Trump yönetimi ticaret savaşından geri adım atıyor

PAYLAŞ
Trump yönetimi ticaret savaşından geri adım atıyor

WSJ'nin haberine göre ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018’den bu yana sürdürdüğü agresif ticaret politikalarında önemli bir kırılma yaşanıyor. Başkan Trump, küresel piyasaları sarsan ve birçok ülkeyle ekonomik gerilimlere neden olan ticaret savaşından geri adım atmaya başladı. Perşembe günü açıklanan ABD–Birleşik Krallık ticaret anlaşması, bu dönüşümün en somut göstergesi olarak öne çıktı. İki ülke arasında uzlaşıya varılan yeni düzenlemeler, yalnızca ekonomik dengeleri değil, aynı zamanda Beyaz Saray’ın politik yönelimini de yeniden şekillendiriyor.

Trump yönetimi, 2 Nisan’da ilan edilen ve birçok ülkeyi kapsayan tarifelerde herhangi bir istisna yapılmayacağını açıkça beyan etmişti. Ancak bu kararlılık, piyasalarda ciddi bir tepkiye yol açtı. Artan belirsizlikler, ticaret savaşının küresel ekonomiyi 1930’lar benzeri bir krize sürükleyebileceği yönündeki korkuları tetikledi. Piyasaların gösterdiği bu sert tepki karşısında Başkan Trump, Çin dışındaki ülkelere 90 günlük bir erteleme teklif ederek yeni müzakerelere kapı araladı.

İngiltere ile varılan yeni anlaşma, bu sürecin ilk ciddi meyvesi oldu. Ekonomik ve siyasi açıdan oldukça uyumlu olan iki ülke, büyük oranda hizmet sektörü temelli bir ticaret yapısına sahip. ABD, Birleşik Krallık ile olan ticaretinde fazla veren nadir ülkelerden biri. Öte yandan İngiltere Başbakanı Keir Starmer da, ülkesinde yaşanan durgun ekonomik büyümeyle mücadele edebilmek için böyle bir anlaşmaya ihtiyaç duyuyordu. Müzakerelerin temelini, Trump’ın ilk başkanlık döneminde başlayan ön görüşmeler oluşturdu.

Anlaşma kapsamında, Birleşik Krallık Trump’ın tüm ithalatlara uyguladığı %10’luk genel tarifeye tabi olmaya devam edecek. Ancak çelikte yüzde 25 ve otomobillerde yüzde 27,5 oranındaki sektöre özgü tarifelerden muaf tutulacak. İngiltere’nin ABD’ye her yıl ihraç ettiği ilk 100.000 araca uygulanan gümrük vergisi %10’a düşürülecek. ABD'nin İngiliz menşeli metallere uyguladığı vergiler ise sıfırlanacak. Bu adımlar, sanayi üretimi ve otomotiv sektörü açısından iki ülke arasındaki işbirliğini kuvvetlendirme potansiyeli taşıyor.

Karşılığında İngiltere, Amerikan etanol ithalatındaki bazı kısıtlamaları kaldıracak ve İngiliz havayolları Boeing’den toplam değeri 10 milyar doları bulan yeni uçak siparişleri verecek. Ayrıca, sığır eti ürünlerinde karşılıklı ticaretin genişletilmesi üzerinde de mutabakata varıldı. Bununla birlikte, İngiltere sağlık ve güvenlik standartlarında gevşemeye gitmeyecek. ABD’li çiftçilerin uzun süredir rahatsızlık duyduğu klorla yıkanmış Amerikan tavuğuna yönelik ithalat yasağı da yürürlükte kalacak. Tavuk ürünleri, dijital hizmetler ve Amerikan teknoloji devlerine uygulanan dijital vergiler gibi anlaşmazlık konularında ise görüşmeler sürmeye devam edecek.

Anlaşma, her ne kadar bazı teknik detaylarda sınırlı ilerlemeler sunsa da, piyasalarda memnuniyetle karşılandı. Ekonomik aktörler, bu gelişmeyi Beyaz Saray’ın gümrük tarifelerine dayalı korumacı politikalardan uzaklaşabileceğinin güçlü bir işareti olarak yorumladı. Sadece bir ay önce, Trump yönetiminin ticaret savaşı yaklaşımı nedeniyle küresel ticaret sisteminin çöküşe sürüklenebileceği yönünde kaygılar öne çıkarken, bugünkü tablo bu senaryonun artık daha az olası olduğunu gösteriyor.

Trump’ın gümrük tarifelerine yönelik yaklaşımı, sadece büyük şirketlere sağlanan istisnalarla sınırlı kalmıyor. Apple ve bazı teknoloji devleri bu istisnalardan yararlanmış olsa da, küçük işletmelerin tedarik zincirinde yaşadığı sorunlar henüz çözülmüş değil. Beyaz Saray’dan sızan bilgilere göre, Çin mallarına uygulanan yüzde 145’lik tarifelerin önümüzdeki hafta %50’ye kadar indirilebileceği belirtiliyor. Bu da piyasaların beklentilerini daha da güçlendiren bir gelişme olarak öne çıkıyor.

Trump yönetiminin attığı bu adım, yalnızca ekonomik zararları azaltma çabası değil; aynı zamanda siyasi olarak sürdürülebilir bir strateji inşasına da işaret ediyor. İngiltere ile yapılan anlaşma, başka ülkelerle benzer uzlaşılar için model teşkil edebilir. Özellikle Starmer’ın gösterdiği esneklik, Trump’a uluslararası kamuoyunda itibarını kısmen kurtarma fırsatı sundu. Bu adımın, diğer ülkeler açısından da önemli bir örnek oluşturması bekleniyor.