Prof. Dr. Ufuk Akçiğit: Enflasyon ve belirsizlik küçük işletmeleri içlerine kapanmaya itiyor

Emre Eser
PAYLAŞ
  • Chicago Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, CNBC-e'ye yaptığı değerlendirmede, "Enflasyon ve belirsizlik küçük işletmeleri içlerine kapanmaya itiyor" dedi.
  • Türkiye’de yapay zeka tartışmalarının dünyaya göre daha yavaş ilerlediğini söyleyen Akçiğit, yüksek enflasyon ve faiz gibi acil sorunların gündemi belirlemesine rağmen uzun vadeli verimlilik için yapay zekânın mutlaka konuşulması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Ufuk Akçiğit: Enflasyon ve belirsizlik küçük işletmeleri içlerine kapanmaya itiyor

Chicago Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Koç Üniversitesi tarafından verilen Bilim Madalyası’nın kendisi için çok büyük bir onur olduğunu belirterek, bu ödülü arkasında büyük emek bulunan genç araştırmacılarla birlikte alınmış bir başarı olarak gördüğünü söyledi. Uzun yıllardır yürütülen çalışmaların politika yapımına daha fazla etki eder hale gelmesinin kendisini mutlu ettiğini ifade eden Akçiğit, formasyonunu aldığı Koç Üniversitesi’nden böyle bir ödül gelmesinin de kendisini ayrıca onurlandırdığını söyledi.

Türkiye ekonomisindeki mevcut tabloyu değerlendiren Akçiğit, yüksek enflasyon, büyümede zayıf ivme ve yatırım iştahındaki düşüşün özellikle küçük işletmeler üzerinde baskı yarattığını belirtti. ABD’de yüksek enflasyon döneminin başlamasıyla küçük işletmelerin istihdam iştahının ciddi şekilde düştüğünü, kredi bulmakta zorlandığını hatırlatan Akçiğit, Türkiye gibi ekonomisinin çok büyük bölümünü küçük işletmelerin oluşturduğu ülkelerde bu baskının daha yoğun hissedilmesinin şaşırtıcı olmadığını dile getirdi. Enflasyonun yüksekliği nedeniyle girdi maliyetlerinin yükselmesi, kâr marjlarının düşmesi ve uzun vadeli plan yapılamaması gibi nedenlerin küçük işletmeleri içe kapanmaya zorladığını ifade etti.

Enflasyon ve belirsizlik küçük işletmeleri içlerine kapanmaya itiyor.

Yapay zekâ ve otomasyonun artık neredeyse her firmanın konuştuğu bir konu haline geldiğini belirten Akçiğit, teknolojik değişimlerle barışık olunması gerektiğini söyledi. Yeni teknolojilerin ekonomiye hızlı ve etkin şekilde uygulanmasının rekabet gücü açısından önem taşıdığını vurgulayan Akçiğit, altyapı yatırımlarının, üniversitelerin rolünün ve genç girişimcilerin bu süreçte belirleyici olduğunu anlattı. Üniversitelerin yeni teknolojilere en açık kesim olduğunu söyleyen Akçiğit, üniversite ve endüstrinin bir araya geldiğinde ülkeler için çok daha büyük fırsatlar oluştuğunu belirtti. Genç girişimcilerin yapay zekâyı daha kolay benimseyen grup olduğunu ifade eden Akçiğit, onların toplumlarda daha fazla söz sahibi olmasının teknoloji penetrasyonunu hızlandıracağını dile getirdi.

Araştırmalarının gösterdiği en önemli noktalardan birinin, ülkelerin uzun vadeli refahında “kimin inovasyon yapabildiği” olduğuna dikkat çeken Akçiğit, bu noktada eğitimin belirleyici rolüne işaret etti. Doğru yeteneklerin özellikle teknik alanlarda eğitilmesi gerektiğini söyleyen Akçiğit, eğitimde fırsat eşitliğinin önemine vurgu yaptı. Türkiye’de mühendislik ve fen alanlarında diğer ülkelere kıyasla daha az insan yetiştiğini belirten Akçiğit, aynı alanlarda yurt dışına ciddi bir beyin göçü yaşandığını ve bunun temel nedenlerinden birinin, yetişmiş yeteneklerin ülkede talep görmemesi olduğunu ifade etti. Bu sorunun yalnızca eğitim değil, aynı zamanda endüstri tarafıyla birlikte ele alınması gerektiğini söyleyen Akçiğit, Ar-Ge harcamaları ve kişi başına patent oranlarında OECD’nin çok gerisinde kalınmasının temel nedenlerinin irdelenmesi gerektiğini vurguladı.

Ekonomiyi otomobile benzetti: “Bir lastik sağlam olsa da diğerleri patlaksa yol alınmaz”

Akçiğit’e göre bütün bu alanların aynı anda güçlendirilmesi gerekiyor. Ekonomiyi bir arabaya benzeten Akçiğit, dört lastikten biri değişse bile diğerleri patlaksa aracın ilerlemeyeceğini söyledi. İnovasyon ve verimlilik bazlı büyümenin bütünsel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini belirtti.

2026’ya ilişkin öngörülerini de paylaşan Akçiğit, yapay zekânın hızlanarak hayatımıza girdiğini, bu nedenle 2026’da da yapay zekâyı konuşmaya devam edeceğimizi söyledi. Dünya Bankası ile birlikte hazırlanacak 2026 Dünya Kalkınma Raporu’nun yapay zekâ ve kalkınma üzerine olacağını belirten Akçiğit, ülkelerin yapay zekâyı ekonomilerine nasıl daha fazla entegre edebileceklerinin tartışılacağını ifade etti. Türkiye’de yapay zekâ tartışmalarının dünyaya göre daha yavaş ilerlediğini söyleyen Akçiğit, yüksek enflasyon ve faiz gibi acil sorunların gündemi belirlemesine rağmen uzun vadeli verimlilik için yapay zekânın mutlaka konuşulması gerektiğini vurguladı.

Meslek kayıplarıyla ilgili tartışmalara da değinen Akçiğit, gelişmiş ülkelerdeki meslek kompozisyonunun gelişmekte olan ülkelerden farklı olduğunu söyledi. Teknik insan gücünün yoğun olduğu ekonomilerde yapay zekânın bazı meslekleri daha hızlı tehdit ettiğini belirten Akçiğit, gelişmekte olan ülkelerde aynı riskin henüz bu ölçekte görülmediğini ifade etti. Asıl olarak yapay zekâ sayesinde istihdam yaratacak yeni firmaların nasıl kurulabileceğinin tartışılması gerektiğini söyleyen Akçiğit, beş-on yıl sonraki ekonomik yapının bugünden kurulacak şirketlerle şekilleneceğini belirtti. Genç girişimcilerin bu süreçte kritik rol oynadığını ifade eden Akçiğit, mevcut firmaların yapay zekâyı sınırlı ölçüde kullandığını, esas dönüşümün yeni firmalarla sağlanacağını söyledi.

Kaynak: cnbce.com