Borsa İstanbul 2025'te zayıf kaldı: Uzmanlar 2026 için öngörülerini paylaştı
- 2025’in son günlerinde Borsa İstanbul’da gözler dördüncü çeyrek bilançolarına çevrilmiş durumda. Yüksek finansman maliyetleri, zayıf iç ve dış talep ile şirket kârlılıklarındaki erozyon, yıl boyunca BIST’in performansını sınırladı.
- Uzmanlara göre dördüncü çeyrekte ulaştırma, telekomünikasyon ve bankacılık sektörleri pozitif ayrışabilir. Borsada takip edilmesi gereken kritik teknik seviyelere de dikkat çeken uzmanlar, 2026’ya yönelik beklentilerini de paylaşıyor.
- Analistler, 2026’da Borsa İstanbul’da sınırlı bir toparlanma bekliyor. Bankacılık, sigorta ve perakende sektörlerinin öne çıkabileceğini belirten uzmanlar, yeni yılda yönü büyük ölçüde makro politikalar ve bilanço dinamiklerinin belirleyeceğini vurguluyor.
2026’ya doğru geri sayım sürerken Borsa İstanbul’da gözler dördüncü çeyrek bilançolarına çevrildi. Yıl boyunca yüksek finansman maliyetleri, zayıf iç ve dış talep, şirket kârlılıklarındaki erozyon ve jeopolitik riskler BIST’in seyrini belirleyen temel dinamikler oldu. CNBC-e.com’a değerlendirmelerde bulunan Finansal Danışman Ali Ağaoğlu, 2026’da da borsanın bu yıldan çok farklı bir performans sergilemesini beklemediğini söyledi. Marbaş Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Soner Kuru, BIST için medyan beklentilerinin 14 bin puan olduğunu aktarırken; İnfo Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Vahap Taştan ise yeni yıl için daha umutlu bir görünüm öngördüklerini ifade etti.
"Yüksek faiz borsayı baskıladı"
Finansal danışman ve Gazeteci Ali Ağaoğlu, rasyonel politikalara dönüşle birlikte yüksek faizin borsa üzerinde baskı yarattığını belirtti. 2025'in tamamında Borsa İstanbul’da kötümser bir performans izlendiğini söyledi. Borsayı ikiye ayırmak gerektiğini ifade eden Ağaoğlu, “Benim borsa diye tanımladığım; indirgenmiş nakit akışları, bilançoların geleceği, sektörün konumu ve ülkenin genel ekonomik performansına göre fiyatlanan, analiz temelli borsa. Bir de hiçbir dinamiğe uymayan, bilanço ve fiyat-kazanç oranlarının makul seviyelerden tamamen koptuğu başka bir borsa var. Şu an borsa bu tanımlamaya daha çok uyuyor” dedi. Borsada iki ciddi problem olduğunu vurgulayan Ağaoğlu, bunlardan ilkinin yüksek finansman maliyetleri olduğunu belirtti. İkinci ve daha kritik sorunun ise başta sanayi olmak üzere şirketlerde derinleşen karsızlık problemi olduğunu ifade etti. Ağaoğlu, “Bu sorun bir süredir vardı ama artık açık şekilde dillendiriliyor. Bunun bilançolara da yansımasını bekliyorum” diye konuştu. Önümüzdeki dönem için tek tek sektör sormak yerine borsanın genel gidişatını konuşmanın daha doğru olacağını söyleyen Ağaoğlu, görünümün çok iyimser olmadığını vurguladı. Borsadaki zayıf performansın nedenini yabancı yatırımcı girişinin olmaması ve politik gelişmeler olarak açıkladı. Bununla birlikte, bazı sektörlerde olumlu ayrışma mümkün. Ağaoğlu, “Ulaştırma, telekomünikasyon, bankacılık ve bunlara bağlı olarak holdinglerde pozitif bir seyir görülebilir. Enerji şirketleri için de böyle bir beklenti var. Borçluluğu düşük olan, nakit zengini şirketler yüksek faiz ortamından fayda sağlıyor” ifadelerini kullandı.

"Ulaştırma ve telekomünikasyon pozitif ayrışabilir"
Türkiye’deki gıda fiyatları ile dünya fiyatları arasında önemli fark olduğunu dile getiren Ağaoğlu, enflasyonla mücadelede izlenen politikanın üç ayağı bulunduğunu belirtti, sözlerine şöyle devam etti: “Bu mücadelenin üçte biri para politikasıdır ve bu kısım bence çok başarılı yürütülüyor. Ancak maliye politikasında atılmış ciddi bir adım yok; gerekli tasarruf yapılmıyor, yapısal dönüşüm yapılmıyor. Gıda tarafında da tedarik zincirinin lojistik, soğuk hava deposu gibi altyapılarında iyileştirme yapılmıyor. Bunlar olmadığı sürece kalıcı bir enflasyon düşüşü sağlamak zor.” Ağaoğlu, yüksek faiz politikası nedeniyle yatırımların azaldığını ve bunun ölçek ekonomisine ulaşmayı zorlaştırdığını söyledi. Bu koşullarda da üretim maliyetlerini aşağı çekme imkanının giderek azaldığını vurguladı. Ağaoğlu, enflasyonun hızlı bir şekilde düşmeyeceğini düşündüğünü aktararak, Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını 2026’ya kadar sürdürmesi gerektiğini ifade etti. Perakende zincirlerinde ise fiyatlardan çok marj etkisinin öne çıktığını, nakit zengini oldukları için enflasyondan fayda sağlayan şirketler olduklarını belirtti. Ağaoğlu, 2026’nın genel olarak 2025’e benzeyen bir yıl olacağı görüşünü dile getirerek, “Umarım jeopolitik riskler azalır ama bugün görünen tabloya bakıldığında dünyada faiz, borsa karşısında güçlü bir alternatif olmaya devam edecek” şeklinde konuştu.
"2026 beklentimiz 14 bin puan"
Marbaş Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Soner Kuru da Borsa İstanbul'un 2025 yılındaki performansını nötr olarak değerlendirdi. "Şirket bazlı ayrışmalar net nette oldu. Ancak geneliyle endeksin yukarı yönlü güç hareketi söz konusu olmadı" dedi. Dördüncü çeyrekte faiz indiriminin gecikmeli yansımalarını izlemeye devam edileceğini, bankacılık, hayat emeklilik sigortacılığı ve ağırlıklı değerleme dönemi olması nedeniyle GYO'ların takip edileceğine işaret eden Kuru, sözlerine şöyle devam etti: "İlaveten sınai sektöründe sağlık, taahhüt, tahsilat dönemi olması nedeniyle yazılım, kampanya dönemi etkileşimiyle teknoloji perakende ve dönemden yararlanan gıda perakendeciliğimden olumlu finansallar bekliyoruz. Zorlama tarafında aslında para politikası geneliyle zorluyor. Sadece kötümser finansallar içerisinde iyi olan şirket ve sektörlerin ayrıştırılmasını yapıyoruz." Takip edilmesi gereken teknik seviyeleri de paylaşan Kuru, 10 bin 500 ve 11 bin 100 puan seviyelerinin ana noktalar olduğunu, kötümser senaryoda ise 10 bin 100 puan, iyimser senaryoda da 11 bin 500 puan ve akabinde yıl sonu 12 bin 500 bandına yönelme beklediğini söyledi. 2026'ya dair beklentileri de değerlendiren Kuru, "Borsa İstanbul nezdinde medyan 2026 beklentimiz 14 bin puan seviyesidir. Alt bantta 12 bin üst bantta 16 bin seviyesi mevcuttur. İlave katalizörler ve artık dezenflasyon sürecinde kontrol ufkuna yönelmek gerekiyor. ABD ara seçimi, bizim dezenflasyon sürecimiz ve AB’nin sınırda karbon uygulamaların 2026’nın önemli gündemlerinden olacak" dedi.

"2026 için daha umutluyuz"
İnfo Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Vahap Taştan, borsaya dair yaptığı değerlendirmede, 2025 yılının BIST'in getiri konusunda diğer yatırım araçlarına göre geride kaldığı bir yıl olduğunun altını çizdi. " Bu duruma temel gerekçelerden ilki ve en önemlisi ve hatta trendi de belirleyen olan zayıf iç ve dış talep oldu. Avrupa’da jeopolitik riskler ve ekonomide gözle görülür iyileşme olmaması dış talebi baskıladı. İçeride yüksek faiz ortamında iç talepteki büyüme sınırlı kaldı" dedi. Takip ettikleri şirketlerin büyük bölümünün ciro ve FAVÖK yaratmakta zorluk çekmese de yüksek finansman giderine maruz kaldıklarını belirten Taştan, önemli ve zorlu bir yılın atlatıldığını düşündüklerini, yılın son çeyreğinde şirketlerin performansının istenen düzeyde olmadığını ancak 2026 için daha iyi mesajlar aldıklarına dikkat çekti. Dördüncü çeyrek bilançolarına dair değerlendirmelerde bulunan Taştan, "İlk izlenimimiz bankacılık sektöründeki kar büyümesinin sürdüğü yönünde. Özellikle özkaynak karlılığı bakımından Ekim verileri yüzde 25 ortalama özkaynak karlılığına işaret ediyor. Çok kuvvetli bir veri olmasa da trend olarak yukarı eğilimi koruması olumlu. Savunma sanayinde son çeyrek güçlü sonuçlar görebiliriz. Gıda perakende tarafında sektörde beğendiğimiz ve son çeyrekte de bu trendini korumasını beklediğimiz şirketler var. Sigorta sektöründe de ivme korunuyor" ifadelerini kullandı. BIST'te 11 bin 500 puan bölgesinin ana direnç seviyesi olduğunu, kısa vadede 11 bin 50 puan eşiğini de önemsediklerini ancak geri çekilmede 10 bin 400 puanın ise ana destek olduğuna işaret eden Taştan, 2026'nın ana temasının borçlanma maliyetlerindeki düşüş ve buna bağlı olarak hem iç talepteki artış, hem de şirketlerin yüksek finansman yükünden arınabileceği bir dönem olacağını beklediğini söyledi. Taştan, "CDS’teki gerilemenin Türkiye’nin borçlanma maliyetlerini aşağı çekeceğini düşünüyoruz. Jeopolitik ve politik risk unsurları ise BİST üzerinde dönem dönem baskı yaratabilir. Şirket karları üzerinden konuştuğumuza ise daha iyi bir yıl bekliyoruz" dedi.




