Rekorlar kıran gümüş, Nvidia'yı solladı: Tarihin en değerli ikinci varlığı oldu
- Gümüşün küresel piyasa değeri 4,65 trilyon dolara ulaşarak Nvidia’yı geride bıraktı. Böylece gümüş, altının ardından dünyanın en değerli ikinci varlığı konumuna yükseldi. Bu tarihi geçiş, teknoloji hisselerinden somut emtialara doğru hızlanan büyük bir sermaye rotasyonuna işaret etti.
Gümüşün küresel piyasa değeri 4,65 trilyon dolara ulaşarak Nvidia’yı geride bıraktı. Böylece gümüş, altının ardından dünyanın en değerli ikinci varlığı konumuna yükseldi. Bu tarihi geçiş, teknoloji hisselerinden somut emtialara doğru hızlanan büyük bir sermaye rotasyonuna işaret etti.
80 dolar eşiği aşıldı, kar satışları geldi
Gümüşün yer üstündeki toplam değeri, fiyatların ons başına 80 doların üzerine çıkmasıyla erken işlemlerde 4,65 trilyon dolara yükseldi. Bu rakam, Bloomberg verilerine göre Nvidia’nın yaklaşık 4,60 trilyon dolarlık piyasa değerinin üzerine çıktı.
Ancak yükseliş kalıcı olmadı. Yatırımcıların kar realizasyonuna yönelmesiyle spot gümüş gün içinde yüzde 6 artışla 84,01 dolara kadar çıktıktan sonra sert geri çekildi. Fiyatlar şu sırada yüzde 1 düşüşle 78,50 dolar seviyesine geriledi.
Dijital çağda bir ilk
Gümüşün Nvidia’yı geçmesi, modern dijital çağda ilk kez bir sanayi emtiasının dünyanın en büyük teknoloji şirketini geride bırakması anlamına geliyor. Küresel varlık sıralamasında yalnızca altın gümüşün önünde yer alıyor.
1979’dan bu yana en güçlü performans
Gümüş, 2025 yılında yüzde 160’ın üzerinde değer kazanarak 1979’dan bu yana en güçlü yıllık performansına imza atmaya hazırlanıyor. Bu yükseliş, değerli metallerde yıl boyunca süren rallinin zirve noktalarından biri olarak görülüyor.
Merkez bankaları, ETF’ler ve Fed etkisi
Analistlere göre yükselişin arkasında merkez bankalarının artan alımları, borsa yatırım fonlarına (ETF) güçlü girişler ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) art arda yaptığı üç faiz indirimi bulunuyor. Faiz getirisi olmayan emtialar, düşük faiz ortamında avantaj kazanırken, piyasa oyuncuları 2026’da yeni faiz indirimlerini de fiyatlamaya başladı.
“Nesiller arası bir balon mu?”
IG Australia piyasa analisti Tony Sycamore, Bloomberg’e yaptığı değerlendirmede, “Yanılmayalım, gümüşte nesiller arası bir balonun oluşumuna tanıklık ediyor olabiliriz” dedi. Sycamore, yeni madenlerin devreye alınmasının 10 yıla kadar sürebileceğine ve sermayenin adeta mıknatıs gibi değerli metallere çekildiğine dikkat çekerek, bu havanın ne zaman dağılacağının belirsiz olduğunu vurguladı.
Fiziksel arz krizi derinleşiyor
Hareketin temelinde iki ana unsur bulunuyor: kronikleşen fiziksel arz açığı ve parasal talepteki yeniden canlanma. Altının aksine, yıllık gümüş arzının yaklaşık yüzde 50’si sanayi kullanımında tüketiliyor.
Güneş enerjisi (fotovoltaik) sektöründeki patlama ve otomotivde elektrifikasyon süreci, Londra ve New York’taki depo stoklarını çok yıllık dip seviyelere çekti.
Yapay zeka ironisi: Nvidia büyüdükçe gümüş sıkıştı
Ironik biçimde, Nvidia’yı 4 trilyon doların üzerine taşıyan yapay zeka patlaması, gümüşteki arz sıkışıklığını da derinleştirdi. Üstün iletkenlik özelliği nedeniyle gümüş, veri merkezlerinde ve yapay zeka donanımlarında kullanılan yüksek performanslı bağlantı ve devrelerin vazgeçilmez bir bileşeni konumunda.
Gümüş sermayeyi kendisine çekiyor
Yatırımcılar, onsu 4 bin 500 doların üzerine çıkan altına kıyasla daha ucuz bir alternatif olarak gümüşe yöneldi. Gümüş, değerli metallerde yüksek beta etkisiyle özellikle yılın son çeyreğinde altını açık ara geride bıraktı.
Hisse senetlerinden somut varlıklara dönüş
Bu kayma, varlık yöneticilerinin hisse senedi değerlemelerine yönelik artan temkinini de yansıtıyor. Nasdaq 100’ün inatçı enflasyon verileriyle baskı altında kalması, sermayenin tarihsel olarak para birimi değer kaybına karşı koruma sağlayan somut varlıklara yönelmesine neden oldu.
Volatilite sürecek ama çıta yükseldi
Gümüşte sert dalgalanmaların devam etmesi beklenirken, 4,65 trilyon dolarlık piyasa değeri metalin küresel finans sistemindeki ağırlığı için yeni bir taban oluşturmuş durumda. Analistler, gümüşün artık yalnızca bir sanayi metali değil, sistemik öneme sahip bir varlık olarak değerlendirildiğine dikkat çekiyor.


