Fed’de faiz indirimi tartışması: Trump’ın gümrük vergileri, karar bölünmesini derinleştiriyor

PAYLAŞ
Fed’de faiz indirimi tartışması: Trump’ın gümrük vergileri, karar bölünmesini derinleştiriyor

Financial Times'ın haberine göre ABD Merkez Bankası (Fed), faiz indiriminin zamanlaması konusunda kendi içinde fikir ayrılığı yaşıyor. Fed’in bazı üyeleri ekonomik büyümedeki yavaşlamayı gerekçe göstererek yaz aylarında faiz indirimi çağrısında bulunurken, diğerleri Donald Trump’ın planladığı gümrük tarifelerinin enflasyonu yeniden alevlendirme riskine dikkat çekerek faiz oranlarının 2025 boyunca sabit tutulması gerektiğini savunuyor.

Bu tartışmanın son örneği, Fed Guvernörü Christopher Waller’ın yaptığı açıklamada görüldü. CNBC’ye konuşan Waller, temmuz ayında faiz indiriminin makul olduğunu söyledi. Waller, “Altı aydır enflasyonda büyük bir tarife şokunun gerçekleşmesini bekliyorduk ama bu gerçekleşmedi” ifadelerini kullandı. Trump’ın başkanlığı döneminde göreve gelen Waller, para politikası kararlarının verilere dayanması gerektiğini vurguladı.

Waller’ın sözleri, Fed’in bu yılki dördüncü toplantısında faiz oranlarını değiştirmeyerek sabit tutmasından yalnızca iki gün sonra geldi. Fed, daha önce 2024 boyunca toplamda 100 baz puanlık faiz indirimi öngörmüştü. Ancak son projeksiyonlar, bu beklentinin üyeler arasında derin bir görüş ayrılığına dönüştüğünü ortaya koydu. Politika yapıcıların bazıları bu yıl iki ya da daha fazla faiz indirimi beklerken, yedi üye artık indirime gerek olmadığını düşünüyor. Sadece iki üye ise bir adet indirimin uygun olacağını öngörüyor.

Fed Başkanı Jerome Powell, Çarşamba günü yaptığı açıklamada bu farklılıkları “sağlıklı görüş çeşitliliği” olarak tanımladı. Powell, faizlerin şu an için sabit tutulması kararının “güçlü bir destek” gördüğünü, ancak ilerleyen dönemde ekonomiye dair gelecek verilerle birlikte bu farklılıkların azalmasını beklediğini belirtti. “Belirsizlik bu kadar yüksekken, hiç kimse bu faiz oranlarına çok fazla bağlanmıyor” diyerek, piyasadaki kararsızlığı da yansıttı.

Öte yandan, Donald Trump’ın ekonomik söylemleri de Fed’in kararlarını baskı altına alıyor. Yeniden başkan seçilme ihtimali tartışılan Trump, Fed’i faiz indirimi yapmadığı gerekçesiyle açık bir dille eleştirdi. Bu hafta yaptığı açıklamada, faizin %2,5’e kadar düşürülmesi gerektiğini savunarak Powell’ı “Amerikan utancı” olarak nitelendirdi. Trump, Fed’e doğrudan müdahaleyi ima eden “Kendimi atasam mı?” şeklindeki açıklamasıyla da dikkat çekti.

Piyasa beklentileri ise temkinli. Bloomberg verilerine göre vadeli işlem piyasalarında yatırımcılar, ekim ayından itibaren iki çeyrek puanlık faiz indirimi bekliyor. Ancak bu indirimin zamanlaması ve gerekçesi konusunda fikir birliği sağlanabilmiş değil. TS Lombard’ın ABD Baş Ekonomisti Steven Blitz, Waller’ın açıklamalarının, Fed’in gerçekte faiz indirimine daha yakın olduğunu açıkça ortaya koyduğunu savundu. Blitz’e göre, Fed’in harekete geçmesi için gereken tek şey, ekonomik ivmenin daha net biçimde yön değiştirdiğine dair güçlü bir teyit.

Faiz oranlarının hâlihazırda %4,25 ile %4,5 aralığında seyretmesi, ekonomiyi ne yavaşlatan ne de hızlandıran nötr düzeyin üzerinde bulunması nedeniyle Fed’in karar alma sürecini daha da karmaşık hale getiriyor. Merkez Bankası’nın projeksiyonları bu yıl için büyümede yavaşlama ve enflasyonda yükseliş öngörüyor olsa da, Mayıs ayında açıklanan tüketici fiyat endeksi verisi beklenenden düşük gelerek %2,4 seviyesinde gerçekleşti. Bu durum, enflasyonun kontrolden çıktığına dair endişeleri şimdilik yatıştırmış görünüyor.

Ancak iş gücü piyasasına dair görüşler de ikiye bölünmüş durumda. Bazı üyeler istihdamın gücünü koruduğunu düşünürken, bazıları belirli sektörlerde zayıflama yaşandığını savunuyor. Powell, bu noktada uzun vadeli enflasyon beklentilerini sabit tutmanın Fed’in temel yükümlülüğü olduğunu hatırlattı ve “Şu an için, politika duruşumuzda bir ayarlamayı düşünmeden önce daha fazla veri görmek için iyi bir konumdayız” dedi.

Fed’deki bu bölünme, Trump’ın ticaret politikalarının etkileri, piyasa beklentileri ve enflasyon verilerinin oynaklığı gibi unsurların birleşimiyle, faiz indirimine dair karar sürecinin önümüzdeki aylarda daha da tartışmalı geçeceğine işaret ediyor.