Trump, Fed ve Çalışma İstatistikleri Başkanlığı için atama yapmaya hazırlanıyor

ABD Başkanı Donald Trump, ülkenin ekonomik politika yapımında etkili iki kilit kurumda üst düzey değişikliklere hazırlanıyor. Trump, Federal Rezerv Yönetim Kurulu’ndaki boş üyelik için yeni bir isim atayacağını ve Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS) başkanlığına da kısa süre içinde yeni bir komisyon üyesi seçeceğini duyurdu. Bu adımlar, ekonomik veriler üzerindeki siyasi etki alanını genişletmek isteyen Trump’ın yaklaşan seçim sürecine yönelik stratejik hamleleri olarak değerlendiriliyor.
Trump, geçtiğimiz hafta yayımlanan zayıf istihdam verilerinin ardından, 2023’ün başında BLS Başkanlığı’na atanan Erika McEntarfer’ı görevden aldı. Bu karar, ABD kamuoyunda ve akademik çevrelerde, ekonomideki veri üretim sürecinin siyasallaşması yönünde kaygılara yol açtı. Başkan, görevden alma kararını gazetecilere yaptığı açıklamada, "Açıkladığı rakamlar gülünçtü. Hiç güvenimiz yoktu" ifadeleriyle gerekçelendirdi. Herhangi bir somut kanıt sunmadan McEntarfer’ı ekonomik verileri manipüle etmekle suçladı.
Trump, Pazar gecesi New Jersey’den Washington’a dönüş yolculuğunda, yeni BLS başkanını önümüzdeki üç-dört gün içinde açıklayacağını söyledi. Bu pozisyona yapılacak atama da Senato onayına tabi olacak. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, McEntarfer’ın görevden alınması savunularak, "rakamlar artık çok güvenilmez hale geldiği için" kurumun "yeni bir bakış açısına" ihtiyaç duyduğu belirtildi.
Bu gelişmeler, Federal Rezerv tarafında da önemli bir boşluk doğurmuş durumda. Fed Yönetim Kurulu üyesi Adriana Kugler’ın beş ay kala istifasını açıklamasının ardından Trump, bu koltuğa kimin getirileceği konusunda değerlendirme sürecinde olduğunu belirtti. Başkan, "Aklımda birkaç kişi var" diyerek adaylar arasında Kevin Hassett, Kevin Warsh ve Hazine Bakanı Scott Bessent’in yer aldığını ima etti. Kugler’ın görevden ayrılması, Trump’a Federal Açık Piyasa Komitesi’nde etkisini artırma fırsatı sunacak.
Kugler’in istifasının zamanlaması, Trump'ın para politikasına daha doğrudan müdahil olma isteğini yansıtıyor. Başkan, faiz oranlarını yeterince hızlı indirmediği gerekçesiyle Fed Başkanı Jerome Powell’ı sık sık eleştiriyor. Geçen ay Powell için "O tam bir aptal" ifadesini kullanan Trump, merkez bankasının performansını "berbat" olarak nitelendirmişti. Powell’ın başkanlık görevi Mayıs 2026’da sona eriyor ancak 2028’e kadar kurul üyeliğine devam etme hakkı bulunuyor. Trump’ın Powell’a karşı sosyal medya üzerinden doğrudan istifa çağrısı yapması, iki isim arasındaki gerilimin giderek arttığını gösteriyor.
Trump, kendi ifadeleriyle, “rakamlara güveni artırmak” ve “daha şeffaf bir veri üretim süreci sağlamak” amacıyla kurumların başına "kendi adamlarını" getirmeyi hedefliyor. Eski BLS başkanı ve Trump’ın ilk döneminde kurumun başında yer alan William Beach ise bu yaklaşımı eleştirerek, McEntarfer’ın görevden alınmasının "istatistik sistemine zarar verdiğini" söyledi. Beach, CNN’e yaptığı açıklamada, "Bu işten çıkarmanın hiçbir dayanağı olduğunu sanmıyorum. BLS’nin güvenilirliğini zedeliyor" dedi.
McEntarfer’ın görevden alınması, Senato’da iki partinin desteğiyle geçtiğimiz yıl 86'ya karşı 8 oyla onaylanmış olmasına rağmen gerçekleştirildi. Onay oyu verenler arasında bugünkü Başkan Yardımcısı JD Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio da bulunuyordu. Kevin Hassett, Fox News’e verdiği röportajda, "Veriler propaganda aracı olamaz. Güvenilir olmalı" diyerek Trump’ın tutumuna destek verdi.
Trump’ın ekonomi kurumu liderliklerinde yaptığı bu değişiklikler, sadece kısa vadeli siyasi hedeflerle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda ABD’nin trilyonlarca dolarlık finansal sistemi için temel teşkil eden ekonomik verilerin üretim süreçlerinin geleceği açısından da ciddi bir tartışmayı gündeme taşıyor. Başkan, kendi deyimiyle bu kurumlara “güvenilirlik” kazandırmak isterken, kamuoyunda bu hamlelerin bağımsız kurumların siyasal ajandaya tabi hale getirileceği endişesi daha fazla dile getiriliyor.