Wall Street, ABD'nin borcu karşısında alarm veriyor

ABD iflas mı ediyor?” sorusu, yeniden gündeme taşınıyor. The Wall Street Journal’a göre, kamu borcuna ilişkin kaygılar yalnızca geçmişteki panik senaryolarına değil, bu kez Wall Street’in en etkili figürlerinin doğrudan uyarılarına dayanıyor.
Gazete, 1972 yılına ait ikonik bir dergi kapağını hatırlatarak başlıyor: Cepleri ters çevrilmiş Amca Sam figürüyle süslenen bu kapak, Amerika’nın borç yüküne dair kamuoyu endişesini temsil ediyordu. Ancak WSJ, geçmişteki birçok kehanetin gerçekleşmemesine rağmen, bu kez rakamların ve siyasi gidişatın endişeleri temelsiz bırakmadığını vurguluyor.
WSJ’nin analizine göre, ABD federal borcunun sadece faiz yükü, yıllık 1 trilyon doları aşmış durumda. Bu düzeyde bir yük, özellikle harcamaların artmaya devam ettiği bir dönemde matematiksel gerçekliklerin daha da zorlayıcı hale geldiğini gösteriyor. Washington’daki harcama politikalarının gevşekliği ve bütçe disiplinsizliği, yatırım çevrelerinde ciddiyetle tartışılmaya başlanmış durumda.
Bu tablo karşısında sesini yükselten önemli isimlerden biri, Bridgewater Associates’in kurucusu Ray Dalio. The Wall Street Journal’ın aktardığına göre, Dalio’nun yeni yayımlanan “Ülkeler Nasıl İflas Eder” adlı kitabı yalnızca teorik bir analiz değil, aynı zamanda ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Bloomberg’e verdiği röportajda Dalio, ABD için “ekonomik bir kalp krizi”nin üç yıl içerisinde gerçekleşebileceğini öne sürdü.
Gazete ayrıca, eski Obama dönemi Bütçe Direktörü ve şu anda Lazard CEO’su olan Peter Orszag’ın görüşlerine de yer veriyor. WSJ’ye göre Orszag, geçmişte kamu harcamalarındaki sürdürülemezliğe dikkat çekenlerin “çok sık kurt geliyor” uyarısıyla göz ardı edildiğini hatırlattı. Ancak bugün, kendisinin de dahil olduğu birçok ekonomist, “kurdun artık kapıya çok daha yakın bir yerde” pusuda olduğunu düşünüyor.
Bu kaygılar, Senato’ya gönderilen ve ironik biçimde “One Big Beautiful Bill Act” olarak adlandırılan yeni vergi ve harcama paketine ilişkin değerlendirmelerde daha net görülüyor. WSJ’nin dayandığı Tarafsız Sorumlu Federal Bütçe Komitesi (CRFB) verilerine göre, bu yasa paketi önümüzdeki 10 yılda borç yüküne 3 trilyon dolar ekleyecek. Eğer bazı geçici kalemler kalıcı hale getirilirse, toplam etki 5 trilyon doları bulabilir.
Gazetenin aktardığı bir diğer dikkat çekici nokta ise federal hükümetin yalnızca bu yılki faiz ödemelerinin, savunma bütçesi ve sosyal yardım programlarının (Medicaid, gıda kuponları, engelli maaşları) toplamını aşmış olması. CRFB’ye dayandırılan hesaplamalara göre, Hazine tahvil getirileri bugünkü %4,4 seviyesinde sabit kalsa bile, önümüzdeki 10 yıl içinde borcun faiz maliyetine 1,8 trilyon dolar daha eklenecek.
WSJ’nin haberinde, JPMorgan CEO’su Jamie Dimon’ın da bu gelişmeleri yakından izlediği ve tahvil piyasasına ilişkin dikkat çekici bir uyarıda bulunduğu belirtiliyor. Dimon’a göre, getirilerdeki artışın kendini besleyen bir döngüye dönüşmesi hâlinde “tahvil piyasasında bir çatlak göreceğiz.”
Yine de WSJ, piyasanın genelinde büyük bir panik havasının olmadığını not ediyor. 30 yıllık Hazine tahvili getirileri son dönemde kriz sonrası zirve seviyelere yaklaşmış olsa da, yatırımcıların önemli bir bölümü hâlâ rahat bir tutum sergiliyor. Bu noktada hedge fon yöneticisi Paul Tudor Jones’un değerlendirmesi öne çıkıyor. WSJ’nin aktardığına göre Jones, yaşanan çelişkiyi profesyonel güreşten alınan bir terimle “ekonomik kayfabe” olarak tanımlıyor: Herkes işlerin kötü gittiğini biliyor ama oyunun bir parçası olarak bunu görmezden geliyor.
Hazine Bakanı Scott Bessent ise WSJ’ye yaptığı açıklamada, ABD’nin kamu borcunda temerrüde düşmeyeceğini yineledi. Ancak bu güvence, tüm sorunların çözüldüğü anlamına gelmiyor. WSJ’nin değerlendirmesine göre, ABD Merkez Bankası'nın mali baskınlık politikası gibi olağanüstü tedbirlere yönelmesi hâlinde, enflasyonun hızla yükselmesi de bir tür “örtülü temerrüt” etkisi yaratabilir.
Konuya ilişkin olarak gazetenin görüşüne başvurduğu eski IMF başekonomisti Kenneth Rogoff, borç krizlerinin genellikle “saf matematiksel zorunluluklarla” açıklanamayacağını belirtiyor. WSJ’ye göre Rogoff, “Neredeyse tüm borç krizleri, hesaplamalar daha dayanılabilir seviyelerdeyken bile patlak verir. Temerrüt genellikle yüksek enflasyonla ya da güven kaybıyla başlar,” diyor.