TCMB Başkanı Fatih Karahan: "Hedef enflasyonu tek haneye indirmek ve yüzde 5'e sabitlemek"
- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, katıldığı canlı yayında ekonomi gündemine dair son gelişmeleri paylaştı.
- Karahan, enflasyonu önce sabitleyip ardından tek haneli seviyelere çekmeyi ve sonunda yüzde 5'e sabitlemeyi hedeflediklerini açıkladı.
- "Enflasyon virüs gibidir" diyen Karahan, "Reçetemiz doğru, vücuttan atması uzun sürebilir." ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Fatih Karahan "Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm" başlığı ile canlı yayında soruları yanıtladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Merkez Bankası olarak makro finansal istikrar olarak 3 öncelikli amacımız vardı. Birincisi eksi 60 milyar dolara ulaşan rezervimizi düzeltmek, 140 milyar dolara ulaşan KKM’yi düşürmek ve dezenflasyonla mücadele etmek. Bürüt rezervlerimizde şuana kadar 80 milyar dolar artış kaydettik. Brüt rezervlerimizde ise nerdeyse 120 milyar dolarlık bir iyileşme gerçekleşti.
Hedefimiz enflasyonu tek haneye indirmek
Türk Lirası'na güvenin tekrar artmasıyla birlikte vatandaşımızın döviz bozdurarak rezerv artmasına sebep oldu. İlk iki sorunun temel nedeni Enflasyonun artmış olması. Hedef tek haneli enflasyona inmek sonra yüzde 5’e sabit tutabilmek. Aldığımız tedbirlerle ilk önce enflasyonu yüzde 75’de sabit tutup sonra dengeli bir şekilde düşürmekti. Talep koşulları dezenflasyonla uyumlu alacağımız tedbirlerle para politikası sıkılığını alacağımız tedbirlerle enflasyonun düşmesini sağlayacağız.
Eylül ayında beklentinin üstünde gelmişti
Enflasyon aslında virüs gibidir. Vücutta uzun süre kalınca defetmek de zorlaşır. Ama biz doğru reçete uyguluyoruz nihai hedefe ulaşacağımızda hiçbir kuşkumuz yok ama ilacın etki etmesi biraz süre alabilir. Eylül ayında beklentinin üstünde gelmişti biraz.
Kuraklık ve donun etkilediğini gördük
Burada bunu anlamak için kalemlere bakmamız gerekiyordu baktığımızda en büyük sapmanın gıdadan kaynaklığını gördük. Kuraklık ve donun etkilediğini gördük. Bir yada iki ay enflasyon biraz yüksek gelirse bu ülkemizde önümüzdeki dönemi de biraz daha yukarı çekebiliyor. Ama ekim ayında beklentilerin altında gelişti. Kasım ayı için de beklentilerimiz aynı şekilde.
Dezenflasyonun devam ettiği gözüküyor
İki sene önceye gittiğimizde dayanıklı malların artışları çok hızlıydı. Şuan bu ivme azaldı. Tüketim malları ithalatı düşüyor, hizmet sektörü ise yatay seyir ediyor. Özetle söylemek gerekirse hem kısa hem orta vadede belirleyici unsurlar dezenflasyonun devam ettiği gözüküyor.
Burada düşüş trendine odaklanmak daha doğru olur
Hissedilen ve ölçülen enflasyonun farklı çıkmasının en büyük sebebi her ürün veya hizmetin fiyatı bir anda artmıyor. Bazı kalemlerde enflasyon daha düşük bazılarında daha yüksek. Hissedilen enflasyonu belirleyen kalemler daha sık harcamalar yapılan ürünler örneğin gıda ve kira enflasyonları bunlarda enflasyonun yüksek hissedilmesi normal. Enflasyon düştükçe hissedilen enflasyon da düşecek. Burada düşüş trendine odaklanmak daha doğru olur.
Kiralar, enflasyonun düşüşünü yavaşlatan kalemler arasında
Enflasyonla mücadelede temel aracımız para politikamız. Bazı kalemler ve ürünlerde fiyatlamalar para politikasının dışında olabiliyor. Bu yüzden bazı ürünler düşüşü yavaşlatabiliyor. Örneğin kira ve eğitim kalemleri bunlar geçmiş enflasyona göre yapılıyor. Mesela kiracı iseniz 12 aylık sözleşme yapıyorsunuz. Eğitimde de aynı. Enflasyon düşse bile burada geçmiş enflasyon gelecek enflasyonun hep ortalamanın üzerinde kalıyor.
Algıya çok etki eden gıda enflasyonu var
Dönem dönem yukarıya çeken ama algıya çok etki eden gıda enflasyonu var. Bu yıl zirai don ve kuraklık dezenflasyonu etkileyen yavaşlatan unsurlardan oldu.
Politika faizindeki kararlar piyasa faizine yansımayabiliyor
Politika faizindeki kararların etkili olabilmesi için enflasyonla ve aynı hızda olması önemli bu denge korunmazsa politika faizindeki kararlar piyasa faizine yansımayabiliyor. Şöyle yaygın bir kanı var ve bunun her zaman doğru olmadığını düşünüyorum. Politika faizi düşerse piyasa faizi de düşer bu doğru değil. Bankalar paralarının getirisini korumak istiyorlar ve uzun vadede fiyatlandırıyor.
Faizler enflasyon beklentisine göre fiyatlanıyor
Dolayısıyla beklenti bozulursa faizler düşmez hatta artabilir. Uzun vadeli kredilerde faizler enflasyon beklentisine göre fiyatlanıyor. Baktığımızda politika faizi düşerken piyasa faizinin düşmediği arttığı bir dönem de yaşadık. Bu neden gerçekleşti çünkü bu süreçte enflasyon beklentisi bozuldu. Bu arada ters örnek de mümkün.
Enflasyon beklentileri faiz düşürmede de ana belirleyici olacak
Merkez Bankası faiz düşürmeyip enflasyonun iyileşme eğilimindeyse piyasa faizlerinin düştüğü de oldu Biz hassas dengeyi gözeterek en doğru kalibrasyonu yapmaya dikkat ediyoruz. Enflasyon beklentileri faiz düşürmede de ana belirleyici olacak.
Ekonomi bundan biraz daha farklı
Ekonomi bir bilim olarak temel bilimlerden oldukça farklı. Mesela ben tutuğum kalemi yere bıraksam hangi hızda düşeceğine kadar biliriz. Ekonomi bundan biraz daha farklı.
Hanehalkı beklentisi oldukça yüksek
Vatandaş erkenden ihtiyaçlarını karşılıyor satıcılar da yeniden fiyatlıyor. Ev sahipleri de aynı şekilde daha yüksek fiyattan kiraya veriyor gelecekte artacağını düşündüğü için. Bu da enflasyonu arttırıyor. Hanehalkı beklentisi oldukça yüksek bu kadar yüksekken enflasyon düşer mi?
Hanehalkı hissedilen enflasyonu baz alıyor
Neden yüksek çünkü hane halkı hissedilen enflasyonu baz alıyor. Enflasyonun tek rakamlarda olduğu zamanda bile hanehalkı 10 puan yüksek beklenti oluşturmuş. İstikrar olduğunda da yüksek beklenti oluşturmuş. Önümüzdeki dönem enflasyon düştükçe beklentilerin de düşeceğini göreceğiz."

