Trump hızlı zafer peşindeyken, Xi Jinping ABD-Çin ticaretinde sabırlı bir strateji izliyor

PAYLAŞ
Trump hızlı zafer peşindeyken, Xi Jinping ABD-Çin ticaretinde sabırlı bir strateji izliyor

Bloomberg'in haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump, Londra’da gerçekleşen ABD-Çin ticaret görüşmelerini “tamamlanmış” olarak duyururken, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping daha temkinli ve uzun vadeli bir kazanç elde etmeyi tercih etti. İki günlük müzakerelerin ardından Trump, Çin’den gelen nadir toprak mıknatıslarının akışının yeniden sağlanmasına yönelik anlaşmanın sonuçlandığını sosyal medya üzerinden ilan etti. Ayrıca Çinli öğrencilere yönelik vize kısıtlamalarının kaldırılacağı sözünü de verdi. ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise, otomotiv ve savunma sektörleri için kritik olan niş metallerin tedariki hızlanırsa, Washington’un Çin’e yönelik ileri teknoloji ihracat kontrollerini kaldırabileceğini belirtti.

Ancak Pekin’in kamuoyuna sunduğu yaklaşım oldukça farklı bir çerçevede şekillendi. Çin Komünist Partisi’nin resmi yayın organı People's Daily’de yer alan perşembe tarihli değerlendirmede, görüşmelerden elde edilen temel kazanç, Cenevre’de kurulan ve taraflar arasında kurumsal iletişimi garanti altına alacak bir “danışma mekanizması” olarak tanımlandı. Yorumda, ABD’nin ihracat kontrollerine ya da nadir toprak metallerine dair herhangi bir ifade yer almadı. Xi’nin Trump’a, iki ülkenin bu istişare kanalını kullanmasının önemini aktardığı belirtildi.

Bu ayrışma, ABD ile Çin arasında ticaret anlaşmazlıklarını ve genel anlamda ikili ilişkileri yönetme konusundaki yaklaşım farklılıklarını gözler önüne seriyor. Trump, doğrudan lider düzeyinde hızlı ve görünür anlaşmalarla ilerlemek isterken, Xi ise uzun vadeye yayılan, teknokratlara dayalı, daha sistematik bir müzakere sürecini tercih ediyor. Trump’ın önceki döneminde imzalanan “Birinci Aşama” ticaret anlaşmasının neredeyse tamamının dört yıllık görev süresine yayılması da bu farklılığı yansıtan bir örnek olarak öne çıkıyor.

Gavekal Research’ten Christopher Beddor, Xi’nin görev süresinin sınırsız olması nedeniyle zamana karşı baskı hissetmediğini, dolayısıyla Çin’in stratejisinin kısa vadeli kazanımlardan ziyade uzun vadeli istikrar ve kontrol olduğunu ifade etti. Bu yaklaşım, aynı zamanda Trump’ın diğer ülkelerle yaptığı agresif pazarlıkların Çin tarafından gözlemlenmesine olanak tanıyarak, Pekin’in daha temkinli bir diplomasi yürütmesini sağladı.

Geçtiğimiz hafta Xi, yükselen gerilimlere rağmen Trump ile doğrudan telefonda görüşerek esneklik sinyali verdi. Bu tür bir etkileşim, Biden dönemindeki uygulamaların dışına çıkılması anlamına geliyor; zira o dönemde liderler arasında doğrudan temas kurulmadan önce danışman düzeyinde kapsamlı görüşmeler yapılıyor ve protokol gözetiliyordu.

Her iki taraf da bu sefer detaylı bir açıklama yapmaktan kaçındı. Bu durum, nadir toprak metallerinin ihracatı gibi kritik konular başta olmak üzere birçok konuda belirsizliğin sürmesine neden oldu. CNBC’ye konuşan Ticaret Bakanı Lutnick, Çin’in ABD’li şirketlerin mıknatıs tedariki için yaptığı tüm başvuruları derhal onaylayacağını söyledi. Ancak uzmanlar, bu tür iddiaların fazlasıyla geniş ve hayal kırıklığına açık olduğunu belirtiyor.

Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü He Yadong ise perşembe günü düzenlenen basın toplantısında, ülkesinin “sivil sektörlerdeki tüm makul ihtiyaç ve endişeleri dikkate alacağını” ifade etti. Pekin’in ihracat lisansları üzerindeki sıkı denetimini sürdüreceği ancak alıcılara asgari düzeyde erişim sağlayacak kadar izin vereceği anlaşılıyor. Gavekal kurucusu Arthur Kroeber’a göre, bu kontrollü ihracat politikası, Çin’e gelecekteki pazarlıklarda kaldıraç etkisi sağlamaya devam edecek.

Trump, bu görüşmelerin ardından Çin’in ABD’ye ihracatında artık %55’lik bir vergiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Bu oran, önceki başkanlık döneminde uygulamaya konulan tarifelerle birlikte değerlendirildiğinde %10’luk sabit vergiye ve fentanil kaçakçılığı gibi gerekçelerle getirilen ek vergilere işaret ediyor. Lutnick, bu oranın değişmeyeceğini, yani şu anki tarife seviyelerinin kalıcı olacağını söyledi. Bu açıklama, Ağustos ayında sona erecek olan 90 günlük tarifesiz dönemin pratikte bir etkisinin kalmadığını da ortaya koyuyor. Böyle bir pozisyon, Pekin’in yeni tavizler vermesi yönündeki teşvikleri de sınırlıyor.

Çin’in ABD’ye ihracatı mayıs ayında %34 oranında gerileyerek, ABD’nin uyguladığı vergilerden en çok etkilenen ülke konumunu perçinledi. Buna karşılık Trump yönetimi, 9 Temmuz’a kadar onlarca ülkeyle ticaret anlaşmaları yapmayı ya da yeni tarifeleri uygulamaya sokmayı hedefliyor. Trump’ın çarşamba günü yaptığı açıklamada, bazı ülkelere “anlaşma bu, kabul edin ya da etmeyin” mesajı içeren mektupların gönderileceğini söylemesi, sabırsızlığın giderek arttığını ortaya koydu.

Bu hafta atılan önemli adımlardan biri, ihracat kontrollerinin doğrudan müzakere masasına getirilmesiydi. Daha önce bu kontrollerin sadece ulusal güvenlik gerekçeleriyle savunulması, Trump’ın bu argümanı sulandırarak müzakerelere esneklik kazandırmaya çalıştığını gösteriyor. Böyle bir yaklaşım, Trump’ın Çin’i ABD pazarlarına daha açık hale getirme amacına hizmet edebilir. Ancak Pekin’in kendi kendine yeterlilik stratejisi ve ulusal şampiyonlarını koruma çabası, büyük ölçekli ABD ithalatını kabul etme konusunda ciddi sınırlamalar oluşturuyor.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in önerdiği bir model olan “ekonomilerin yeniden dengelenmesi”, Çin yatırımlarının ABD’ye yönelmesini teşvik edebilir. Ancak ticaret politikalarında belirsizlik ve artan siyasi riskler, Çinli şirketlerin ABD’ye sermaye aktarma iştahını azaltabilir. Tüm bu başlıklar, Xi ve Trump arasında kurulan kurumsal mekanizma aracılığıyla uzun ve çetin müzakereleri gerektirecek.

Pekin’deki Grandview Enstitüsü’nde Amerikan araştırmaları direktörü olarak görev yapan ve Çin Halk Kurtuluş Ordusu’ndan emekli olan Zhu Junwei, “Bazıları Londra görüşmelerinin sadece bir çerçeve sunduğunu söylüyor. Ancak hiçbir şeye sahip olmaktansa bir çerçeveye sahip olmak daha iyidir” değerlendirmesinde bulundu. Bu ifade, Çin’in temkinli fakat sistemli ilerleyişinin özeti olarak dikkat çekiyor.