Türk taşı rekabet yarışı için ABD sahnesinde
- Miami'deki Dünya Mimarlık Festivali'nin bu yılki en önemli katılımcılarından birisi Turquality projesi olan Turkish Stones oldu. WAF 2025 etkinliğinde 266 çeşit Türk taşı sergilendi.
- İMİB Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, "Türk doğal taşı uzun süredir rekabet, fiyat, bilinirlik ve katma değer sorunu yaşıyor. Bu sorunlarla bile 2 milyar doları bulan ihracat gücümüzün yeni adımlarla çok daha yukarı gideceğini düşünüyoruz. Turkish Stones projesi de bu yolda oldukça önemli bir adım" dedi.
- Mimar Emre Arolat, "Türk taşının iyi pazarlanmadığını düşünüyorum. Türk taşının özel yapımlarla ve dijital kanallarla daha fazla tanıtılması gerekiyor" diye konuştu.
Türk doğal taşı marka değeri ve rekabet gücü için ABD'de sergilendi. Amerika Birleşik Devletleri'nin Miami eyaletinde düzenlenen Dünya Mimarlık Festivali'nin (World Architecture Festival-WAF) bu yılki en önemli katılımcılarından birisi Turquality projesi olan Turkish Stones oldu.
Türk doğal taşının tüm çeşitleri ile daha katma değerli hale gelmesini ve bilinirliğini artırmayı amaçlayan 'Turkish Stones' projesi kapsamında WAF 2025 etkinliğinde 266 çeşit Türk taşı sergilendi.
İstanbul Maden İhracatçılar Birliği (İMİB), Batı Akdeniz İhracatçı Birliği (BAİB) ve Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) destekleriyle yürütülen bir Turquality projesi olan 'Turkish Stones'un önemli bir amacı da WAF gibi etkinliklerde karar verici mimarların radarına girmek ve daha fazla projede Türk taşının kullanılmasını sağlamak.
WAF 2025'te CNBC-e'nin sorularını yanıtlayan İMİB Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, "Türk doğal taşı uzun süredir rekabet, fiyat, bilinirlik ve katma değer sorunu yaşıyor. Bu sorunlarla bile 2 milyar doları bulan ihracat gücümüzün yeni adımlarla çok daha yukarı gideceğini düşünüyoruz. Turkish Stones projesi de bu yolda oldukça önemli bir adım" dedi.
Yıllardır İtalya gibi ülkelerin yakalanan marka değeri ile Türkiye'den aldıkları blok taşları katma değerli hale getirip 'İtalyan ürünü' olarak sattıklarını vurgulayan Çekiç, "Böylece İtalya 300 dolarlık üründen 1500 dolar kazanç sağlıyor. Bizim de izlememiz gereken yol taşa değer katmaktan geçiyor. İtalya rekabette elbette bizden çok önde ancak biz artık ağırlıklı olarak blok taş ihraç etmek yerine daha fazla işlenmiş ürün ihracatına odaklanacağız. Amacımız İtalya'yı yakalamak" ifadelerini kullandı.
Etkinlikte CNBC-e'ye konuşan Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu da, rekabetçilik vurgusu yaptı. Alimoğlu, "Türkiye doğal taş rezervleri açısından oldukça çeşitli rezervlere sahip. Yıllardır artan ihracatımız var ancak ihracatımız yoğunluklu olarak blok taş ihracatından geliyor. Bizim hızla işlenmiş ve daha katma değerli ihracata yoğunluk kazandırmamız gerekiyor. Tüm bunları yaparken de Türk taşını dünyaya daha fazla duyurmamız şart" diye konuştu.
Amaçlarının Türkiye’nin doğal taş üretiminde ne kadar güçlü bir ülke olduğunu göstermek olduğunun altını çizen İMİB Yönetim Kurulu Üyesi Funda Bekişoğlu ise, "Doğal taşta dünyanın en zengin rezervlerinden biri Anadolu topraklarında. Türk üreticiler bu konuda büyük işler yapsa da aslında biz bu projeleri direkt olarak satamıyoruz. Doğal taşların satışında genellikle Türk üreticiler taşeron konumunda. Turkish Stones gibi projelerle doğal taşı önemli projelere direkt olarak satmak ve karar verici mimarlarla sürekli çalışmak istiyoruz" dedi.
Bu yıl Miami'daki Dünya Mimarlık Festivali'nin önemli katılımcıları arasında Mimar Emre Arolat ve Mimar Gökhan Avcıoğlu da vardı. Etkinlikte CNBC-e yayına konuk olan Emre Arolat, "Türkiye oldukça zengin doğal taş rezervlerine sahip. Ancak ben Türk taşının iyi pazarlanmadığını düşünüyorum. Türk taşının özel yapımlarla ve dijital kanallarla daha fazla tanıtılması gerekiyor. Yıllardır üzerine bastığı taşın Marmara Mermeri olduğunu bilmeyen mimarlar var. Sektörün hedefi Türk doğal taşını dünyada ilk akla gelen doğal taş yapmak olmalı" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin doğal taşı blok haline ihraç etmek yerine teknolojiyi kullanarak daha katma hale getirmesi gerektiğini söyleyen Mimar Gökhan Avcıoğlu ise, "Bu topraklarda 12 bin yıldan fazladır taş yapılar var. Gerçekten zengin ve çeşitli rezervlere sahibiz ancak katma değer konusunda eksiklikler var. Üretimde daha teknoloji ve işlenmiş ürünlerle güçlü bir ihracat yakalayabiliriz" dedi. Avcıoğlu, doğal taşın sürdürülebilir ve doğal olmasının en büyük avantajı olduğunu vurguladı.
ABD’ye yapılan ihracat Çin'i geçti
Doğal taş ihracatı hakkında da bilgiler paylaşan Metin Çekiç, doğal taş ihracatının bu yıl yaklaşık 2 milyar 100 milyon dolar seviyesinde olduğunu söyledi. Maden ihracatının genel toplamının ise yıl sonuna kadar 6 milyar doları aşmasını beklediklerini kaydeden Çekiç, “Şu anda 5 milyar 100 milyon dolar seviyesindeyiz ve aylık ortalama 600 milyon dolar civarında ihracat gerçekleştiriyoruz.” dedi. ABD’nin de ihracat açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Çekiç, “Bu nedenle bu etkinliğin, Türk doğal taşının dünyadaki yolculuğunda çok özel bir yere sahip.” diye konuştu. Amerika’nın işlenmiş ürün pazarında ilk kez Çin’i geçtiğinin altını çizen Çekiç, “Çin blok ihracatında uzun süre bir numaraydı, fakat son dönemde bu alanda bir düşüş yaşanıyor. Şu anda Çin’e yaklaşık 311 milyon dolar seviyesinde ihracatımız var, ancak Amerika’ya 385 milyon dolar civarında işlenmiş ürün satıyoruz. Bu da Amerika’nın öne geçtiğini gösteriyor. Bundan sonraki süreçte işlenmiş ürüne olan talebin daha da artacağını öngörüyoruz.” dedi.