ABD şirketleri, Euro gelirlerini korumak için opsiyon piyasasına yöneliyor

PAYLAŞ
ABD şirketleri, Euro gelirlerini korumak için opsiyon piyasasına yöneliyor

Doların toparlanma ihtimaline karşı önlem almak isteyen bazı ABD merkezli şirketler, Avrupa kaynaklı gelirlerini kur dalgalanmalarından korumak adına euro opsiyon stratejilerine yöneliyor. Reuters'ın haberine göre bu tercihte, doların son aylarda gösterdiği zayıf performans ve opsiyon piyasasında euro put opsiyonlarının daha cazip fiyatlanması etkili oluyor.

ABD'nin nisan ayında beklenenden yüksek oranlarda gümrük vergileri uygulamaya başlaması, avronun dolar karşısında değer kazanmasına yol açtı. Bu gelişmeyle birlikte, dolar son üç yılın en düşük seviyelerine geriledi. Bu durum, ABD varlıklarının küresel ölçekteki cazibesi ve ülkenin ekonomik ayrıcalığına ilişkin soru işaretlerini artırdı. Ancak hisse senedi piyasasında bu kırılganlığın etkisi sınırlı kaldı. S&P 500 endeksi nisan ayındaki dip seviyelerden bu yana yüzde 26 oranında yükseldi ve yıl başından bu yana yüzde 6,4’lük getiri sağladı. Bu yükselişte, ithalat tarifelerinin uygulanmasındaki gecikmeler, beklenenden iyi gelen ilk çeyrek bilançoları ve genel ekonomik görünümün desteği önemli rol oynadı.

Döviz opsiyon piyasasında ise, doların daha fazla değer kaybedeceğine dair inançlar zayıfladı. Buna karşılık bazı şirketler, olası bir avro zayıflamasına karşı kendilerini koruma altına almak için euro put opsiyonlarına yöneldi. Bu tür opsiyonlar, avro değer kaybettiğinde kazanç sağlıyor ve şirketlerin yabancı para cinsinden gelirlerini sabit kurla güvence altına almasına olanak tanıyor.

Avronun değer kaybı, özellikle Avrupa’da faaliyet gösteren ve gelirlerinin önemli bir kısmını euro cinsinden elde eden ABD şirketleri açısından risk oluşturuyor. Bu şirketler, düşük avro-dolar paritesi nedeniyle kârlarını ABD’ye döndürürken kur zararı riskiyle karşı karşıya kalabiliyor. Boston merkezli Citizens’ın küresel piyasalar eş başkanı Eric Merlis, bu riske karşı müşterilerinin korunma amaçlı stratejiler geliştirdiğini ve “Elde ettiğimiz güçlü performansı kur şokuyla kaybetmeyelim” yaklaşımını benimsediklerini belirtiyor.

Opsiyonlar, yatırımcılara belirli bir tarihte ve fiyatta bir varlığı alma veya satma hakkı tanıyor. Satım (put) opsiyonları, dayanak varlıkta düşüş beklentisini yansıtırken; alım (call) opsiyonları yükseliş beklentisine işaret ediyor. Dövizler çiftler halinde işlem gördüğünden, euroda düşüş beklentisi, dolara karşı bir yükseliş beklentisi anlamına geliyor.

Piyasalarda son dönemde kısa dolar pozisyonlarından çıkış dikkat çekiyor. Clarus’un verilerine göre, haziran ayında euro/dolar opsiyonlarındaki işlem hacmi 803 milyar dolar nominal değere ulaştı. Bu seviye, nisan ayında kaydedilen 907 milyar dolarlık zirvenin altında kalıyor. Yatırım danışmanları, son üç haftada ABD şirketlerinin euro put opsiyonlarına olan ilgisinin arttığını, kısa dolar işlemlerinin bir kısmının ise terse döndüğünü aktarıyor. Yatırımcılar, euro/dolar paritesinin 1,16 seviyesinden 1,18-1,20 bandına yükselebileceği öngörüsünü paylaşıyor.

Mizuho Americas döviz ticareti başkanı Garth Appelt, geçen hafta yaptığı işlemlerle piyasanın kısa dolar pozisyonlarından geri çekildiğini ve nisan ayından beri işleyen “ABD artık istisnai değil” teorisinin zayıfladığını vurguladı. Appelt’e göre, dolar halen ABD merkezli yapısal nedenlerle zayıflayabilir, ancak küresel çapta büyüme alternatifi yok.

Temmuz ayı itibarıyla CME Group verileri, yatırımcı ilgisinin euro put opsiyonlarına yöneldiğini ortaya koyuyor. Mart ayından itibaren euro call opsiyonlarına yönelik ilgi artmıştı. Ancak Clarus’un tezgah üstü piyasa verileri, haziran ayında euro call opsiyonlarının toplam işlemlerdeki payının yüzde 58,73’e gerilediğini gösterdi. Bu oran nisan ayında yüzde 60 seviyesindeydi. Euro put opsiyonlarının payı ise aynı dönemde yüzde 39,96’dan yüzde 41,26’ya yükseldi.

ABD ekonomisindeki güçlü seyir ve istihdam piyasasının canlı kalması, daha önce gündeme gelen “ABD artık küresel ölçekte ayrıcalıklı değil” yönündeki görüşleri zayıflattı. Bu gelişmelerle birlikte bazı ABD merkezli sağlık sektöründeki şirketler, euro bazlı gelirlerini korumak amacıyla sıfır maliyetli yakalık (collar) stratejilerine yönelmeye başladı. Bu strateji, şirketin bir yandan euro put opsiyonu almasını, diğer yandan da euro call opsiyonu satarak maliyeti dengelemesini içeriyor.

US Bank döviz satışları başkanı Paula Comings, bu stratejilerin şirketlere belirli vadeler için döviz kurunu belirleme imkânı sağladığını belirtiyor. Örneğin bir şirket, bir yıl sonra euro satışı yapacağı işlemi 1,188 dolar seviyesinden sabitleyebilir ya da 1,2518 ile 1,1338 dolar arasında bir bantta hedge edebilir. Comings, bu oranların şirketler için uzun zamandır görülmemiş cazip seviyeler sunduğunu ifade ediyor.

Londra merkezli Dukes & King danışmanlık şirketinin kurucu ortağı Chris King ise ABD’li şirketlerin euro gelirlerini korumak adına bu tür araçlara daha önce hiç olmadığı kadar eğildiğini ve vadeli işlemlerde spot hareketin getiri eğrisi avantajıyla birleşerek şirketlere avantaj sağladığını aktarıyor.

Son olarak, doların euro karşısında yılbaşından bu yana yüzde 12 oranında değer kaybettiği görülüyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın karşılıklı tarifeleri 1 Ağustos’a ertelemesi, Avrupa Birliği ve diğer ticaret ortaklarına karşı söylemlerini sert tutmasıyla birlikte döviz piyasalarında önümüzdeki haftalarda volatilitenin artması bekleniyor.

Chatham Financial’ın EMEA Başkanı Jackie Bowie ise bu volatil ortamda, ABD şirketlerinin euro gelirlerini dolara çevirmekte en yüksek faydayı vadeli alımlar üzerinden sağlayabileceğini savunuyor. Büyük bir ABD bankasının kurumsal türevler başkanı ise sıfır maliyetli yakalıkların sunduğu kur seviyelerinin son yıllarda görülmemiş kadar cazip olduğunu belirtiyor.