Şimşek: Son bir haftada piyasalarda olağan dışı hareketlilik söz konusu değil
- Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son bir haftada piyasalarda herhangi bir olağan dışı hareketlilik söz konusu olmadığını belirterek, "Dün gece de değildi, bugün de değil" dedi.
- Şimşek, kamu maliyesi konusunda atılacak adımları dezenflasyonu gözetecek şekilde yürüteceklerini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonominin 3 yıllık yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program'a ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Şimşek, piyasalardaki gelişmelerle ilgili "Mart ve son dönemde yaşanan gelişmelerin etkisi soruldu, iç ve dış etkiler aynı zamanda olunca ayrıştırmak çok zordur. Trump'ın ticaret savaşları süreci ile 19 Mart süreci üst üste geldi. Son 1 haftada piyasalarda herhangi bir olağan dışı hareketlilik söz konusu değil, dün gece de değildi, bugün de değil." diye konuştu.
"Dezenflasyon süreci koordinasyon içinde yönetiliyor"
Dezenflasyon sürecine ve Maliye politikasına ilişkin konuşan Şimşek şunları kaydetti: "Dezenflasyon, fiyat istikrarı programın her zaman önceliği oldu. Bu konuda yol kat ettik. 2022-2023'te yüzde 64-65 olan enflasyon 30'un altına doğru trendin içinde. Fiyat istikrarına doğru güçlü adımlarla ilerliyoruz. Gelir politikası, maliye politikası, arz yönlü tedbirler var, TCMB'nin uhdesinde olan para politikası var, bütüncül ve gerçekten tam bir koordinasyon içinde dezenflasyon süreci yönetiliyor.
Bütçe açığının milli gelire oranının düşmesi demek dezenflasyona destek demek, bunda da önemli bir mesafe kat ettik. Enerjide sübvansiyonlarının azaltılmasını kademelendirdik, diğer önemli konu yönetilen yönlendirilen fiyatlarda hep hedefi dikkate aldık, bundan sonra da öyle olacak, kamu maliyesi konusunda atılacak adımları dezenflasyonu gözetecek şekilde yürüteceğiz."
"Tasarruf konusunda zerre tereddüt yok"
Kamu tasarrufuna ilişkin soruyu yanıtlayan Şimşek şunları kaydetti:
"Kamuda tasarruf konusunda kararlıyız, sonuç alıyoruz. Taşıtlar, kamu binaları için kiralama, satın alma, seyahat giderleri, kırtasiye, kamunun tüm cari harcamaları tasarruf genelgesi kapsamında, sonuç alıyor muyuz? Alıyoruz. Kamu harcaması oranı son 10 yılın ortalaması olan yüzde 4,6'dan geçen sene yüzde 3,1'e düştü. Kamunun harcama oranını yüzde 33 düşürdük. Tasarruf konusunda hem samimiyiz hem de kararlıyız.
10 yıllık bir perspektif sunmak istiyorum, tasarruf genelgesi öncesinde Meclisimiz bütçe kanunun kabul ettikten sonra bize bir harcama üst limiti veriyor, genelgeden önce son 10 yılda harcamalar öngörülenden yüzde 9'un üzerinde gerçekleşmişken, 2024'te bütçe 100 TL ise yüzde 97,7 harcama yapıldı.
Faiz dışı harcamalarda bütçe üst eşiğinin yüzde 1,6 altında olacağız, hem makro hem de tasarruf genelgesi perspektifiyle bakarsanız sonuç odaklı bir tasarruf uygulaması var. Tasarruf konusunda zerre tereddüt yok."
"Program şoklara dayanıklı olduğunu gösterdi"
Programın şoklara dayanıklı olduğunu son aylarda gösterdiğini ve rüştünü ispat ettiğini belirterek şöyle devam etti: "Program stres testlerini başarı ile geçti. Türkiye rezerv yeterliliğini sağladı, bu önemli çünkü şoklara karşı dayanıklılık için tampon oluşturmak gerekiyor. Türkiye önemli kazanımlar elde etti, 10 yıllık eurobond tahvil faizi programdan önce yıllık yüzde 10 civarındaydı, şu anda yüzde 7 altına düşmüş durumda, Türkiye'nin ciddi bir dış borcu olduğu düşünülürse, CDS'lerin inmiş olması aynı şekilde Türkiye'nin çok önemli bir kazanımıdır."
"Faiz giderlerindeki artışın nedeni deprem nedeniyle borçlanmamız"
Şimşek, faiz giderlerine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: "Yüksek enflasyonist ortamlarda faiz giderlerine nominal olarak bakarsanız doğru olmaz, faiz giderlerine ya milli gelire oran olarak ya da bütçeye oran olarak bakılır, program başlamadan önce 2003-2022 döneminde faiz giderlerinin milli gelire oranı yüzde 4,1, 2025'te yüzde 3,3, gelecek sene bir miktar artışla yüzde 3,5'e çıkıyor, ardından tekrar iniyor. Faiz giderlerinin milli gelire oranı uzun vadeli ortalamaları olan yüzde 4,4'ün altındayız. 2024 ve 2025'te faiz dışı açık verdik, faiz dışı açık verince faiz giderleri artar, faiz dışı açığı neden verdik, Türkiye büyük bir deprem yaşadı. Tüm kamunun tahakkuk bazlı harcaması bugünkü fiyatlarda 3,6 trilyon TL, 90 milyar dolar, Türkiye 90 milyar doları deprem yaraları için harcadı, bunu önemli bir kısmını borçlandık, bunu borçlanınca tabii ki bir faiz gideri olur. Bundan dolayı geçici olarak milli gelire oran olarak faiz harcamalarında sınırlı bir artış var. Bunun sebebi deprem yaralarını sarmak için borçlanmamız. Önemli bir risk teşkil etmiyor. Program sayesinde, OVP bir patika sundu ve buna yönelik tedbirleri de alacağız, alıyoruz."