Trump’ın politikaları ve küresel endişeler doların zayıflamasına zemin hazırlıyor

CNBC'nin haberine göre Euro, 2025 yılı itibarıyla ABD doları karşısında güçlü bir değer artışı sergilerken, bu trendin arkasındaki temel etkenlerin başında Donald Trump’ın ekonomi politikaları, AB içindeki mali beklentiler ve yatırımcıların dolar karşısındaki temkinli duruşu geliyor.
Fransa'nın Aix-en-Provence kentinde düzenlenen bir ekonomi forumunda konuşan merkez bankası yöneticileri ve stratejistler, avronun rezerv para olarak dolarla rekabet edebilecek seviyeye henüz ulaşmadığını kabul etse de, mevcut küresel gelişmelerin euronun istikrarını desteklediğini ifade etti.
Yunanistan Merkez Bankası Başkanı Yannis Stournaras, ABD’deki gümrük tarifeleri, kurumlara yönelik siyasi saldırılar ve genişleyici maliye politikalarının dolar üzerinde olumsuz baskı oluşturduğunu söyledi. CNBC moderatörlüğündeki panelde konuşan Stournaras, "Tarifeleri uygulayanlar ilk olarak zararı görecektir" diyerek ticaret politikalarının etkilerine dikkat çekti.
Pazartesi itibarıyla, ABD ile Avrupa Birliği arasında yürütülen ticaret müzakereleri belirsizliğini korurken, daha önce İngiltere ve Vietnam gibi ülkelerle yapılan anlaşmaların işaret ettiği üzere, ithalata uygulanan tarifelerin yıl başına kıyasla genel olarak daha yüksek kalacağı tahmin ediliyor.
2025 başından bu yana, ABD’nin ticaret politikalarına ilişkin belirsizlikler ve AB tarafında artan mali harcamalarla birlikte avro, dolara karşı yaklaşık %14 değer kazandı. Bu yükseliş, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine rağmen gerçekleşti. Fed ise bu dönemde faiz oranlarını sabit tuttu.
Donald Trump’ın geçen hafta geçirdiği büyük vergi ve harcama paketi, siyasi cephede bir zafer olarak görülse de, bu düzenlemenin federal bütçe açığını büyütmesi ve ABD’ye olan güveni azaltması bekleniyor. Yatırımcılar bu politikaların ekonomik sürdürülebilirlik açısından risk oluşturduğunu değerlendiriyor.
İrlanda Merkez Bankası Başkanı Gabriel Makhlouf, yatırımcıların dolar karşısında temkinli bir pozisyon almaya başladığını belirtti. ABD'de hukukun üstünlüğüne yönelik endişelerin arttığını ifade eden Makhlouf, bu durumun yatırımcıları daha güvenli ve istikrarlı varlıklara yönlendirdiğini söyledi.
Euro’nun küresel rezerv para olarak kullanım oranı yaklaşık %20 seviyesinde sabit kalırken, ABD dolarının payı son on yılda %68,8’den %57,8’e geriledi. Avrupa Merkez Bankası'nın haziran ayında yayımladığı verilere göre, bu eğilim 2025’te de devam ediyor.
Stournaras, euroyu güçlendirmek için Avrupa Birliği'nin uzun süredir üzerinde çalıştığı Bankacılık Birliği ve Sermaye Piyasaları Birliği projelerinin tamamlanması gerektiğini belirtti. Bu yapısal adımların, euroyu sadece bölgesel değil, küresel finans sistemi içinde daha etkin hale getireceği vurgulandı.
Eurogroup Başkanı Paschal Donohoe ise euro cinsinden borçlanmanın önümüzdeki yıllarda artacağını söyledi. Özellikle pandemi sonrası başlatılan NextGenerationEU programı gibi teşvik projeleri, euroya olan talebi kalıcı biçimde destekliyor.
ING Döviz Stratejisti Francesco Pesole, jeopolitik riskler ve enerji fiyatlarındaki yükselişe rağmen doların bu gelişmelerden sınırlı ve geçici fayda sağladığını ifade etti. Doların kırılgan yapısının yatırımcılar arasında orta vadeli risk algısını artırdığını kaydetti.
Deutsche Bank stratejistleri George Saravelos ve Christian Wietoska ise ABD’nin büyük cari açığını finanse etmekte zorlandığını belirtti. Yabancı yatırımcıların artık daha fazla ABD varlığı almak istememesi, doların düşüşünü hızlandıran önemli bir dinamik olarak öne çıkıyor.
Piyasa stratejistlerine göre, önümüzdeki aylarda döviz kurları ticaret politikaları, merkez bankalarının yönlendirmeleri ve yatırımcı davranışlarına bağlı olarak dalgalanma gösterecek. Ancak mevcut şartlar altında, euronun küresel güç kazanmaya devam etmesi bekleniyor.