Eğilmez: OECD'nin önerisi yapısal reform değil deform, niye servet beyanını önermiyor?

PAYLAŞ
  • İktisatçı Mahfi Eğilmez, CNBC-e yayınında OECD'nin Türkiye'ye yönelik önerilerini değerlendirdi.
  • "OECD'nin önerisi yapısal reform değil yapısal deformdur" diyen Eğilmez, "Türkiye'ye özel önerilerde bulunuyorsan çalışmadan para kazanan, karaparayla para kazanan, kayıt dışında inanılmaz servet birikimi var. Bunlarla ilgili niye öneri getirmiyorsun? Niye servet beyanının geri getirilmesini önermiyor?" ifadelerini kullandı.
Eğilmez: OECD'nin önerisi yapısal reform değil deform, niye servet beyanını önermiyor?

İktisatçı Mahfi Eğilmez, ekonomide son gelişmeleri CNBC-e canlı yayınında 4'te Ekonomi programında değerlendirdi.

ABD Merkez Bankası'ndan (Fed) gelecek faiz kararına ilişkin konuşan Eğilmez şunları söyledi:

"Bu kadar karara yaklaşmışken Fed gözlemcilerine bakınca yüzde 90'ın üstü bir kesinlik olurdu. Hala 60-40'lardayız. Hala netleşmiş değil. Benim kafamda 0,25 indirim yapar diyordum, çok net değil kafamda. 0,25 indirir ama devam edeceğine ilişkin net bir açıklama yapar. Şahinliği açıklamaya yükler, orana yüklemek yerine. Dünyaya çok ciddi etkileri olacak. Bize de etkileri olacak. Birçok para kazanan fon buraya geri dönmeye başladı. Faizler düşerse yeniden biraz daha risk olup getirinin yüksek olduğu yerlere yönelebilir fonlar. Buradan bize bir kaynak girişi olur. Borç şeklinde, mevduat şeklinde, tahvil alımı, borsaya giriş şeklinde olabilir. Türkiye'yi olumlu etkileyecek. 0,25 yapıp devam edeceğim demesi Fed'in geçmişiyle daha tutarlı bir yaklaşım olur."

"TCMB pek pozisyon değiştirecek gibi görünmüyor"

Eğilmez, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yarınki faiz kararına yönelik olarak, "TCMB büyük ihtimalle pek pozisyonunu değiştirecek gibi görünmüyor. Fed gibi değil bizim Merkez Bankası. Bizde faiz indirmek kolaydır, yükseltmek zordur. Merkez Bankası faiz indirme yönünde daha dirençli olacaktır. Ekonomide daralma gördü, diyelim ki ekimde faizi 3 puan indirmeye karar verdi. Bu kararı verirken tekrar 50'ye çıkar mıyım hep bunu düşünecek. Geçmişe bakınca böyle oldu. Merkez Bankası baskı varsa ona rağmen çok kolay indirmemeyi tercih edebilir. Fed 0,50 indirirse bize doğru gelen kaynak daha da artabilir. Bu kur üzerinde baskı yaratır, aşağı indirmeye başlar" dedi.

"Kur baskı altında"

Toplumda yaygın bir devalüasyon beklentisi olduğunu belirten Eğilmez sözlerini şöyle sürdürdü: "Fiyatı ayarlarken ya bir şey olursa diye fiyat koyuyor. Fiyat olması gerekenin çok üstüne gidiyor. Kur beklentisinden dolayı böyle yapıyoruz diyen var. Dalgalı kur sisteminde devalüasyon diye bir şey yok. Merkez Bankası kur daha aşağı gitmesin diye döviz satıyor. Carry trade ile yurt dışından gelen yok sadece içeride insanlar döviz bozduruyor. Kur baskı altında daha aşağı gidiyor. Kuru yukarı götürmek için yapılacak tek şey faiz indirimi. Yüzde 50 olan faizi yüzde 40'a indirirsen kur yükselir. Carry trade ile gelen gider, döviz bozduran döviz almaya başlar. Bunu yapınca enflasyonla ilgili adımları geri almış gibi oluyorsun. Yapılabilecek bir tek şey var, enflasyonu indirene kadar devam edeceğiz. İkide bir politikayı bir o tarafa bir bu tarafa çevirirsek işin içinden çıkamayız. Yapısal reformlar yapacaksın. 2001'de 3 alanda yapısal reform yapıldı. Bir taşla üç kuşu vurmanın tek yolu var beklentileri değiştirmek."

Konut satışlarında ağustos ayında görülen hareketliliği yorumlayan Eğilmez, "Konut fiyatlarında reel olarak gerileme var. Türkiye'de konut talebi hiç bitmiyor. Kiralar yüksek. Çok da şaşırtıcı değil" dedi.

OECD'nin Türkiye'ye yatırımcı ilgisinin arttığına ilişkin açıklamasını değerlendiren Eğilmez şunları söyledi: "Mehmet Şimşek'in uyguladığı politika biraz güven verici politika. İrrasyonel bir yerden rasyonel bir yere geldik. Faizden dolayı para kazanılıyor. CDS primi gerilemiş durumda. Önemli olan doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekmek."

"OECD niye servet beyanının geri getirilmesini önermiyor?"

OECD'den cnbce.com'a yapılan açıklamada, yapısal reformların mevcut makroekonomik çerçeveyi istikrara kavuşturabileceği ve uzun vadeli büyüme potansiyelini artırabileceği belirtilmişti. Özellikle işgücü piyasası reformlarının gerekli olduğunu ifade eden OECD'nin önerileri sürekli iş sözleşmelerinin daha esnek hale getirilmesi, sosyal koruma sisteminin kıdem tazminatından daha geniş kapsamlı işsizlik sigortasına kaydırılması ve yasal asgari ücretlerin firmalar için karşılanabilir olmasının sağlanması olarak sıralandı.

Eğilmez önerilere ilişkin şunları kaydetti: "OECD'nin önerisi yapısal reform değil yapısal deformdur. Yapısal reform lafı IMF'nin buluşudur. Reform demiyorlar. Yapısal uyumlandırma derler. Buraya gelene kadar başka sorunlarımız var bizim. Türkiye'ye özel önerilerde bulunuyorsan çalışmadan para kazanan, karaparayla para kazanan, kayıt dışında inanılmaz servet birikimi var. Bunlarla ilgili niye öneri getirmiyorsun? Niye servet beyanının geri getirilmesini önermiyor? Elde ettiği gelirle servetini izah edemeyenler var. Niye hep emeğin üstüne gidiyorsun?"