Boston Fed’den sistemik risk uyarısı: Bankaların özel krediyle artan bağı yeni kırılganlıklar yaratıyor

Boston Fed, 1,6 trilyon dolarlık özel kredi sektörüne verilen banka finansmanlarının, özellikle ekonomik durgunluk dönemlerinde ABD finans sistemi için sistemik risk potansiyeli taşıdığı uyarısında bulundu. Fed’in Boston Şubesi tarafından yayımlanan rapor, bankacılık dışı gruplara sağlanan krediler yoluyla bankaların yeni bir risk kanalıyla karşı karşıya kalabileceğine işaret ediyor.
Raporda imzası bulunan ekonomistler José Fillat, Mattia Landoni, John Levin ve Christina Wang, bankaların doğrudan kredi sağlayan özel fonlara finansman sunarak geleneksel olarak daha yüksek risklerle ilişkilendirilen alanlara dolaylı yoldan maruz kaldığını belirtiyor. Son yıllarda hızlı bir büyüme gösteren özel kredi sektöründe Blackstone, Apollo ve Ares gibi aktörlerin öne çıktığı, bu büyümenin ise geleneksel bankacılık sistemine daha sıkı bağlarla gerçekleştiği vurgulanıyor.
Özel kredi fonları genellikle banka kredilerinden daha yüksek faizli ve daha az düzenlemeye tabi krediler sunan yapılar olarak biliniyor. Bankalar, bu fonlara sağladıkları dönen kredi olanaklarıyla, onların şirketlere doğrudan kredi açmasını mümkün kılıyor. Rapora göre, bu tür kredi hatları fonlara istedikleri zaman yüz milyonlarca dolarlık kaynağa erişim sağlıyor. Bu yapı, özel kredi fonlarının bankacılık sektörünün likiditesine olan bağımlılığını artırırken, eş zamanlı şoklar karşısında sistem genelinde yayılabilecek likidite risklerini de büyütüyor.
Boston Fed ekonomistleri, özellikle temerrüt oranlarının geleneksel sendikasyonlu kredi veya yüksek getirili tahvil piyasalarındaki borçlulardan daha yüksek olduğu durumlarda bankaların bu riskten etkilenebileceğini belirtiyor. Geleneksel piyasalarda yatırımcılar riskin nihai taşıyıcısı olurken, özel kredi piyasasında bu risk genellikle fonların kendisinde toplanıyor. Ancak bu fonların ihtiyaç duyduğu likiditenin büyük ölçüde bankalar tarafından sağlanması, sistem genelinde bulaşma etkisi yaratabilecek yeni bir kırılganlık noktası anlamına geliyor.
Fed’in analizine göre, 2008 mali krizinin ardından devreye alınan regülasyonlar bankaları doğrudan riskli şirketlere kredi vermekten caydırmıştı. Bu durum, daha az regüle edilen özel kredi fonlarının alan kazanmasına neden oldu. Örneğin, aşırı borçlu ya da faaliyetlerinden yeterli nakit yaratamayan firmalara doğrudan kredi vermek istemeyen bankalar, bu ihtiyacı özel kredi fonlarına verdikleri kredi olanaklarıyla dolaylı biçimde karşılamaya başladı. Bu da özel kredi piyasasının büyüme hızını artırdı.
Boston Fed’in işaret ettiği bir diğer önemli unsur da bankaların özel kredi fonlarına sağladığı finansmanın yapısı. Bu krediler genellikle fonların “en kıdemli yükümlülükleri” arasında yer alıyor. Bu durum, fonların yalnızca çok derin ve uzun süreli bir ekonomik kriz yaşanması halinde bu borçlarını ödeyemez duruma geleceği anlamına geliyor. Ayrıca, özel kredi fonlarının doğrudan teminatlı alacaklar yerine, yüzlerce küçük krediden oluşan havuzlarla teminatlandırılması da bireysel borçlanmalarda riski seyreltse de, makro düzeyde zincirleme etkileri engellemeye yetmeyebilir.
Öte yandan, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in verileri, özel kredi fonları ve benzeri banka dışı finans kuruluşlarına verilen banka kredilerinin 2025 yılının ilk çeyreği itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak yaklaşık 1,2 trilyon dolara ulaştığını ortaya koydu. Bu artış, bankaların özel kredi fonlarıyla olan ilişkilerinin ne denli genişlediğini ve sistem geneline yayılabilecek olası etkilerin boyutlarını gözler önüne seriyor.
Boston Fed’in bu değerlendirmesi, geleneksel bankacılık sisteminin regülasyonlarla belirli risklerden arındırılmaya çalışıldığı bir ortamda, finansal sistemin başka bir ucunda benzer risklerin yeniden üretilip üretilmediğine dair önemli bir tartışma başlatıyor. Özellikle faizlerin yüksek seyrettiği ve kredi koşullarının sıkılaştığı bir konjonktürde, özel kredi piyasasındaki şokların sistemik risk üretip üretemeyeceği sorusu, hem düzenleyici otoritelerin hem de yatırımcıların radarına daha fazla girmeye aday görünüyor.