâ, ekiplerimiz için yeni üretkenlik seviyeleri sağlıyor” denildi.
Danışmanlık sektöründe yaşanan bu değişim, sadece küresel ekonomik koşulların değil, aynı zamanda teknoloji temelli verimlilik baskısının ve regülasyon kaynaklı yüklerin de sektördeki dengeleri yeniden şekillendirdiğini gösteriyor. McKinsey’nin bu yeni dönemde nasıl bir yol haritası izleyeceği, danışmanlık endüstrisinin geneline ilişkin ipuçları verebilir.