Seçil Erzan davasında karar çıktı: 102 yıl 2 ay hapis
- Yüksek karlı gizli fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu çok sayıda kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan’ın yargılandığı davada karar çıktı.
- Mahkeme, 102 yıl 2 ay hapis cezası verdiği Erzan'ın tutukluluk halinin de devamına karar verdi. Erzan ayrıca 753 bin 880 lira adli para cezasıyla cezalandırıldı.
- Seçil Erzan ile birlikte yargılanan Denizbank eski yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu için duruşma savcısı bir önceki duruşmada beraat talep etmişti. Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu beraat etti.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Seçil Erzan, bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Bir önceki celse verilen esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapan sanık avukatları, müvekkilleri hakkında beraat talebinde bulundu.
"Annemi bir daha hiç göremeyecek miyim?"
Savunma yapan sanık Erzan da sistem kurmadığını, kendisinden zorla para alınmaya çalışıldığını ve hiç kimseye fon demediğini iddia etti.
Sarmalın içine düştüğünü belirten Erzan son sözünde "Ben kimseyi aldatmadım. Ev hapsinde olsam kaçmam. Annemi bir daha hiç göremeyecek miyim. Kaçsam kaçardım. Tahliyemi istiyorum. Hakkaniyetli davranmanız için yalvarıyorum." dedi.
Son sözü sorulan diğer sanıklar da beraatlerine karar verilmesini istedi.
Karar okunurken gözyaşlarına boğuldu
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti sanık Seçil Erzan'ı 27 müştekiye karşı "nitelikli dolandırıcılık" suçu ile "özel belgede sahtecilik" suçundan toplam 102 yıl 4 ay hapse çarptırdı.
Mahkeme heyeti kararında, sanık Erzan hakkında, "özel belgede sahtecilik" suçundan her bir katılana yönelik ayrı ayrı ceza istemiyle kamu davası açılmışsa da bu suçun mağdurunun kamu olduğunu, sanığın eyleminin tek olduğunun kabul edildiğini belirtti.
Kararda ayrıca "özel belgede sahtecilik" suçundan verilen 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren heyet, Erzan'ın bu suç yönünden 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına hükmetti.
Erzan'ın söz konusu karar okurken ağladığı görüldü.
Diğer sanıklara verilen cezalar
Heyet, sanık Ali Yörük'ü, 4 müştekiye karşı "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 15 yıl 1 ay 15 gün hapis ile 150 bin lira para cezasına, sanık Atilla Yörük'ü de 4 müştekiye karşı aynı suçtan 7 yıl 6 ay 17 gün hapis ile 75 bin lira para cezasına çarptırdı.
Sanık Nur Erkasap'ı 3 müştekiye karşı "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 9 yıl 4 ay 15 gün hapis ile 79 bin 160 lira para cezasına çarptıran heyet, sanık Hüseyin Eligül'e de 3 müştekiye karşı aynı suçtan 5 yıl 2 ay hapis ile 7 bin 600 lira para cezası verdi.
Heyet, sanık Nazlı Can'ı 3 müştekiye karşı "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 4 yıl 5 ay 20 gün hapis ile 31 bin 500 lira para cezasına çarptırırken, sanık hakkında 6 müştekiye karşı bu suçtan beraat hükmü kurdu.
Sanık Süleyman Aslan da "tefecilik" suçundan 2 yıl 6 ay hapis ile 20 bin lira parayla cezalandırılırken, Mojtaba Haghani, Asiye Öztürk, Mehmet Aydoğdu, Hakan Ateş, Rüya Sağır, Kerem Can ve Candaş Gürol'ün ise beraatine karar verildi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydedilmişti.
İddianamede, para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak müşteki Çeviker'in daha sonra Erzan'a ulaşmaya çalışsa da bunun gerçekleşmediği, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade edilmişti.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtilmişti.
Seçil Erzan'ın müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu bilgisine yer verilen iddianamede, Erzan'ın bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği ifadeleri yer almıştı.
İddianamede, sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 109 yıldan 358 yıla kadar hapsi istenmişti.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün de aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Rüya Sağır'ın ise "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
İddianamede, Süleyman Aslan ve Mojtaba Haghani'nin "tefecilik" suçundan ayrı ayrı 2'şer yıldan 6'şar yıla kadar hapis ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezasına çarptırılması talep edilirken, Nur Erkasap'ın ise "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında dolandırıcılık" suçundan 9 yıldan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülmüştü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan ve bu dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilen iddianamede ise Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun 24 müştekiye karşı "nitelikli dolandırıcılık" suçunu işledikleri iddiasıyla 72'şer yıldan 240'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.
Yargılama sürecinde Candaş Gürol hakkında açılan dava da birleştirilmişti.


