ABD, ticaret görüşmelerinde sertleşti: Hazine Bakanı Bessent azami tarifeleri gündeme getirdi

PAYLAŞ
ABD, ticaret görüşmelerinde sertleşti: Hazine Bakanı Bessent azami tarifeleri gündeme getirdi

Amerika Birleşik Devletleri, ticaret müzakerelerinde daha sert bir tutum benimsemeye başlarken, "iyi niyetle" müzakere etmeyen ülkelere yönelik azami gümrük tarifeleri uygulama tehdidini yeniden gündeme taşıdı. Hazine Bakanı Scott Bessent, Pazar günü yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump’ın 2 Nisan’da açıkladığı ticaret politikalarının yeniden devreye alınacağını ve tarifelerin o tarihte duyurulan seviyelere döneceğini belirtti.

NBC televizyonuna konuşan Bessent, diğer ülkelerin eğer müzakerelere yapıcı bir şekilde yaklaşmazsa bizzat kendisinden azami tarife oranlarını içeren mektuplar alacaklarını söyledi. Bessent, bazı ülkelerin yüzde 10’luk bir tarife ile karşılaştığını ancak bazılarına çok daha yüksek oranlar uygulandığını ifade ederek, "Müzakere etmek istemiyorsanız, 2 Nisan seviyesine geri dönecektir," dedi.

ABD yönetiminin dış ticaret politikalarında daha agresif bir çizgiye yönelmesi, gümrük vergileri konusunda yaşanan müzakerelerin ne kadar gergin bir noktaya ulaştığını ortaya koyarken, Trump’ın diğer ülkelerin Washington ile müzakere etmek için yarıştığı yönündeki açıklamalarıyla da çelişiyor.

Trump, 2 Nisan’da neredeyse tüm ithalat kalemlerine yüzde 10 oranında gümrük vergisi uygulanacağını duyurmuş, bununla birlikte ABD’nin ihracatına vergi uygulayan ülkelere yönelik karşılıklı tarifelerin de kapsamlı şekilde hayata geçirileceğini açıklamıştı. Bu duyurunun ardından, ABD’nin Çin menşeli mallara uyguladığı tarifeler yüzde 145’e kadar yükseldi. Ancak Pazartesi günü ABD ve Çin, karşılıklı olarak uyguladıkları vergileri en az 90 gün boyunca düşürmek konusunda anlaşmaya vardı. Bu çerçevede, ABD’nin Çin’e uyguladığı ek vergiler yüzde 30’a, Çin’in uyguladığı oran ise yüzde 10’a indirildi.

Trump’ın 2 Nisan’da "ABD’yi haksız ticaret sisteminden kurtarma" iddiasıyla başlattığı tarifelendirme dalgasından Güneydoğu Asya ülkeleri de ağır şekilde etkilendi. Kamboçya yüzde 49’luk bir karşılıklı tarife ile karşı karşıya kalırken, Laos’a yüzde 48, Vietnam’a ise yüzde 46 oranında vergi uygulandı.

ABD ile ticarette zaman zaman tansiyonun yükseldiği Meksika ve Kanada ise karşılıklı tarifelerden muaf tutuldu. Ancak bu iki ülke ile imzalanan 2020 tarihli USMCA ticaret anlaşmasının şartlarına uymayan ürünler için yüzde 25’lik vergi uygulaması halen yürürlükte kalmaya devam ediyor.

Ticaret görüşmelerinde ilk sonuç alınan ülke ise Birleşik Krallık oldu. Bu ayın başlarında yapılan anlaşmayla İngiltere, Trump’ın başlattığı ticaret savaşından sonra ABD ile uzlaşan ilk ülke haline geldi. Anlaşma kapsamında, otomobil ve çelik ihracatına uygulanan tarifelerde indirime gidilirken, diğer mallara uygulanan sabit yüzde 10’luk vergi oranı korunmaya devam etti.

Hazine Bakanı Scott Bessent, açıklamalarında yalnızca diğer ülkelere değil, ticaret politikalarının ABD iç piyasasına yansımasına dair eleştiriler getiren şirketlere de yanıt verdi. Bessent, Washington yönetiminin uyguladığı tarifeler nedeniyle fiyatlarını artıracaklarını belirten perakende devi Walmart’ı da hedef aldı. Walmart'ın CEO'su ile görüştüğünü ifade eden Bessent, perakendecinin bazı tarifeleri üstleneceğini söylediğini aktardı. Bu açıklama, Trump’ın hafta sonu sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla da paralellik gösterdi. Walmart, Bessent’in açıklamalarına doğrudan bir yanıt vermezken, hafta sonu yaptığı yazılı açıklamada her zaman fiyatlarını mümkün olduğunca düşük tutmak için çalıştıklarını ifade etti.

Bessent’in gündeminde bir diğer önemli başlık da kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in ABD’nin kredi notunu düşürme kararıydı. Moody’s, Cuma günü yaptığı açıklamayla ABD'nin kredi notunu en yüksek seviye olan Aaa’dan bir basamak aşağıya, Aa1 seviyesine çekmişti. Kuruluş, bu kararına gerekçe olarak artan kamu borcu ve büyüyen bütçe açığını göstermişti.

Bu gelişmeye de yanıt veren Bessent, Moody’s’in kararını gecikmiş bir değerlendirme olarak niteledi. “Sanırım herkes kredi derecelendirme kuruluşları hakkında böyle düşünüyor,” diyen Bessent, sorumluluğun eski başkan Joe Biden’a ait olduğunu öne sürdü. Biden yönetiminin son dört yılda yürüttüğü harcama politikalarının bugünkü bütçe durumunu yarattığını savunan Bessent, Trump yönetiminin ise harcamaları azaltarak ekonomiyi büyütmeye kararlı olduğunu dile getirdi.
4o