Anayasa Mahkemesi'nden dikkat çeken işe iade kararı: İstinaf'tan çıkan farklı kararlara itirazı reddetti
- Şirket sırlarının dışarı sızdırılması nedeniyle aynı işyerinden çıkarılan işçilerin işe iadesinin kabul eden İstinaf Mahkemesi aynı durumdaki bir çalışanın işe iade kararını ise kaldırdı. Çalışan kararı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Fakat Anayasa Mahkemesi çalışanın başvurusnu haksız buldu.

Bir işyerinde çalışan çok sayıda işçinin, şirkete ait tasarımları rakip bir şirkete geçmiş olan şirketin eski genel müdürüne sızdırdığı gerekçesiyle iş akitlerinin fesh edilmesi sonrası işten çıkarılan çalışanlar işe iade davası açtı. 16 kişinin işe iade davasını kazanması sonrasında işveren kararı İstinaf'a taşıdı. 13 kişinin işe iade talebi istinafta onaylanarak işverenin itirazı reddedilirken, 3 işçi için işverenin yaptığı itiraz ise kabul edildi ve işe iade kararı iptal edildi. İşverenin itirazının gerekçesi ise "şüphe feshi" yani işverenin işçisine karşı duyduğu şüphenin, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açtığı, işverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı, işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığı şeklindeydi. İşe iade kararı iptal edilen bu üç işçiden biri ise işe iade edilen diğer işçilerin İstinaf sonuçlarını gerekçe göstererek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini öne sürerek konuyu bireysel başvuruyla Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.
Çalışan, işe iade talebiyle açtığı davanın aynı işyerinde çalışan işçilerin açtığı işe iade davalarının aksi yönünde bir sonuca ulaşılarak reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürdü.
İşe iade kararı İstinaf tarafından iptal edilen çalışan, şirket bilgisayarlarında yapılan incelemede sızdırma olayına ilişkin şüpheyi destekleyen yeterli delilin işveren tarafından gösterilmediğini, benzer şekilde olan diğer işçilerin işe iade taleplerinin İstinaf tarafından onaylandığını savunarak İstinaf'ın kararının bozulmasını talep etti.
Buna karşılık Anayasa Mahkemesi, çalışanın başvurusunun hakkaniyete uygun yargılama yapılıp yapılmadığı yönünden incelendiğini belirterek, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtti. "İlke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlık konusunda varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz" diyen Anayasa Mahkemesi, " Benzer durumda olan kişi veya kişilerle ilgili olarak lehe verilmiş bir veya birkaç kararın mevcudiyetinden yola çıkılarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi bir konuda ortaya çıkan farklı uyuşmazlıkların kaderinin bir mahkemenin kararına bağlanması anlamına gelir. Bu durumda da söz konusu uyuşmazlığa bakan farklı mahkemeler
ilgilisi lehine karar veren mahkemenin görüşünü kabul etmeye zorlanmış olur ki Anayasa
Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamında bu şekilde bir fonksiyonu bulunmamaktadır." tespitinde bulundu.
Anayasa Mahkemesi'nin görevinin istinaf mahkemeleri arasında spesifik belirli bir maddi olay üzerine yaptıkları değerlendirmeler sonucu ortaya çıkan farklı hukuki yorumlardan birine üstünlük tanınmasını sağlamak olmadığını hatırlatan Yüksek Mahkeme, asıl görevinin mevcut hukuki yorumlar yapılırken açıkça keyfi hareket edilip edilmediğinin, bariz takdir hatasında bulunulup bulunulmadığını tespit etmek olduğunu vurguladı. İşçinin açtığı davada İstinaf Mahkemesinin iş akdinin feshine ilişkin yorumu yaparken açıkça keyfi hareket etmediği, yorumunda bariz takdir hatasında bulunmadığına karar veren Anayasa Mahkemesi, işçinin ileri sürdüğü iddiaların yargılama mercilerince delillerin değerlendirilmesine ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu, başvurucunun iddialarını ve itirazlarını ileri sürme imkânından yoksun bırakılmadığı, mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik oluşturan bir durumun da bulunmadığını dikkate alarak ihlal şikâyetinin dayanaktan yoksun olduğu kararına vardı.