Savaş sonrası İran’da günlük hayatta yumuşama

FT'nin haberine göre İsrail ile İran arasında yaşanan ve 12 gün süren çatışmaların ardından, İran’da günlük yaşamın bazı alanlarında gözle görülür bir esneme yaşanıyor. Savaş öncesinde başkent Tahran’da Labrador cinsi köpeğini parka çıkarmaktan çekinen Nima, artık sıcak yaz akşamlarında evcil hayvanını çimenler üzerinde özgürce gezdirebiliyor. Yılın ilk aylarında kamu düzeni ve sağlık gerekçeleriyle getirilen katı evcil hayvan yasakları, para cezaları ve hayvanlara el konulması gibi uygulamalar köpek sahiplerinin en büyük endişesi olmuştu. Ancak yetkililerin savaş sonrası önceliklerini İsrail İHA’larını tespit etmek ve güvenlik operasyonlarına yoğunlaştırmasıyla bu yasaklar fiilen rafa kalkmış görünüyor.
Benzer bir rahatlama, kadın motosikletçiler için de geçerli. Uzun yıllardır kadınların motosiklet kullanmasına yönelik sıkı denetimler ve ehliyet iptalleri, genç kadınların gündelik hayatını doğrudan etkiliyordu. Savaş sonrası dönemde ise polisin bu konuda geri planda kalması, kadın sürücülerin sayısını artırdı. Haleh, artık motosikletini korkusuzca kullanabildiğini söylüyor.
Haziran ayında patlak veren ve 1.000’den fazla İranlının hayatını kaybettiği çatışmalar, ülkede hem derin güvenlik zafiyetlerini hem de toplumsal birlik duygusunu ortaya çıkardı. İsrail’in üst düzey askeri yetkililere ve nükleer bilim insanlarına yönelik suikastları, İran topraklarındaki istihbarat sızıntılarını gün yüzüne çıkarırken, bu durum iktidarı askeri kapasitenin yeniden inşasına ve ekonomi yönetimine daha fazla kaynak ayırmaya yöneltti. Bu strateji, günlük sosyal kısıtlamaların bir kısmında gevşeme yaratmış durumda.
Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkian, savaş sonrası yaptığı açıklamalarda farklı görüşlerin kabul edilmesinin ve birlik içinde hareket edilmesinin önemini vurguladı. Başörtüsü zorunluluğu konusunda daha yumuşak bir yaklaşım izleyen Pezeşkian, geçen yıl yürürlüğe giren ağır cezaları uygulamaya koymadı. Çatışma döneminde, başörtüsü takmadan araç kullanan kadınlara gönderilen uyarı mesajlarının “sistem hatası” olduğu belirtilerek, para cezası veya araç haczi uygulanmayacağı yönünde güvence verildi.
Sosyolog Taghi Azad Armaki, İran’da devrimlerden ziyade savaşların toplumsal dönüşümde rol oynadığını, mevcut durumda ise “doğal ve sessiz bir değişim sürecinin” başladığını ifade ediyor. Buna rağmen, bazı kesimler rejimin köklü değişimlere gitme niyetinden şüphe duyuyor.
Savaşın ardından köpeklere yönelik algıda bile dikkat çekici bir dönüşüm yaşandı. Kızılay’ın, enkaz altından yaralıları kurtaran köpekler için düzenlediği tören, geçmişte köpekleri necis sayan dini yorumlarla taban tabana zıt bir görüntü oluşturdu. Anahita isimli köpek sahibi, “Şu anda dikkatleri başka yerde, köpeklere ayıracak vakitleri yok” sözleriyle bu geçici rahatlamayı özetliyor.
Günlük özgürlüklerdeki bu kısmi genişleme, hem savaşın yarattığı ulusal dayanışma atmosferinden hem de yönetimin, halkı kızdırabilecek sert sosyal baskılardan uzak durma çabasından besleniyor. Ancak bunun kalıcı bir dönüşüm olup olmayacağı, İran’ın siyasi önceliklerinin nasıl şekilleneceğine bağlı.