Orta Vadeli Program açıklandı: Dolar tahmini, enflasyon tahmini ve büyüme tahmini belli oldu

PAYLAŞ
  • Ekonominin üç yıllı yol haritasını ortaya koyan 2026-2028 Orta Vadeli Program açıklandı
Orta Vadeli Program açıklandı: Dolar tahmini, enflasyon tahmini ve büyüme tahmini belli oldu

2026-2028 arasını kapsayan Orta Vadeli Program bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Böylece 2025-2026-2027 ve 2028 dönemine ilişkin baz alınan büyüme, enflasyon ve dolar kuru tahminleri de belli oldu.

Buna göre Orta Vadeli Program'da 2025 için ortalama dolar kuru tahmini 39,63 TL. 2026'da 46,60 TL,
2027'de 50,71 TL ve 2028 için 53,76 TL ortalama dolar kuru hesaplanıyor.

OVP 2025 dolar kuru ortalamasına göre yılın kalanında doların 42.36 TL ortalama seviyede olması gerek

CNBC-e tarafından yapılan hesaplamaya göre dolar kuru, bu yılın başından 9 Eylül'e kadar olan dönemde 38,3939 TL ortalama seviyeye sahip. OVP'de yer alan 2025 yılı ortalaması olan 39.63 TL'ye ulaşabilmesi için yılın kalan döneminde ortalama dolar kurunun 42.36 TL olması gerekiyor.

OVP'ye göre büyüme tahminleri ise şöyle:

2025: %3,3
2026: %3,8
2027: %4,3
2028: %5,0

Orta Vadeli Program'da enflasyon tahminleri ise şu şekilde yer alıyor:

2025: %28,5
2026: %16
2027: %9
2028: %8

İşte OVP'de dikkat çeken diğer beklentiler

2025 yılında gerçekleşecek yüzde 3,3 büyümeye sermaye stoku ve toplam faktör verimliliğinin sırasıyla 1,3 puan ve 2,0 puan katkı vermesi beklenmektedir.

2025 yılı genelinde, istihdam ve işgücüne katılım oranında düşüş beklenmekle birlikte işsizlik oranının yüzde 8,5 seviyesine gerileyeceği tahmin edilmektedir.

2025 yılı ihracatının yüzde 4,6 oranında artarak 273,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi tahmin edilmektedir.

2025 yıl genelinde ithalatın yüzde 6,7 oranında artarak 367 milyar dolar seviyesinde kaydedileceği tahmin edilmektedir.

Seyahat gelirleri ise 2025 yılının ilk 6 ayında yüzde 7,9 oranında artarak 23,8 milyar dolar seviyesine yükselmiş olup yıllıklandırılmış olarak 2024 yılının Haziran ayına göre yüzde 10,5 oranında artışla 58,1 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Yılın kalan aylarında seyahat gelirlerinin ılımlı oranda yükselerek OVP (2025-2027) hedefinin üzerine çıkması ve 2025 yılında 60 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.

Söz konusu gelişmeler ışığında, cari işlemler açığının 2025 yılında OVP (2025-2027) tahminlerine göre daha düşük seviyede, 22,6 milyar dolar olarak kaydedilmesi öngörülmektedir. 2025 yılı cari işlemler açığının GSYH’ya oranının yüzde 1,4 seviyesinde gerçekleşmesi, enerji hariç cari işlemler dengesinin ise GSYH’ya oranla yüzde 1,7 fazla vermesi öngörülmektedir.

OVP (2025-2027)’de, 2025 yılı merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ya oranla yüzde 3,1 olacağı öngörülmüştür. Bununla birlikte, iç ve dış gelişmelerle makroekonomik büyüklüklere bağlı olarak gelir performansının hedefin bir miktar altında kalmasının etkisiyle 2025 yılında merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ya oranının yüzde 3,6 düzeyinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Depremlerde hasar gören bölgelerin yeniden imarı amacıyla 2025 yılında 489 milyar TL harcama yapılacağı öngörülmektedir. Bu doğrultuda, 2025 yıl sonunda deprem harcamaları hariç bütçe açığının GSYH’ya oranla yüzde 2,8 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

2025 yılında, bir önceki yıla göre, genel devlet toplam gelirlerinin GSYH’ya oranının 0,4 puan artması, genel devlet toplam harcamalarının ise 1,1 puan azalması beklenmektedir. Aynı dönemde, genel devlet yatırım harcamalarının 0,2 puan, transfer harcamalarının 0,9 puan azalması öngörülmektedir. Bu çerçevede, GSYH’ya oran olarak genel devlet açığının bir önceki yıla göre 1,5 puan azalarak yüzde 3,1, genel devlet faiz dışı fazlasının ise yüzde 0,3 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.

2025 yılında kamu kesimi genel dengesinin GSYH’nın yüzde 3,5’i oranında açık vermesi, AB tanımlı genel yönetim borç stokunun GSYH’ya oranının ise yüzde 24,6 olması beklenmektedir.

Verimlilik artışını odağına alan bütüncül bir yaklaşımla ekonominin tüm potansiyeli değerlendirilerek Türkiye’nin uzun vadeli sürdürülebilir büyüme hedeflerine yakınsanması sağlanacaktır. Yapısal reformlar çerçevesinde öngörülen kazanımlarla potansiyel büyüme oranının Program döneminde yaklaşık 0,5 puan artacağı tahmin edilmektedir.

Program döneminde, tek haneli seviyelere gerilemiş olan işsizlik oranındaki iyileşmenin devam edeceği öngörülmektedir. Program boyunca işgücüne katılım oranında öngörülen artışla beraber istihdamın yıllık ortalama 842 bin kişi artması, işsizlik oranının kademeli olarak gerileyerek 2028 yılında yüzde 7,8 olarak gerçekleşmesi tahmin edilmektedir.

Kamu kesimi genel dengesinin 2026 yılında GSYH’nın yüzde 3,4’ü oranında açık vermesi ve söz konusu açığın Program dönemi sonu itibarıyla yüzde 2,6 seviyesine gerilemesi öngörülmektedir.

2026 yılı sonunda GSYH’ya oran olarak yüzde 0,5 olması öngörülen program tanımlı kamu kesimi açığının dönem sonunda yüzde 0,3 fazlaya dönmesi beklenmektedir.

2026 yılı sonunda GSYH’ya oran olarak yüzde 3,1 olması öngörülen genel devlet açığının Program dönemi sonunda yüzde 2,6 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

GSYH’ya oran olarak 2026 yılında yüzde 33,1 olması öngörülen genel devlet toplam gelirlerinin Program dönemi sonunda yüzde 33,2 olarak gerçekleşmesi, genel devlet toplam harcamalarının ise aynı dönemde yüzde 36,2 seviyesinden yüzde 35,7’ye gerilemesi beklenmektedir.

Merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ya oran olarak 2026 yılında yüzde 3,5, Program dönemi sonunda yüzde 2,8 olarak gerçekleşeceği, faiz dışı harcamalar ile toplam gelirlerin 2026 yılında eşit olacağı, Program dönemi sonunda ise yüzde 0,5 faiz dışı fazla verileceği öngörülmektedir.

2026 yılında, GSYH’ya oran olarak 1,2 puan artışla yüzde 25’e yükselmesi beklenen sosyal güvenlik primleri dâhil toplam vergi yükünün Program dönemi sonunda ise yüzde 25,3 olması öngörülmektedir.

GSYH’ya oranla 2026 yılında yüzde 24,7 olarak gerçekleşmesi beklenen AB tanımlı genel yönetim borç stokunun Program dönemi sonunda yüzde 24,2’ye düşürülmesi hedeflenmektedir.

Merkezi yönetim bütçe giderlerinin GSYH’ya oranının 2026 yılında yüzde 24,5, merkezi yönetim bütçesi faiz hariç giderlerinin GSYH’ya oranının ise yüzde 21 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri ise, makroekonomik tahminler, ulusal ve uluslararası piyasalardaki gelişmeler ve gelir politikalarının bütçe gelirlerine etkileri dikkate alınarak belirlenmiştir.

Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin GSYH’ya oranının 2026 yılında yüzde 21, genel bütçe vergi gelirlerinin GSYH’ya oranının ise yüzde 17,8 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.